THE REVENANT: Görkemli Bir Hayatta Kalma Mücadelesi

1712
0
Paylaş:

Kürk toplamak için Amerika’nın derinliklerindeki yaban bölgelere gelmiş kalabalık avcı grubu, topraklarını ihlal ettikleri Arikara kızılderililerinin saldırısına uğrar. Saldırıdan hayatta kalanlar en yakındaki güvenli bölgeye ulaşmak için grubun bölgeyi iyi bilen izcisi Hugh Glass (Leonardo DiCaprio) ve melez oğlunun önderliğinde Arikara arazisinden sağ salim geçip zorlu doğa koşullarını atlatmak zorundadırlar. Fakat Glass bir ayı saldırısı sonucunda ağır yaralanır ve sonrasında kendisinden hiç haz etmeyen aşırı hırslı John Fiztgerald (Tom Hardy) tarafından ihanete uğrayarak ölüme terk edilir. Her şeye karşın hayata tutunmayı başarıp intikam ateşiyle yanan Glass kendini büyük bir ölüm kalım mücadelesinin içinde bulur.

Geçtiğimiz yıl Birdman filmiyle dokuz dalda oscar adayı olup En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Orijinal Senaryo ve En İyi Sinematografi olmak üzere dört oscar kazanan bir yapıma imza atan yönetmen Alejandro González Iñárritu bu yıl da on iki dalda oscar adayı olan bir başka yapımla izleyicilerin karşısına çıkmakta. Birdman filminde görüntü yönetmeni Emmanuel Lubezki ile birlikte gerçekleştirdiği, tiyatro salonu, perde arkası, soyunma odaları vb. çoğunlukla kapalı mekânlarda geçen etkileyici sinematografi çalışmasını yeni filmi The Revenant’ta birkaç adım öteye taşıyıp uçsuz bucaksız açık alanlara götürerek izleyicilere çarpıcı bir görsel şölen sunuyor.

Filmin konusu benzerlerine daha önce denk geldiğimiz türden bir doğada hayatta kalma ve intikam hikayesi sunsa da The Revenant’ı akıllara kazınır kılan başlıca unsur bu hikayeyi çok başarılı bir görsellikle harmanlıyor oluşu. Iñárritu özellikle filmin başındaki saldırı ve final bölümleri olmak üzere önemli sahnelerde montaj yapmadan kesintisiz gerçekleştirdiği uzun kamera çekimleriyle hikaye akışını izleyiciye tek solukta izletecek denli sürükleyici kılmakta. Birdman filmindeki gibi gizli montajlar varsa da izleyiciye bunu hiç hissettirmeden yapmayı çok iyi biliyor. Kamera perspektifinin önemini de bilen yönetmen, aktörleri kameraya fazlasıyla yakın planda tutarak izleyiciyi onların yanındaymış gibi filme çekerken yeri geldiğinde alçak bir seviyeden yaptığı çekimlerle de olayları daha heybetli kılmakta. Çekimlerin gerçekleştiği mekânlar tüm sahnelerde ustalıkla kullanılmış. Her biri usta fotoğrafçıların doğa albümlerinden fırlamışçasına etkileyici geniş açılı çekimler sürekli karşımıza çıkıyor. Bu geniş açılı çekimlerde aktörler ön plandayken dahi, o muazzam doğal örtünün içinde ne kadar ufak kaldıkları karakterlerinin çaresizliklerini ve verdikleri hayatta kalma mücadelesinin boyutunu vurgulamak açısından da gayet önemli.

Iñárritu filmin gerçekçi atmosferini bozmamak için tüm çekimlerde set ışıklarının oluşturduğu yapay ortam yerine doğal ışıkları kullanmayı tercih etmiş. Böylece özellikle gece sahnelerinde ateşin önemi daha da artıyor ve yabandaki insanlar için kamp ateşinin önemini izleyici de daha net hissedebiliyor. Filmin renk kullanımında kameraya aşırı canlı renkler yerine soluk renklerin yansıması hikayenin geçtiği ortamın soğukluğunu ve acımasızlığını daha net kılmakta.

Tüm bunlar filmi En İyi Sinematografi dalında oscar adayı yapan ve hatta o daldaki en güçlü aday olmasını sağlayan unsurlar.

Filmin üç saate yakın süresi kimilerine uzun gelebilecek olsa da şahsen çok doğru bir tercih olduğu kanaatindeyim. Iñárritu süreyi uzun tutarak başta Hugh Glass olmak üzere karakterlerin doğadaki mücadelesini kısa kesmeden, ne denli zorluklar çektiklerini iyi bir şekilde vurgulayarak izleyiciye anlatıyor. Filmin süresi daha kısa olsaydı aynı etkileyiciliği vereceğini zannetmiyorum.

Birbiri ardına çalıştığı usta yönetmenlerle uzun zamandır oscar ödülünü kovalayan Leonardo DiCaprio başarılı bir performans sergilemiş. Diğer aktörlerle olan sahnelerinden ziyade Glass’ın ıssızlığın ortasında yalnız başına ölüm kalım savaşının içindeyken geçen sahneler daha ön plana çıkıyor. Leo’nun altın heykelciği kucaklaması için sosyal medyada yoğun bir kampanya yürütüldüğü malum. Nihayet çoktandır arzuladığı oscara kavuşacak mı yakın zamanda göreceğiz.

Filmi sürükleyen iki karakterden diğeri olan John Fitzgerald’ı canlandıran Tom Hardy hırslı ve sert tavırları, aksanlı konuşmasıyla en az DiCaprio kadar başarılı bir oyunculuk ortaya koyuyor. Fiziksel Glass rolünün aksine Fitzgerald daha ziyade diğer karakterlerle etkileşim hâlinde, daha bol diyalog içeren bir rol. Bu performansı da ona En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında hak edilmiş bir adaylık kazandırdı.

Bu yılın oscar adaylarına bakıldığında The Revenant’ın en güçlü aday olduğunu söylenirse sanırım yanılmış olunmaz. Alejandro González Iñárritu’nun ardı ardına iki yıl En İyi Film ve En İyi Yönetmen oscarı elde etme ihtimali yüksek. Filmin eleştirmenlerden yüksek puanlar alışı bu yönde sinyaller veriyor.

Film gösterime girmeden önce stüdyodan sızan ‘dvd screener’ sürümü korsan paylaşım sitelerine yayılmış olsa da şahsen tavsiyem filmi kesinlikle sinemada, hatta eğer şehrinizde mevcutsa görüntü kalitesi yüksek dev perdeli bir IMAX salonunda izlemeniz. Çünkü The Revenant’ın o muhteşem görselliği büyük bir sinema perdesinde keyfine varılacak türden.

the-revenant-gorkemli-bir-hayatta-kalma-mucadelesi

The Revenant (Diriliş) – fragman izle:

[youtube id=”LoebZZ8K5N0″ width=”620″ height=”360″]
Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.