SCOTT WALKER & SUNN 0))) – SOUSED (4AD, 2014)

Paylaş:
Yazarın notu9
9
Okuyucu Puanı: (0 Oy)0

Not: Okuyacağınız yazı daha önceden yazmış olduğum Scott Walker makalelerinin devamı niteliği taşımaktadır. Scott Walker ile ilgili giriş faslını bu sebepten ötürü es geçeceğim. Söz konusu yazılara aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz:

https://www.paslanmazkalem.com/scott-walkerin-essiz-kariyeri-bolum-1

https://www.paslanmazkalem.com/scott-walkerin-essiz-kariyeri-bolum-2

https://www.paslanmazkalem.com/beyin-yagmur-olsaydi-sen-col-olurdun-scott-walkerin-essiz-kariyeri-bolum-3

Hatırlayacağınız üzere Lou Reed ve Metallica’nın ortak çalışması olan “Lulu,” birçok açıdan bir facia olarak sonuçlanmış ve her iki partinin hanesine de bir utanç mührü olarak kazınmıştı. Kariyerini artık tamamen “deneysel” biçimde sürdüren Reed’in kitlesi için “Lulu” enteresan bir deneme olarak kaydolurken, artık sesini kaybetmiş, üzerine vokal yaptığı müziği takip edemeyen Reed ile böyle bir çalışmaya imza atmak Metallica’nın karizmasını epey çizmişti.

Peki neydi “Lulu”yu facia olarak karşımıza çıkaran sebepler? Çok sebep var ama ben en önemli ikisini sıralayayım.

  1. SONRADAN GÖRMELİK: Temelde Metallica’nın Reed ile çalışmak istemesinin sebebi, “tüm kitlelere hitap edebilmeliyiz” takıntısıydı. Son çalışmaları ile “Metal” kitlelerinin takdirini geri kazanırken, “Load” sonrası dönemde kazanmaya başladıkları “Alternatif” kitlelerini de geri çekmek istemişlerdi. Yani evet Metal Hammer’dan olumlu not alıyorlardı ancak Mojo, Uncut ve NME gibi magazinleri de soğutmamak istiyorlardı. Bunun üzerine Hammett ve Ulrich’in SAN’AT takıntısı da eklenince Reed’in beraber iş yapma teklifi gözlerine bulunmaz fırsat gibi çarpmıştı, ne de olsa Reed “cesur denemelerin adamı” idi. Benzer biçimde Reed de yaşının getirisi ile olsa gerek, günümüzün en büyük “SERT ROCK” grubu ile çalışarak “gündemi yakalamak” derdindeydi. Oysa her iki parti de birbirinin müziği ile ancak yüzeysel anlamda alakalıydı. Neden mi? Gelelim diğer sebebe o zaman.

  2. ALAKASIZLIK: Reed’in free-form ve improvizasyon ağırlıklı müziği ile, Metallica’nın köşeli, tutucu, kalıplı müziği birbiri ile ancak bir ya da iki parçada uyum sağlayabilmiş, çalışmanın geri kalanında ucuz tutkalla tutturulmuşcasına alakasız tınlamaktan kurtulamamıştı. Partilerin birbirleri ile ilgili sahip oldukları yüzeysel bakış açısı, müzikal uyumsuzluk için verilebilecek en saf örneği ortaya koymuştu.

Neticede, Reed Metallica’nın direkt müziğini soyut bir ses bloku olarak algılarken, Metallica da Reed’in vokallerini “herhalde raconu böyle” diye değerlendirmişti. Müzikal açıdan Reed’in çalışması gereken “Metal” grubu Metallica değildi, Metallica’nın çalışması gereken “eski” müzisyen de Reed değildi. Reed daha avant-garde bir isimle çalışmalıydı, Metallica da atıyorum eski The Kinks, The Who, ne bileyim The Byrds elemanları ile falan çalışmalıydı.

scott-walker-sunn-o

“Avant-Garde müzik ile Metal birleşse nasıl bir şey olur” sorusunun cevabını ise Scott Walker’ın Drone Metal kültü Sunn 0))), bu sürpriz ortak çalışması ile vermiş oluyor. Beraber ortaya koydukları “Soused,” deneysel müzik ile metal gitar tonlarının olabilecek en kusursuz örneğini çıkarıyor belki de.

İşlevsellik bakımından neden bu kadar “kusursuza yakın” bir albüm ile karşı karşıyayız onu da yine “Lulu” kıyaslamaları ile madde madde anlatayım:

  1. BİLİNÇ: Her iki parti de birbirinin çalışmaları ile fazlası ile alakalı olacak ki, taraflardan biri, diğerinin kompozisyonlarında konuk olmayı kabul etmiş. “Lulu”da eğer müziği Reed kontrol etmiş olsaydı ve Metallica’yı sadece orkestra olarak kullanmış olsaydı muhtemelen çok daha uyumlu bir birliktelik oluşmuş olacaktı, oysa her iki taraf da ortaya birbirine uymayan yaratıcılıklarını döktüğünden patlıcan püreli meyve salatası gibi bir şey oluşmuştu. “Soused” ise bu bakımdan çok daha işlevsel çünkü Sunn 0))), Scott Walker’ın yazdığı kompozisyonlarda orkestra olarak kullanılmış ve yaratıcılığını ancak nüanslar olarak müziğe yedirmiş. Kısacası dinlediğimiz albüm, Sunn 0)))’ın konuk olarak yer aldığı bir Scott Walker albümü.

  1. ALAKALILIK: Hem Scott Walker, hem de Sunn 0))), “deneysel” olarak tanımlanabilecek, radikal enstrümantasyon ve düzenlemelerin kullanıldığı müzikleri ile öne çıkan isimler. Her ne kadar Scott Walker kompozisyonu emprovizasyonun tamamen önünde tutsa da, Sunn 0)))’ın emprovizasyona açık ve akışkan müziğini kendi kompozisyonları içinde adeta bir kalıba dökmeyi başarmış. Sunn 0)))’ın kendi albümlerinde vokaller ve farklı enstrümanlar neredeyse amorf olarak tarif edilebilecek doğaçlama gitar drone’ları üzerinde uçuşurken, “Soused” albümünde müziğin göğüs kafesini kaplayan bir doku olarak kullanılmış.

Aslına bakılacak olursa, Scott, Sunn 0))) benzeri sert Drone gitarları son albümü “Bish Bosch”ta belirli parçalarda kullanmaya başlamış olduğundan, “Soused”i belki de “Bish Bosch”u “tamamlayan” bir albüm olarak görebiliriz. Scott’ın monoton ses bloklarını en fazla kullandığı albüm olan “Bish Bosch”ta sert gitarlar melodik biçimde kullanılırken, “Soused,” söz konusu gitarları monoton ses bloku haline taşıyarak bir sonraki adıma geçiriyor.

Ama “Soused” şaşmaz şekilde bir Scott Walker albümü: Prodüksiyonu yine Peter Walsh ile birlikte Scott üstlenmiş, Sunn 0))) haricindeki stüdyo müzisyenleri de Scott’ın son üç albümünde beraber çalıştığı isimler olarak ön plana çıkıyor. 9 dakikalık açılış parçası ‘Brando’da “vurmalı” öğesi olarak kullanılan kırbaç sesleri, 12 dakikalık ürkünç yolculuk “Herod 2014” ve albümün akla en kolay kazınan nakaratını sunan “Bull”daki çekiç sesleri tipik Scott öğeleri.

Bunları bir kenara koyarsak, albümün hedefi merkezden vurmasının bir diğer önemli sebebi de her iki partinin de inanılmaz karanlık ve ürkünç atmosferler üzerine eğilmesi. Scott’ın “Tilt”ten bu yana ortaya koyduğu her albüm birer korku tiyatrosu niteliği taşırken, Sunn 0))) da bilhassa “Monoliths & Dimensions” albümü ile “cehennem soundtrack’i” olarak tanımlanan müziği ile tanınan bir grup. Sahneye cüppeleri ve üzerinden duman yükselen amfileri ile çıkıp adeta kara ayinler ortaya koyan Sunn 0))) için “Soused,” daha ziyade “harika bir referans” özelliği taşıyor.

Albümdeki sürpriz parça ise kapanıştaki “Lullaby.” Bu parça daha önceden Scott’ın Alman sanatçı Ute Lemper’e vermiş olduğu bir parçaydı ve Lemper’in “Punishing Kiss” albümünde yer alıyordu. Mevcut biçimiyle zaten tüyler ürpertici olan bu parçaya Scott ve Sunn 0))) birlikte yeni bir hayat üflemiş adeta.

Kısacası “Soused” bu senenin en ayrıksı ve önemli albümlerinden biri ve metal müziğin kalıplarını kırdığı vakit ne kadar ileri yol alabileceğinin de bir anıtı gibi duruyor karşımızda. Eğer açık fikirli ve bir dinleyici olduğunuzu düşünüyorsanız bu albüme mutlaka ama mutlaka kulak verin.

 

Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.