2012’NİN EN BOKTAN DİZİLERİ Top 10

1110
0
Paylaş:

Dizi sever bir insansanız mutlaka favorileriniz vardır fakat yine de her sene yayın hayatına yeni başlayan dizilere göz atarsınız. Hatta öncelikle o diziler yayına girmeden fragman izler, hakkında bilgi edinir, yayına girdikten sonra da o dizilere şans verirsiniz. Şanslıysanız her sene yeni diziler eklenir listenize. Ve yine şanslıysanız bu diziler uzun soluklu olur.

Carnivale, Lucky Louie, Rome, Heroes, Terra Nova, Alcatraz,  Lie to Me, Flashforward, V ve daha nice dizi bir anda durduruldu geçtiğimiz senelerde. Bir diğer yandan gerçekten kötü olan pek çok dizi de sırf popülerliği nedeniyle, boyu kadar çocuk yapacak seneler boyunca devam etti/ediyor. (Neyleyim bin sezon uçamayan Superman’i?)

Ve takvimler 2012’yi gösterirken yepyeni diziler düştü önümüze. Öyle çakal ki bu sektörün insanları dikkatleri çekmek için eski dizilerden aşina olduğumuz yüzlerle çeldiler aklımızı. Ve bunca zamandır ilk defa bu sene yeni bir diziyi listeme almadım. Bunun sebebi belki eski gözdelerimin devam eden istikrarıydı, belki beklentimizi yüksekte yakalayan TV kanallarıydı, belki de biz yaşlandık ve artık hiçbir haltı beğenmiyoruz. Sezon finalini yapacak olan Supernatural ve Fringe hüznüyle dolu, bekle bekle ağaç olduğumuz Sherlock ve Doctor Who gibi şahaneliklerle birlikte bir şekilde bu sene de bitti.

Madem 2012’de adam akıllı yeni bir dizi izleyemedik, o zaman en boktan diziler hangileriydi, akıbetleri ne oldu/olacak şöyle bir göz atalım. Buyrunuz.

10. Revolution

Dünya üzerinde şu anda 7 milyara yakın insan yaşıyor. Bunların 1 milyarı izlemedi desek, kalan 6 milyarının hem fikir olacağı konu Lost’un gerçekten çok bozduğudur. Dizi izlemeyene dizi izleten bir şey yapacaksın, kurgun da karakterlerin de çok güzel olacak sonra öyle bir yere bağlayacaksın ki herkes senden ve diziden nefret edecek. İşte J. J. Abrams denen adi/terbiyesiz/sinir bozucu adamın iki atımlık kurşunu vardı. Namluda kalanı ve on ikiden vurduğu Fringe oldu, karavana salladığı da Lost. Geriye kalan dizilerin hepsinde sıçtı batırdı.

“Devrim”i tamamen yanlış anlayan güruh bir araya gelmiş ve ortaya çıkan dizi de yapmacık, heyecansız, laçka, klişe, basit, sıkıcı olmaktan öteye gidememiş. Tüm dünyada bir anda elektrikler gitse ne olurdu? (Ben geçen eczaneye gittim, tüm gün yokmuş elektrik, beleşe ilaç aldım geldim. Durun bunun dizisini yapayım!) Ortada on iki tane düğme dolaşırdı, bu düğmeler elektriğin gitmesine de, geri gelmesine de sebep olurdu. Ortaya bir genç kız koyalım, yahşi delikanlılar da boy göstersin. Ay azıcık da komiklikler yapalım madem Google’ın beyni adamı da sefil edelim. Birazcık aile dramı, geçmişte yaşanmış külleri bir türlü soğumamış aşkı da eklelim. Ellere de kılıçlar verdik mi tamamdır. Aaa Amerikan milliyetçiliği, vatansever olmanın önemi ve tabi ki yüce, kutsal, bir tanecik, hanimiş de hanimiş tanrı sevgisi de oldu mu, al sana Revolution.

At çöpe, geri dönüşümsüz.

9. 666 Park Avenue

Çeşitli dizilerdeki oyuncuları ve üzerlerine yapışmış olan rolleri alalım, bunları Stephen King romanlarından, hatta uyarlama filmlerinden arak bir senaryoya koyalım, al sana gizemli dizi. Uydu mu? Uymadı çünkü dizi ikinci sezon onayını alamadı. Çünkü gerçekten çok boktan.

Rose Red konağını otele çevirsek, hatta durun Shining’i içinde müşteriler olan bi otele çevirsek, hayaletiyle gizemiyle şehrin göbeğine koysak nasıl durur? Yok, eksik bir şey var. Ya bu Lost dizisinde Black Smoke diye bir şey vardı, çok tutulmuştu, onu koyalım madem bir de. Oldu mu? Olmadı mı? O zaman başrollerden birinin çocukluğuna inelim, burada geçmişi olsun ailesinin. Haaah şimdi oldu.

Olmadı işte, hiç olmadı.

At çöpe, geri dönüşümsüz.

8. Elementary

Onlarca yılda, onlarca  Sherlock Holmes uyarlaması yapıldı. Kimi orijinaline bağlı kaldı, kimi bir şeyler ekledi, kimi çıkarttı.  Polisiye film/dizi/kitap konusunda zerre fikri olmayan bir grup insanı toplasan bundan daha iyi bir yapım ortaya çıkardı.

2010 İngiliz yapımı Sherlock ile kıyaslandığında bunun gerçek bir bok, Sherlock’unsa bir cevher olduğunu net şekilde görebiliyoruz. Burada hikâyeye bağlı kalmaktan da bahsetmiyorum. Bambaşka bir Sherlock yaratmak istemiş olabilirler fakat değiştiremeyeceğin bazı şeyler vardır ve sen dahi bir adamın yerine, belki biraz zeki olabilen, geçmişi yaptıklarından daha ön planda olan bir karakter koyuyorsun. Yetmiyor bu rezalet sana ve Sherlock hikâyelerindeki şahane Watson için popüler bir isim seçiyorsun, bu da Lucy Liu oluyor.

Biz Sherlock Holmes denen adamı dehasıyla sevmişken, keçinin bol olduğu yerde koyunu getirip keçi diye yutturmaya çalışırsan ortaya işte bu rezalet çıkar.

At çöpe, geri dönüşümsüz.

7. Nashville

Ergen bunalımlarıyla, Sylar fanları olarak bizlere dört sezon işkence eden, Heroes’a kadar pek de göz önünde olmayan Hayden Panettiere ve American Horror Story’nin ilk sezonu dâhil nice dizide de gördüğümüz üzere, oyunculuğu ondan yüz kat daha kötü, yapmacığının önde gideni, bayrak sallayanı Connie Britton baş rol için yan yana yazılmışlar. Birisi orta yaşlı country şarkıcısı, diğeri ergen müziği yapan pop şarkıcısı. Birinin zamanı dolmuş ve taze kan lazım sahnesine, diğeri ukala ve burnu havada bir genç kadın.

Bu kadar. Evet, dizi bu kadar. İkinci sezon onayı da aldı ve neden aldığıyla ilgili tek mantıklı açıklama, müzikal formatında bir dizi olması diye düşünüyorum. Fakat gerçekten müzikal bir dizi arayan insan gider Theme izler. Neden böyle bir işkenceye katlansın, bilmiyorum.

At çöpe, geri dönüşümsüz.

6. Alcatraz

Türkiye’nin rezil bir dizi tarihi var. Aradan sıyrılan güzel yapımlar oldu elbette. Mutlaka eksikleri, hataları da oldu. Benim en sevdiğim dizilerden biri de Sıcak Saatler’di. Orada bir Alcatraz Kuşçusu’ndan ilk defa bahsedildiğinde merak edip bulmuş izlemiştim. Seneler sonra “J. J. Abrams yeni bir diziye başlıyor” dediklerinde adının Alcatraz olduğunu duymamla, kendisinin de sabıkasını bilmemle birlikte kâh çok umutlandım, kâh kendimi dizginledim. En kötüsüne hazırlandığımı sandım. Fakat bu kadarını tahmin edemedim.

Alcatraz, kaçmanın neredeyse imkânsız olduğu 1934’te hapishaneye dönüştürülen bir  ada. Ülkenin en baş belası suçlularının, canilerinin kaldığı bir yer. Ve hapishanenin kendi tarihi hikâyesi bir senaryoya uyarlansa, iyi de bir ekibin elinden geçse ortaya çok kaliteli bir yapım çıkabilecekken bunu Abrams’ın fantezi süzgecinden geçirdiğinizde geriye sadece bok kalıyor.

Girişte bahsettiğimiz yüzlerine aşina olduğumuz isimleri kullanma durumu burada da var. Lost’tan bildiğimiz Hurley (Jorge Garcia) karşımıza çıkıyor. Ne yazık ki diziyi kurtaramıyor. Ve kısa ama öz olmayan yayın hayatı neyse ki bitiveriyor.

At çöpe, geri dönüşümsüz.

5. Chicago Fire

TV ekranlarına cerrahların, estetik cerrahların, torbacıların, çetelerin, hapishane “sakin”lerinin, cenaze evi sahiplerinin, motosiklet kulüplerinin, müzisyenlerin ve daha nicesinin kendince rutin, bize göre “ilginç” (olabilecek) olan öyküleri geldi. Bir de itfaiyecileri koyalım demişler. “Hey bu zaten yapılmıştı!” dediğinizi duyar gibiyim, evet haklısınız, Rescue Me’de biz bunları zaten izlemiştik.

Tamam, onlarca yıldır var olan bir “seksi itfaiyeci” durumu var da herkesin kahraman olmaya çalıştığı bir diziye ne gerek var? Ve yine aşinalığı kullanıyorlar ki başrollerde House’da Chase olarak karşımıza çıkan Jesse Spencer, Oz’un yıldızı Eamonn Walker (Kareem Said) ve Lie to Me’den bildiğimiz Monica Raymund (Ria Torres) var. Arka Sokaklar’ın polisleri değil itfaiyecileri işleyen Amerikalı versiyonundan öte değil.

At çöpe, geri dönüşümsüz.

4. Animal Practice

House veteriner olsa, tür de komedi olsa, başrolde de Weeds dizisinden Justin Kirk (Andy Botwin) oynasa nasıl mı olur? Böyle.

House bulmaca meraklısı dahi bir adamdı, Coleman hayvan sever. House insanlardan nefret ederdi, Coleman da nefret eder. House zekiydi, Coleman zeki geçiniyor.

Ve bu dizi de sezonu dahi bitiremiyor.

At çöpe, geri dönüşümsüz.

3. The Neighbors

Bilimkurgu şakaya gelmez demek istemiyorum ama bu kadar da şey oğluna çevrilmemeli. Hadi diyelim böyle bir komedide ısrarcısınız, o zaman içine azıcık yaratıcılık koyun, iyi espriler sıkıştırın, daha önce yapılmış olanı da yapacaksanız yine de birazcık zorlayın.

Şehir dışında bir kasabaya taşınan tipik Amerikan aile, komşularının “normal” olmasını umuyorlarken tahminlerinden daha “garip” olduklarını görüyorlar. Sonra anlaşılıyor ki tüm kasaba uzaylıymış. Cinsel sorunları, ailevi sorunları, ilişki sorunları olan yaratıklarmış bunlar. Gelsin ilkokul terk espriler, gitsin laçka muhabbetler.

At çöpe, geri dönüşümsüz.

2. The Mob Doctor

The Godfather serisini ve dahi The Sopranos dizisini seven bir insansanız, hatta mafyanın dizi/film dünyasındaki yeri hakkında azıcık da olsa fikriniz varsa bu diziden nefret edersiniz.

İdealist doktor, aile dostu mafyaya mensup insanlara borçlanan serseri kardeşinin borcunu ödemek için Hipokrat yeminini zorlayarak, hastanede kendinden hiç hoşlanmayanların ekmeğine yağ sürerek mafya için kaçak doktorluk yapar. Sonra ortaya çıkar ki babası da mafyaya bağlıymış. Fakat itin uğursuzun tekiymiş. Zaten mafya babasını öldürmüş. Dizi bu kadar. Uzatmadan yayından kaldırılması çok yerinde karar.

At çöpe, geri dönüşümsüz.

1. Emily Owens, M.D

Merly Streep’i zaten sevmezdim, kızını hiç sevmedim. Diziyle ilgili her tanıtımda Mamie Gummer’ın annesinin adının geçmesi en başta çok kötü. Bu tanıtımları basına ilk verenler yapımcılar ve TV kanalları olduğuna göre, kendi yapımlarına güvenmediklerini önce buradan anlıyoruz.

Hastane dizisi deyince aklına House, Grey’s Anatomy, Nip/Tuck (ki bu hastane de sayılmaz) gelen insanlar adına konuşuyorum ki herhangi birinde ekranda iki saniye görünecek figüranın o dizilere kattığı şey, Emily Owens’ın TV dünyasına kattığı şeyden çok daha fazladır.

Yeni mezun bir doktor, üniversite hayatının sancılarıyla bir hastanede göreve başlar. Başlar. Başlar. Bu kadar. Dahası yok.

At çöpe, geri dönüşümsüz.

Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.