GENIUS / FIRTINALI HAYATLAR : Tecrübeli editörle uçuk yazarın dostluğu
1920’lerde başlayan hikaye Amerikan edebiyatının en önemli isimlerinden Ernest Hemingway, F. Scott Fitzgerald, Thomas Wolfe’un editörlüğünü yapmış Maxwell Perkins ile Thomas Wolfe arasındaki dostluğu konu almakta.
Thomas Wolfe (Jude Law) hayatının dört yılını verdiği eseri pek çok yayınevi tarafından geri çevrilmiş, isimsiz bir yazardır. Eserini değerlendirmesi için son olarak gönderdiği kişi Hemingway ve Fitzgerald gibi ünlü isimlerin kitaplarını basmış Charles Scribner’s Sons yayınevinin editörü Max Perkins’dir (Colin Firth). Perkins bu tanınmamış genç yazarın eserinin dahice olduğunu görerek Wolfe’daki yazarlık cevherini keşfeder. Fakat Wolfe bol tasvirleriyle aşırı uzun yazmaktadır ve kitabına sürekli yeni sayfalar ekleyip durmaktadır. İkili yoğun bir uğraş sonucu kitabı elden geçirip yayımlanmaya hazır hâle getirirler ve piyasaya sürülünce övgüler alır. Thomas Wolfe artık yıldızı parlayan bir yazardır. İkili Wolfe’un yeni kitabı üzerinde çalışmaya başlarlar. Birlikte geçirdikleri tüm bu vakit süresince sakin bir aile babası olan Max Perkins’in fazlasıyla uçuk bir karakteri olan Thomas Wolfe ile arasında iyi bir dostluk oluşacaktır. Ancak Wolfe’un eşi Aline Bernstein (Nicole Kidman) kocasının kendisinden çok editörüyle vakit geçirmesinden rahatsızdır. Wolfe’un ünlendikçe giderek şişen egosu da editörüyle dostluklarını sınayıcı bir duruma gelmeye başlar.
A. Scott Berg tarafından kaleme alınmış Max Perkins: Editor of Genius adlı biyografik kitaptan uyarlanan film Michael Grandage’nin ilk yönetmenlik çalışması. Senaryo ise Gladiator, The Last Samurai, The Aviator, Hugo, Skyfall, Spectre gibi filmlerin senaryolarında imzası bulunan John Logan tarafından yazılmış.
Başrollerde Colin Firth ve Jude Law gibi iki ünlü isim bulunurken yan rollerde de Nicole Kidman, Laura Linney, Guy Pearce, Dominic West gibi isimlerle güçlenmiş iyi bir kadro bulunuyor.
Özellikle yayıncılık sektöründe çalışmış biriyseniz film fazlasıyla aşina gelebileceğiniz sahnelerle dolu. İsimsiz bir yazarın kendini kanıtlamaya çalışması, kitaba editöryel müdahaleler, yazarla editör arasındaki fikir farklılıkları gibi unsurlar gerek yayıncılık sektörünün içinde olan gerekse yayımcılığa ilgi duyan izleyicilerin epey ilgisini çekebilecek, hatta yer yer güldürebilecek anlar barındırıyor.
Filmin ilk yarısı Max Perkins ve Thomas Wolfe’un işbirliğiyle kitabı yayımlamak için verdikleri çabayı ve dost olarak birbirleriyle yakınlaşmalarını anlatıyor. İkinci yarıdaysa Wolfe’un giderek artan egosu ve kibriyle hem Perkins’i hem de eşini kendinden uzaklaştırmasıyla daha ağır bir dram hâlini alıyor. İlk yarısındaki kitap yayım süreci yer yer mizah da içeren çok daha sürükleyici bir hikaye teşkil ederken ikinci yarıda çok daha ağır duygusal anların devreye girmesiyle filmin temposu düşüyor.
Başroldeki ikiliden Colin Firth fazlasıyla dingin karakterli rolü icabı daha önceki filmlerindeki denli etkileyici bir performans vermekten uzak kalıyor. Sakin, ağırbaşlı editör rolünü layığıyla yerine getirirken daha ziyade filmin ikinci yarısındaki bazı duygusal anlarda parlıyor.
Filmde en etkileyici performansıysa uçuk karakterli yazar Thomas Wolfe’u canlandıran Jude Law vermekte. Jude Law’ın bir süredir izlediğim en iyi performansı dersem herhalde yanılmış olmam. Law bu rolüyle En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında oscar adayı olursa şaşırmam.
Genius iki adam arasında gelişen dostluğu güzelce işlemekte, ancak özellikle pek tatmin edici olmayan finaliyle biraz alelacele sonlandırılmış havası vermekte. Filmi izlemeden önce yılın en iddialı oscar filmlerinden biri olabileceğini tahmin ediyordum, izledikten sonra aynı yorumda bulunabilmem pek mümkün değil. Bence kesinlikle iyi bir film, ancak daha deneyimli bir yönetmenin elinde belki daha iyi işlenebilirdi demekten de kendimi alamıyorum. Biyografik filmleri ve edebiyatı seviyorsanız ilginizi çekecektir. Fakat eğer dramatik filmlerle pek aranız yoksa sıkıcı bulabilirsiniz.
Genius’un 66. Berlin Uluslararası Film Festivali’nde Altın Ayı ödülüne aday filmlerden biri olmaya hak kazanmış olduğunu da ek not olarak belirteyim.
Bu tür filmler sinema salonlarımızda pek uzun süre gösterim fırsatı bulamadıklarından izlemeye niyetiniz varsa elinizi çabuk tutmanızı öneririm.
GENIUS fragman:
