SANS SOLEIL: Güneş parlamadığı müddetçe güneş sayılmaz

1164
0
Paylaş:
Sans Soleil Gunessiz - Chris Marker - Paslanmaz Kalem

O üç küçük kızı hatırlıyor musun? Sana fotoğraflarını göstermiştim. Şimdilerde çok silikler. Bu durum ve durumlar beni hatırlamanın işlevini çözmeye sürükledi ve peşindeyim. Hatırlamıyoruz! Hafızayı yeniden yazıyoruz, tıpkı tarihin yeniden yazıldığı gibi.

Şimdilerde Tokyo’dayım!

Kalbi hızlandıran şeyleri isimlendirmek için gri tonlu yaşantına anlam katmaya çabalama. Bırak sızsın perdenin aralığından güneş ve hiç uğraşma şekillensin kafanda sadece.  

Aslında güneş parlamadığı müddetçe pek de güneş sayılmaz bizim için ve bahar da pek bahar sayılmaz hava bulutsuz olmadıkça. Burada sıfat koymak satılacak malların üzerine fiyat etiketi koymak gibi kaba olur.

Bahar kelimesini duymaya katlanamayıp da kendini öldüren o Japon kişi gibi ölsen de yine fotoğrafların izleyecek seni röntgenleyenleri.

Şiir dinlemeyi seviyorum deme bana, şiir güvensizlikten doğuyordu hatırla!

Şimdi kedi graffitili binaların arasında dolaştığın, metrolarından hiç inmediğin şehrin şakacı doğası her an altından çekmeye hazır olduğu bir halının üzerinde yaşamanı sağlıyor. Bunu tetikleyen belki sensin belki de çevrendeki uyur geçer suretler.

Hafızanı zorla, şeylerin süreksizliği ne hatırlatıyor sana?

Bir görünümler dünyasında yaşamaya alışmışlar; kırılgan, kısa süreli, eğreti.

Gezegenden gezegene dolaşan trenler, hiç değişmeyen bir geçmişte dövüşen samuraylar.

Şimdi geçelim başka mevzulara…

Sansür gösteriyi kısıtlamak için değil, gösterinin ta kendisi… Şifre mesajın kendisi. Mutlak olana onu gözlemek suretiyle dikkat çekiyor. Dinlerin de yaptığı bu.

Amerikan işgaliyle vuran katı ahlakçılığın bulaşmadığı bir dünya hayal edebilir misin?

Seks ve dinin incecik bir çizgiyle ayrıldığını bilir misin? Doğal denen bir şey var mı şu gölgenin yansıdığı güneşli dünyada!

Afrika’da bir yerlerde, kim demiş “zaman yaraları iyileştirir” diye. Zamanın iyileştiremediği tek şeyin yara olduğunu söylemek çok daha doğru olur.

Bir ayindeydim evrenin her parçasının bir de görünmez sureti olduğuna inanları görüyorum. Tarihin acımasızlığını fark ediyorum ve çok güzel iri gözleri olan bir Afrikalı kadına bakıyorum bakmaya doyamazken uzun uzun bir diğerine bakıyorum ve bana gülümsüyorlar. Yüreğimin derinliklerine akıyor sıcaklıkları. Ve kafamda sana yazacağım mektubu şekillendiriyorum.

Sana bir ipucu vereyim mi?  Erkekleri kadınlardan ayıran bir uçurum var. Mesela kadınların içinde tahrip edilemez bir öz var. Erkeklerin derdi ise bunu geç fark etmelerini sağlamak. Örnekleri çoğaltabilirdim fakat şimdi sırası değil.

Doğa üzerime geliyor bazen öç almak mı gerekli, affetmek mi? Sen de bilmiyorsun biliyorum. O halde bu güneşsiz günde bulutların tadını çıkar ve beni düşün.

Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.