Albüm Kritiği: KILLER BE KILLED – Reluctant Hero (Nuclear Blast, 2020)

Paylaş:

Müzik tarihinin tozlu sayfaları, büyük beklentiler eşliğinde kurulan ancak sonu hüsranla sonuçlanan süper gruplar* ile doludur. Başarılı süper grup sayısının yüzdeye vurulduğunda düşük kalmasının başlıca nedeni ise genellikle şöyledir: Solo olarak veya kendi müzik gruplarında, diğer grup elemanlarıyla yakaladıkları kimya sayesinde çok başarılı olan müzisyenlerin, farklı bir açılıma girdiğinde aynı elektriği yakalayamaması. Yeni oluşumlarda grup içi denge dağılımı da yine bu probleme paralel bir konu.

Killer Be Killed yukarıda bahsettiğim tüm problemleri tersyüz eden, kendi lehine dönüştüren bir süper grup. Max Cavalera (Soulfly, Ex-Sepultura) ve Greg Puciato’nun (The Dillinger Escape Plan, The Black Queen) fikir birliği altında 2011 yılında kurulan Killer Be Killed, Mastodon’un yarısı diyebileceğimiz Troy Sanders (bas gitar ve vokal) ve Converge’ün davulcusu Ben Koller’in de kadroya eklenmesiyle 2013 yılında son halini almış ve 2014’te kendi isimlerini taşıyan ilk albümlerini yayınlamıştı. Ekstrem müzik adına ölümcül bir kimya… “Wings of Feather and Wax” ve “Face Down” gibi iki büyük hitin yer aldığı ilk albüm sonrasında, bir yılı aşkın bir süre dünya turnesine çıkan Killer Be Killed, grup elemanlarının kendi ana proje ve gruplarına geri dönüşleri sonrasında sessizliğe gömülmüştü. Ta ki yeni albüm Reluctant Hero haberinin geldiği geçen Eylül ayına dek.

Killer Be Killed’in büyüsü, progresif ve modern metalin son yirmi yıla damga vurmuş dört büyük grubu Mastodon, Soulfly, The Dillinger Escape Plan ve Converge’ün ruhunu, Transformers’ın en görkemli Decepticon’larından Devastator misali birleştirmesinde saklı. Ortaya çıkan bu devasa gürültünün kimyası bir yandan da organik bir hissiyat taşıyor ve bahsetmeye çalıştığım büyü tam olarak bu. Troy Sanders’ın epik vokalleri ve progresif riff’leriyle başlayan bir parça nakarata geldiğinde, acı fren eşliğinde gelen bir u-dönüş ile, Greg Puciato’nun ciğer söken çığlık vokallerine geçiş yapabiliyor. Parçanın hız kesip ve nefes almasını beklediğiniz noktada ise Max Cavalera’nın thrash soslu Sepultura-esk gitar riff’leri ve anarşist vokalleriyle yüzleşmek zorunda kalıyorsunuz. Açıkçası bu yapısal matematiği organik bir şekilde kurmak gerçekten çok zor bir iş ve Killer Be Killed gücünü tam da bu noktadan alıyor.

Grup elemanları albüm kayıt sürecinde yaşadıkları en büyük zorluğun, Covid-19 salgını nedeniyle bir araya gelememek olduğunu söylüyor. Yeni albümün yazım süreci Haziran 2019’da tamamlanmasına rağmen kayıt aşaması ise biraz kabusa dönmüş. Bir araya gelebildikleri noktada ise ciddi bir zaman kısıtlaması altında çalışmak zorunda kalmışlar. Bununla birlikte Troy Sanders bu durumun grubun kreatif yaratım sürecine katkıda bulunduğunu söylüyor. Her grup elemanının tek başına yazdığı partisyonların iskeletinin tek bir parça olarak birleştirilmesi sonucunda ortaya çıkan eserler; sınırları zorlayan ve kaotik ama bir yandan ucundan kıyısından da olsa metal müzik dinlemeyi seven her dinleyiciye hitap edebilecek bir yapıya sahip.

Reluctant Hero (zoraki, gönülsüz kahraman) roman ve hikaye edebiyatında yer alan bir arketip: Bulunduğu zor koşullarda, insanların hayatını daha iyi hale getirebilecek güce ve yeteneğe sahip ancak bu özelliklerini kullanmaya isteksiz, anti-kahraman karakterlere verilen isim. Albüm, konsept olarak tasarlanmamış ancak söz yazımı ve parçaların kendi içindeki bütünlüğü açısından konsept hissiyatı taşıyor. Bu durum Reluctant Hero’yu bir bütün olarak dinlemeyi gerekli kılıyor. Şarkıları tek tek dinlemenin bir bütün halinde dinlemeye göre daha etkisiz kaldığını ve istenen etkiyi yaratmadığını söyleyebilirim. “Deconstructing Self-Destruction” ile tüm zamanların en başarılı konsept albümlerinden Nine Inch Nails’ın The Downward Spiral’ını (1994) akıllara getiren (bkz. Mr. Self Destruct isimli şarkı) bir açılış yapan Reluctant Hero, “From a Crowded Wound” gibi pesimist karanlığı ile üzerinize çöken parçalar ile arada tempoyu düşürüyormuş izlenimi verse de görkeminden hiçbir zaman ödün vermiyor. Kaotik mükemmelliğe sahip “Inner Calm From Outer Storms” ve “Comfort From Nothing” ile, punk sosuna batırılmış “Filthy Vagabond” ve “Animus” gibi thrash metal altyapılı parçalar doğrudan bu ihtişama hizmet ediyor.

Albümün konsept matematiğinde yazılmasının bir sonucu olarak, yazının başında da belirttiğim grubun kendi ismini taşıyan ilk albümünde yer alan “Wings of Feather and Wax” gibi hit olma potansiyelinde bir parça içermediğini düşünüyorum. Şu an dek yayınlanan dört single da bu parçanın sahip olduğu patlayıcılığa ve akılda kalıcılığa sahip parçalar değil. Albümle ilgili eksik kalan tek nokta bu olabilir. Reluctant Hero, 2020’yi katlanılabilir hale getiren nadir güzelliklerden birisi olsa hatırlanacak.

—–
*Supergroup: Farklı müzik gruplarına mensup müzisyenlerin ortak girişim sonucunda oluşan yan proje gruplara verilen genel isim. (bkz. Methods of Mayhem, Chickenfoot, Them Crooked Vultures)

Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.