MEGADETH – DYSTOPIA: Diktatörün distopyası

Paylaş:
Megadeth - Dystopia 2016 - Paslanmaz Kalem
Yazarın Puanı8
8
Okuyucu Puanı: (10 Oy)9

Thrash Metal devi Megadeth’in 15. Stüdyo albümü Dystopia 22 ocak 2016 tarihi itibariyle dijital ortamlarda ve müzik marketlerdeki raflarda yerini aldı. Albüme girmeden önce aklımdakileri kaleme dökmek istiyorum… Şöyle ki; 2014 sonunda uzun zamandır kadroda olan Shawn Drover ve Chris Broderick ani bir kararla gruptan ayrılmaya karar vermişti. Ortada dönen ve röportajlarından ayıklanan durum, grupta çok söz hakkı olmamalarından duydukları rahatsızlık sonucunda müzik kariyerlerine Megadeth dışında beraber yürüme kararı verdikleri yönündeydi. Ayrıca Mustaine’in karakterinin çok zor olması da kişisel kanaatimce büyük bir etken olmalıydı. Daha önce Jimmy DeGrasso ve Marty Friedman ile yaptığım konuşmalarda kendileri de aynı dertten dolayı gruptan ayrıldıklarını rahatlıkla ifade etmişlerdi. Evet, Megadeth Dave Mustaine’di ve o ne isterse grup o yönde hareket eder, o yönde şarkılar üretilir ve beğenmeyen de giderdi. Tipik bir ‘ya sev, ya terk et’ durumu hakimdi. Zamanında David Ellefson ile de problemler yaşamış ve uzun bir dönem aralarının bozuk olduğu ayrı bir gerçekti. Metallica’dan Lars Ulrich, James Hetfield vs. beraber çalışıp da sorun yaşamadığı insan bulmak gerçekten güç. Bilinen bir gerçek olan grup denilen olgunun kimya olduğu ve takım oyununun ön planda olması gerekliliği de su götürmez bir gerçek. Dolayısıyla Megadeth fanlarına sorduğumuzda istisnasız tamamı 1990 -1998 döneminin grubun zirvesi olduğunu söyleyecektir. Marty de bir röportajında beraber yaptıkları Cryptic Writings’e kadar olan dönemde şarkı üretim sürecinde gerçek bir grup gibi hareket ettikleri ama sonradan bunun kaybolmaya başladığından dem vurmuştur. Sonraki sonuç bellidir; sürekli yeni elemanlar ve Mustaine’in her yeni elemanını çalıştığı en iyi müzisyen olarak onurlandırması! Ortaya çıkan sonucun sürekli Rust in Peace ile kıyaslanması ve hayal kırıklığı!  Megadeth’in kovulduğu Metallica’ya meydan okumak için kendi solo projesi gibi başlaması, 90’larda bir grup kimyasına bürünmesi ve maalesef  sonunda tekrar solo projeye dönüşmesi… Bu büyük handikap son albümlerin soundunun aynı olması  ve şarkıların tek bir adamın elinden çıkması, yani dolayısıyla belli bir albüm karakterinin oluşmaması gibi son derece doğal bir sonuç ortaya çıkarmıştır.

Dave Mustaine’i 2001 – 2010 ve 2014 de yakınen görme, tanışma ve hatırı sayılı uzunlukta beraber vakit geçirme şansına sahip oldum. 2001 yılında kendini ve Megadeth’i tekrar kanıtlamaya çalışan, fakat yine de her an ne yapacağı belli olmayan bir profil çizmişti. 2010’da Big 4 kulisinde yanında koruma ile gezen ve kimseye yaklaşmayan suratsız ve mutsuz bir Mustaine vardı. 2014’de ise Rock Off kulisinde ve Hard Rock Cafe Show’unda gayet mutlu ve keyifli görünüyordu. Fakat 2014 sonunda bu huzur, grup için 2 elemanı ayrılınca yerini belirsizliklere bıraktı. 2015 başında  Marty, Nick, Dave ve David Jr. kadrosunun tekrar bir araya gelmesi umudu doğmuştu. Perde arkasında menajerler bir araya geldi ve fanlar bir umut heyecanla güzel haberler bekledi. Hatta Nick Menza, David Ellefson ile beraber Megadeth şarkılarını bile prova yaptı. Bu video kayıtları sonradan nete düştü. Fakat bu birliktelik gerçekleşmedi. Marty Friedman sessizliğini korusa da Nick Menza resmen açtı ağzını, yumdu gözünü.

Megadeth, Dave Mustaine, Caglar Necelik - Paslanmaz Kalem

2015 içinde bu belirsizlik sonrası Mustaine ters köşe yaptı ve önce Lamb of God’ dan Chris Adler’ın yeni albümde davulları çalacağı kesinleşti. Daha sonra da Angra grubundan tanıdığımız Kiko Loureino’nun da gruba ikinci gitarist olarak girdiği resmen duyuruldu. Hali hazırda demo olarak hazır olan şarkıların kaydı Ağustos sonu gibi bitti ve ardı ardına nete sürülen şarkılar sonrası 2016 başında da albüm nihayet raflardaki yerini aldı. Gelelim albüme; kanımca 2005 tarihli System Has Failed’den beri yapılan en iyi Megadeth albümü ile karşı karşıyayız. Ama bu demek değil ki bir Rust in Peace ya da Countdown to Extinction beklemeliyiz. Albümdeki en büyük hayal kırıklığı Chris Adler! Yanlış anlaşılma olmasın, Adler muhteşem bir davulcu… ama Mustaine ne istiyorsa onu çalmış. Albümü dinlediğimde Shawn Drover’ın yaptıklarıyla arada bir fark yakalayamadım. Chris Adler’ın Lamb of God’da yaptıkları düşünülünce beklentilerin tavan yaptığı bir gerçek.  Ama Mustaine Adler’ın Mapex signature trampetini bile değiştirip diğer albümlerdeki aynı trampet tonunu istediği de bir gerçek. Sonuçta mal sahibi Mustaine olunca ortaya çıkan sonuç davul soundu Drover’dan hallice!  Kendine özgü stilini ekleseydi bu albüm çok daha özel olurdu benim gözümde.  Öncelikle neredeyse her şarkıda intro var ve ilk şarkı The Threat is Real yani albüm Orphaned Land şarkısı girişi gibi başlıyor ama birkaç saniye sonra bildiğimiz Mustaine riff’ini duyuyor ve rahatlıyoruz. :)  Şarkı klasik Megadeth, birden çok üzerinde çalışılmış soloyla da dinleyiciyi fazlasıyla doyuruyor. Albümde dikkatimi çeken belli başlı şarkılar var.

Tek tek açmak gerekirse; Dystopia uzun zamandır dinlediğim en güzel Megadeth şarkılarından biri. Harika bir girişe sahip şarkı Ridley Scott filmleri gibi karanlık bir dünya tasvir ediyor. Şarkı bana biraz Hangar 18’in solo partisyonlarını hatırlatsa da en favori şarkılarımdan biri kesinlikle! Chris Adler’ın aksine Kiko albümde kendinden bekleneni fazlasıyla yapmış. Özgün tarzını albümün bütününde sololarında rahatlıkla hissedebiliyoruz. Hatta Al Pitrelli ve Broderick’den daha özgün ve fark yaratmış. Marty sonrası en uyumlu Megadeth gitaristi diyebilirim. Kanımca Marty sonrası kompozisyonların ve uyumun en iyi yakalandığı Megadeth albümü kesinlikle. Fatal Illusion ise güzel bir David Ellefson bas yürüşünün gelişip mükemmel bir ‘deth riffi ile bütünleşiyor. Sert ve değişken tempo ve sıkı sololar ile ne eksik, ne fazla klasik Megadeth şarkısı. Bu arada Mustaine’in sesi yaşının da verdiği etkilerle son dönemde biraz değişti, artık daha kirli bir renge büründü. Bu albümde de bu bariz belli olmakta. Fakat bu eleştirilecek bir durum değil. Yaşam bize ne veriyorsa, zaman içinde geri almayı da biliyor.  Ayrıca Dave Mustaine bir vokalistten ziyade, bir gitarist. Gençken bile özellikle canlı performanslarında sıkıntı yaşadığı da bir gerçek. Bullet To the Brain tipik savaş sonrası travmatik stres bozukluğu sendromunu anlatmakta. Post American World ise tipik Countdown to Extinction dönemi şarkıları gibi. Poisionous Shadows albümde Megadeth’in yaptığı en özgün şarkılardan biri.

Megadeth - 2016

Kiko mükemmel bir gitarist ve şarkıda tüm hünerlerini konuşturmuş. Sert ve agresif melodilerle melodik armonilerin iç içe geçtiği bir albüm bu. Conquer or Die şarkısı da aynı bu formatta bir enstrümantal.  Lying in State şarkısını dinlediğinizde  şarkının sonlarında Iron Maiden’ın Mother Russia’sı size merhaba diyebilir :)  Ben oldukça benzettim. Yorum sizin. Last Dying Wish bonus’u da albümde eksik kalan Walkie Talkie’ye konuşarak vokal yapan Dave Mustaine eksiğini tamamlıyor. Ayrıca son bir not daha; The System Has Failed’den beri en iyi Megadeth albümünün kapağı da aynı derecede uzun zamandır çıkan albümlerini kıyasladığımızda en iyisi.  Megadeth hayatınızın bir döneminde size bulaştıysa ama zamanla uzaklaştıysanız, bu albüm tekrar buluşmanızı sağlayacak. Bu albüme kulak verin! Çünkü onu hak edecek kadar güzel.

Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.