Detachment (2011) ve Hayal-et-me! üzerine…

1808
0
Paylaş:

Başlıkta yazdığım ve çok sevdiğimiz arkadaşımız / yazarımız olan Doğu Yücel göndermesinden sonra Tony Kaye imzalı film için büyük miktarda tebrik göndererek başlamalıyım. Zira çok başarılıydı. Ancak filmi oldukça beğenmiş biri olarak da bu kadar underrated kalmasına hüzünlenmiş durumdayım.

Adrien Brody’nin vekil öğretmen sıfatı ile çok kısa bir süre boyunca olsa da, ders verdiği öğrencileri üzerinden hayatı, ebeveyn olmayı, eğitim sistemindeki çarpıklıkları ve gençlik problemlerini ele alıp yaptığı zihin jimnastikleri oldukça düşündürücü ve etkileyici idi. Uzun zamandır oyunculuk performansını oldukça seven biri olarak Brody’nin “Pianist” ve kısacık rolü ile ama filmin en iyisi olduğunu düşündüğüm Dali rolü ile (Midnight in Paris) beraber en sevilesi ve takdir edilesi oyunculuğu bu filmde. Aralara serpiştirdikleri belgeselimsi ve röportaj havalı kısımları çok da gerekli ve ekleyici bulmasam da bu kısımlarda bile baya başarılıydı.Yan rollerde oldukça etkileyici performanslar da bulunuyor.Marcia Gay Hayden, James Caan (özellikle), Sami Gayle ve Lucy Liu takdir edilesi ve net oyunculukları ile tebrikleri hak etmede gayet haklılar.

Filmde her ne kadar öğrencilerin üzerlerine dayatılan hayaller ve sonrasında kendilerinden beklenen hayal gücü gelişimlerinin eksik ve sorunlu olması işlense de eleştirilerden çarpık eğitim sistemi içinde yıpranmış öğretmenlere de pay var. Aynı zamanda bireysel gelişimin köşe taşları ve hayalleri dahi belli edilmiş ve dayatma içerisindeyken hem eğitici hem de eğitilen taraf için ne derece kısır bir durum içerdiği de oldukça şık açıklama ve göndermeler ile geliştirilmiş. Açılıştaki A. Camus ve sondaki E.A. Poe göndermeleri bu konuda oldukça şık ve işe yaramış gözükmekte.

Film boyunca ve sonrasında üzerine düşündüğüm, sorunlu olduğu düşünülen Meredith karakterinin Adrien Brody için yaptığı resim aslında filmin genelini içeren müthiş bir kare. Filmi izleyenlerin anımsayacakları bu resmediş, filmin genel olarak ifade ve ifşa etmek istediği genel tablonun en önemli yapboz parçası olarak görülebilir. Boş bir sınıf ve yüzü olmayan hüzünlü bir öğretmen fotoğrafı ile öğrencilerin ve eğitimcilerin yaşadığı çelişki ve sıkıntılar nefis bir kare ile gözler önüne serilmiş. Filmin buna benzer oldukça etkileyici diyalogları ve kareleri mevcut. Veli toplantılarına gelmeyen velilerin, hayallerini direttiği çocuklarını önemser gözüküp bir şey yapmamaları, buna çözüm önerisi getirmeye çalıştıkça silikleşen öğretmenler gibi harika bir biçimde işlenmiş durumlar var. Ders aralarında bahçede donuk ve boşlukla bütünleşircesine kalakalan öğretmene selam verilmesi ertesinde “sen beni görebiliyor musun ki?” cümlesi nefis bir ifadeydi bu açıdan.

Detachment, bu açıklamalar etrafında işaret ettiği sorunları çözme refleksi içinde olmadan ve saçma önermelerde bulunmadan olayın ve hayal özgürlüklerinin kısıtlanışına ilişkin gerçek ve ironik yanları resmediyor sadece. Kişilerin açmaz durumlarında, sarılıp her şey daha iyi olacak mottosunu sarılmadan ve dile getirmeden sadece ifade ediyor. Bu yönü ile cevap filmlerini seven izleyiciler için eksik ve boşluk dolu bulunabilir olsa da tarafım için bu yönün daha etkili ve inandırıcı olduğunu belirtmem gerekiyor. Bu anlamda filmi bu açıdan eksik bulan kişiler zannediyorum konu ile ilgili işaret edilen sorunlar üzerinde vakit ayırıp düşündükleri takdirde çok daha amacına ulaşmış bir film olarak görülebilecektir.

Detachment Fragman:

[youtube id=”I-gS8OBt-yk” width=”620″ height=”360″]

Detachment imdb sayfası:  http://www.imdb.com/title/tt1683526/

Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.