BLOOD AND SUN – White Storms Fall (Peasanta Urfolk, 2014)

Paylaş:
Yazarın notu9
9
Okuyucu Puanı: (0 Oy)0

Bundan 20 sene evvel yeni kurulan bir grubun kendi başına albüm kaydedip yayınlama şansı düşüktü, zira bunu yapmak için ciddi bir bütçeye ihtiyaçları vardı. Hadi bir şeyler kaydettin diyelim, bu kez de tanıtım ve reklam zorluğu devreye giriyordu. Bugün elimizdeki teknoloji sayesinde o zamankine göre çok daha iyi kayıtları çok daha rahat biçimde yapabiliyor, internet üzerinden de rahatlıkla dünyanın bir diğer ucundaki insanın kulağına ulaşabiliyoruz.

Diğer yandan, günümüzde müzik üreten grup sayısı 20 sene öncekine göre çok daha fazla. Yeni kurulan bir grubun geniş kitlelere müziğini yayma şansı eskiye nazaran çok daha düşük, çünkü hem can çekişmekte olan müzik endüstrinin durumu buna izin vermiyor, hem de insanlar çok daha fazla müziğe rahatça erişebilme imkanına sahip, bu da dikkat dağınıklığını beraberinde getiriyor.

Bugün bandcamp’e girip elinizi atacağınız birçok sanatçı ve grubun en azından kalburüstü iş çıkardığını görebilirsiniz. Binlerce, binlerce isimden bahsediyorum. Ve bu kadar ismin arasında gerçekten özümseyeceğiniz bir şeylere rastlamanız şansa kalıyor, çünkü “müzik çok, vakit az.”

Bu durumda dikkat çekebilmek için müzisyenler değişik yollar arıyorlar ve müziğin dışındaki medya araçlarını da işin içine katarak, bırakmaya çalıştıkları izi kuvvetlendiriyorlar. Örneğin FKA Twigs gibi günümüzün gözde isimlerinden biri, sadece kendi bestelerini seslendirip prodüksiyonlarına da imza atmakla kalmıyor, aynı zamanda kendi kliplerini kendi hazırlıyor.

Eğer spesifik bir janr içerisinde müzik üretip, sadece o janrın hitap ettiği kısıtlı insan kitlesini hedef alıyorsanız, bu kitle üzerinde farklı medya formlarını kullanarak iz bırakabilmeniz daha kolay. Diğer yandan, ne kadar kaliteli iş çıkarırsanız çıkarın, bu kitle ile sınırlı kalacağınızı da kabullenmeniz gerekiyor.

Yazıda bahsedeceğim grup Blood And Sun, bir bütün olarak bu sene rastladığım en iyi albüme imza atmış durumda. Yazık ki spesifik bir kitleye hitap eden küçük bir firmadan yayınladıkları bu albüm, dünyada çok az insan tarafından dinlenebilecek. Yine de ben bu yazı aracılığı ile üzerime düşen görevi yerine getirmek istiyorum.

[youtube id=”lE1hizY4lZ0″ width=”620″ height=”360″]

Blood And Sun, Amerikalı black metal grubu Maledicere’in gitarist/solisti Luke Tromiczak’ın solo projesi. Maledicere’de Fransız black metaline yakın bir müzik üreten Luke, Blood And Sun’da Blood Axis ve Death In June esintili bir neo-folk üretiyor. Amerikanların tıpkı black metalde olduğu gibi neo-folk’u keşfetmesi de biraz geç oldu ancak ortaya çıkardıkları işlerin tipik bir Amerikan kalitesi ve yetkinliği taşıdığı da bir gerçek. Blood And Sun bu kuralı bozmuyor: “White Storms Fall” tüm zamanların en güçlü neo-folk albümlerinden biri.

Aslında ruh bakımından Blood And Sun’ı Maledicere’in bir uzantısı olarak görebiliriz. Her ne kadar tamamen akustik enstrümanlar ile “fişsiz” bir müziğe sahip olsa da Blood And Sun’ın yaydığı genel hissiyat Avrupa Paganizmi ile Nihilizm arasında bir yerlere oturuyor.

“White Storms Fall” 8 ana parça ile bunları birleştiren kısa ara parçalardan oluşuyor. Tromiczak’ın donuk ve koyu vokalleri ve sakin 12 telli akustik gitar tınılarına albüm boyunca İrlanda folk’unu hatırlatan yaylılar ve dulcimer ezgileri eşlik ediyor. Albüm, konsept izlenimi yaratan bir bütünlüğe sahip: Açılış parçası ‘Merciless Master’ın ana teması yer yer karşımıza çıkarak albümün bel kemiğini oluşturuyor. Coşkulu kemanları ve mistik vurmalıları ile ‘Lord Of The Spring’ ve ‘Cedar Smoke,’ Heathen-Folk türünün tek kelimeyle KUSURSUZ örnekleri. Fakat “White Storms Fall”un asıl gücü, 35 dakikalık bir bütün olarak tutarlı, kararlı bir çizgiyi tutturabilmesi üzerinden bıraktığı intibada yatıyor.

Albümün sunumu ise müthiş. “White Storms Fall”, plak ve CD’nin bir arada ve harika resimler ile dolu kocaman bir kitapçıkla beraber sunulduğu özel bir formatta geliyor. Albümü fiziksel haliyle elinize alıp resimlere ve liriklere göz atarak dinlediğinizde adeta bir ritüelin içinde buluyorsunuz kendinizi.

Kısacası hem sunumu, hem prodüksiyon değerleri, hem de besteleri ile “White Storms Fall” bir başyapıt ve neo-folk türü açısından çıtayı inanılmaz yüksek bir yere çıkarıyor. Önceki paragraflardan birinde de belirttiğim gibi, bu albüm benim 2014 yılında dinlediğim (şimdilik) en iyi albüm. Ne tarz müzik severseniz sevin, bu albüme mutlaka ama mutlaka kulak verin, üstelik dinlemesi de aşağıdaki linkten bedava:

https://bloodandsun.bandcamp.com/album/white-storms-fall

Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.