MASTODON – Emperor of Sand (2017)

Paylaş:
MASTODON - Emperor of Sand (2017) - Paslanmaz Kalem
Yazarın Puanı9
9

2000’li yılların en büyük grupları arasında yer alıyor Mastodon. Benim adıma yaptıkları her yeni albüm bir merak konusu. Yeni bir şey paylaştıklarında bir süre sadece onunla ilgileniyorum. Bugüne kadar yaptığı hiçbir albüm beni üzmedi, suratımı ekşitmedi. Aynı Machine Head, Baroness, Bring Me the Horizon ve While She Sleeps gibi yeni nesil gruplarda olduğu gibi, ilgimi diri tutmayı başarıyorlar. Bu sebeple Mastodon’dan babam çıksa, hiç yoktan bir tadına bakarım. Daima da gerisi gelir.

Grup 2014 yılında “Once More ‘Round the Sun” ile çıtayı epey bir yukarı çekmişti. Çok azılı bir “Blood Mountain” (2006) hayranı olmama rağmen, “Once More ‘Round the Sun” zaman zaman onun tahtını sallıyor benim için. Bu sebeple “Emperor of Sand”in geleceğini ilk duyduğum andan itibaren merakıma her gün bir paket kabartma tozu katmayı ihmal etmedim. Ancak Mastodon ilk albümünden bu yana her zaman yeni bir numarayla çıkmıştı karşımıza, bu sefer yere de çakılabilirdi grup. Albümden yayımlanan ilk şarkı ‘Sultan’s Cure’ hem girişteki gitar rifi hem de adıyla Baroness’in ‘The Sweetest Curse’ şarkısına benzeyince ayağımı yavaşça gaz pedalından çektim. Bu benzerliği kafaya takmasam da şarkı beni pek heyecanlandıramamıştı. Mastodon’un kötü bir albüm yapmasını beklemiyordum elbette, fakat bu sefer çığır açacak bir albüm dinleyeceğime dair şüphelerim vardı. Tabii ki dinlediğim her albümden aklımı yerinden fırlatmasını falan bekleyecek kadar harikalar alemi turuna katılmıyorum, ama mevzu Mastodon olunca işin rengi değişiyor.

Heyecanımı, merakımı ve şüphelerimi cebime atıp “Emperor of Sand”i dinlemeye koyuldum. Albümün ilk iki şarkısını daha önceden dinlemiştim, dolayısıyla esas mevzu üçüncü şarkı olan ‘Precious Stones’ ile başladı. Bu şarkının ilk saniyesinden itibaren “işte bu” diye coşmam bir oldu. Hemen ardından gelen ‘Steambreather’ ve ‘Roots Remain’i dinleyince çıldırmamak için kendimi zor tutuyordum. Daha albümün ortasında aklımı almıştı Mastodon. Tam ‘Ancient Kingdom’ ile grubun progresif şarkı yazımındaki ustalığının keyfine varıyordum ki, albümün bence en iyisi olan ‘Clandestiny’ ile başka bir vurgun daha yedim. Bu şarkı Mastodon’un bu güne dek yazdığı en iyi nakaratlardan birini barındırıyor bünyesinde. Ardından gelen zımba gibi üç şarkıdan sonra “kumdan imparatora” saygılarımı sundum ve kendi gerçekliğime yol aldım.

Şimdi gerçek dünyaya dönelim. Mastodon yine harika bir albüm yapmış mı? Evet. Peki bu albüm bir çığır açıyor, bir yenilik getiriyor mu? Hayır. Eğer Mastodon’dan sürekli yeni bir şeyler denemesine, ufak da olsa farklı bir tat vermesine alıştıysanız ve bundan aşağısı size yetmiyorsa “Emperor of Sand” beklediğinizi vermeyebilir. Zira bu albüm genel olarak “Once More ‘Round the Sun”ın devamı ayarında. Mastodon’un daha önceki albümlerinden her birini anımsatan şarkılar ya da fikirler de var. Kısacası Mastodon külliyatının bir özeti gibi ve bu özetle haşır neşir olmak inanılmaz bir keyif veriyor bana.

Öte yandan albümün sound’uyla ilgili de söyleyeceklerim var. Mastodon her albümünde başarılı bir sound yakalamıştır esasında. Özellikle “Crack the Skye”dan bu yana en ufak bir falsolarına şahit olmadım bu konuda. Fakat “Emperor of Sand” çıtayı biraz daha yükseğe taşıyor. Hele ki grubun davulcusu Brann Dailor’a ne desem az. Muazzam bir davul işçiliği, harikulade bir davul sound’u var albümde. Diğer taraftan kullandığı farklı ritim aletleriyle de şarkılara bambaşka bir his katıyor. Bunu en iyi, albümün yapım sürecini anlatan “The Making of ‘Emperor of Sand” serisinin yedinci bölümünde görebilirsiniz.

Evet, Mastodon bu sefer kendilerinden alıştığımız gibi çığır açacak bir şey sunmuyor. Buna rağmen keyif dağının doruklarına sizi çıkartmayı ihmal etmiyor. Daha dinlediğiniz şarkıya doyamadan devamındaki parçayla çılgına dönüyorsunuz. İyi besteler, klas bir sound ve muhteşem bir atmosfer… Anlayacağınız Mastodon yine harikulade bir albüm attı ortaya. Yılın en iyisi mi değil mi söylemek için henüz çok erken. Fakat kedi adıma, “Emperor of Sand”in 2017’de en çok dinlediğim albümler arasındaki yerini şimdiden garantilediğini söyleyebilirim.

Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.