HYPNO5E – Shores of the Abstract Line: Zamanın kıyısında bir gece karanlığı

Paylaş:
HYPNO5E Shores of the Abstract Line albüm kritiği - Paslanmaz Kalem
Yazarın Puanı7.5
7.5
Okuyucu Puanı: (6 Oy)7.6

Yaklaşık iki seneden beri bu albümün gelmesini bekliyordum. Ne kadar mükemmel olacağını düşünüp, ileriye yönelik olumlu beklentilerimden birinin Fransız bir grubun albümü olmasına hiç şaşırmayarak, yalnızca bunca özgün bir müziğe, ortaya çıkardıkları soundun büyüklüğüne ve varyasyonlarına bu sefer neler ekleyeceklerini merak ediyordum. Evet, “Acid Mist Tomorrow” albümüne kritik yazarak kendimi Hypno5e’un Türkiye’de tanınmasına vesile olmuş biri olarak görerek, komik biçimde kendimde “Shores of the Abstract Line”a daha sert eleştiri yapabilme hakkı görüyorum. Bugün yazacağım her cümle, kendime tanıdığım bu sebepsiz hak üzerinden okunmalı. Albümü beğenip beğenmediğimi de doğrudan belirtmeyeceğim çünkü cidden hala bilmiyorum.

HYPNO5EHypno5e 2007’de “Des deux l’une est l’autre” albümünü çıkardığında daha metal ortamında adı sanı bilinmiyordu. Asıl devrim ilk albümleriydi. Birçok filmden alınan monolog ve diyalog kayıtları Gojira’vari gitar rifflerle, ambient bir alt yapıyla ve oldukça geniş müzikal varyasyonlarla süslenmişti ve 1 saat 13 dakikalık uzunluğuyla ortaya bambaşka bir hissiyat çıkmıştı. Yalnızca “Maintained Relevance Of Destruction Part II”yle bile sonsuza kadar sıkılmadan dinlenebilecek şarkılara imza atmışlardı. Ancak elbette çok küçük bir kesim dışında pek fark edilmediler. Grup asıl voleyi 2012’de “Acid Mist Tomorrow”la vurdu. Bugün son iki albümü çok fazla karşılaştıracağım için üzerine şimdilik çok söz söylemek istemiyorum. Yalnızca “Acid Mist Tomorrow”un kanımca son 10 yılın belki de en orijinal işlerinden biri olduğunu belirtip bu paragrafı bitireceğim.

acid-mist-tomorrow-hypno5eHypno5e sinematikliği karakter edinmiş bir grup, bundan dolayı hemen her şarkılarında bir öykü anlattıkları söylenebilir. Şarkı sözlerini pek paylaşmadıkları için tam olarak müziklerinin meramını anlamak güç olsa da, gerek uzun soluklu olmaları gerek filmlerden alınan monologların oldukça yer kaplamasıyla, ortada bir olay örgüsünün ifadesi olduğu rahatlıkla söylenebilir. “Shores of the Abstract Line”ı önceki albümleriyle karşılaştırmak mecburiyetindeyim çünkü Hypno5e’un yaptığı müziğin benzerleri çok türemiş olsa da hakkıyla yapabilen başka bir müzik yok. İlk albümlerinde grubun heyecanı doğrudan müziğe farklı varyasyonlar katılmasına sebep olmuş. Cidden ilk albümü dinlediğiniz vakit Hypno5e’un yapıp yapabileceği her şeyi sığdırdığını görebilirsiniz. Üzülerek söylüyorum ki, bu albümle de maalesef bunu yeniden kanıtlamış oldular. “Des deux l’une est l’autre” ile ortaya çok büyük, muazzam bir resim koymuşlardı, öyle ki görmek istenilen her ne ise orada bulunabiliyordu. Boynu kırılana kadar sallamak isteyen de, hüzne dair yakılacak sigaraya altlık arayan kişi de muradına erebiliyordu. Hypno5e öfkeyle kabullenemeyişin verdiği acıyı hiçbir grubun yapmadığı bir özgünlükle tek potada eritebildi. Bundan dolayı sınırlı türlere kulağını açıp gerisinin gözünün yaşına bakmayan dinleyiciler bile şans verdiği gibi delilerce sevdi.

“Acid Mist Tomorrow”la ise farkında olmadan çok fazla can yaktılar. Bir önceki albümlerine göre daha derli toplu, daha amaca yönelik, ancak yine de kendi tarzlarından ödün vermeden hatta türün sınırlarını çizerek asıl ünlerine kavuştular. Her saniyesi, her giren enstrüman, eski Fransız filmlerinden alınan monolog ve daha fazlası o kadar birbirine uyumlu, birbirini takip eden biçimde koyulmuş ki, ortaya çıkan şey için yalnızca kusursuzluğun timsali denilebilir. Varyasyon biraz daha az, ancak işçilik, hissiyat üst seviyede. Peki “Shores of the Abstract Line” için önceki saydıklarımın kaç tanesini söyleyebilirim? Hiçbirini deyip albümü tamamen gömmek istemiyorum ama ortada problemler var, gelelim şimdi kendimce gördüğüm problemlere.

hypno5e-des-deux-luneAlbüm malumunuz olduğu üzere East, West, Central, North, South Shore olmak üzere bölüme ayrılıyor. İnişli çıkışlı müzik elbette Hypno5e’un bir gerçeği, ancak East ve West Shore’da bu o kadar kısa süreli ve sürekli kullanılıyor ki, yazım aşamasında sürdürülebilirliği kaybettiklerini hissettikleri anda, ağır ilerliyorsa distortionla sertleştirip hızlandırmışlar, tempolu gidiyorsa da aniden yavaşlatıp arpeje sığınmışlar gibi geliyor. Yukarıda da dediğim gibi sert eleştiriyi kendimde sebepsizce hak olarak gördüğüm için bunca ayrıntıya giriyorum. Darılmaca gücenmece olmasın. Ayrıca müzikal olarak kendi karakterlerinin dışına bir adım dahi olsa çıkmamış olmaları, yeni tınıyan bir şeyin olmamasını geçtim, gitar tonunun bile değiştirilmemesi, kompozisyon adına da Acid Mist Tomorrow’un bariz gölgesinde kalmış olması da eklendiğinde şahsen beni üzdü. Elbette bunu gruba çok görmüyorum, çünkü öyle mükemmel bir albümün üzerine çıkabilmek, grubun kendisi için bile çok zor bir şey. Özetle üzülerek belirtmeliyim ki Hypno5e bu albümüyle birlikte bir çeşit tıkanma sendromuna girmiş olduklarını gösterdi. Bunun iki türlü sonucu olabilir, birincisi grup kendini tekrarlamaya devam eder, her yeni albümünde iki tane sağlam şarkı olur ve onların ekmeğini yer, ikincisiyse müziğinde radikal bir değişime gidip riskli bir yola girer. Ben ikisinin de Hypno5e için iyi olacağını düşünmüyorum, umarım bir sonraki albümlerinde bu tıkanıklıktan kurtulup kendi yarattıkları türün liderliğini yapmaya devam ederler.

HYPNO5E

Albümde her şey mi kötü peki? Elbette hayır, öncelikle Hypno5e’u ilk olarak bu albümle tanıyan kişilerin şanslı olduğunu düşünüyorum çünkü bunu sevdiler mi, Acid Mist Tomorrow’u duydukları anda ufukları iki katına çıkacak. Ayrıca sevilmeyecek bir albüm de elbette değil, belki benim gibi önceki iki albümü mıh gibi aklında tutan birini doyurmayabilir, yine de “Central Shore: Tio” gibi ağızlara pelesenk olacak bir şarkı var. Onunla birlikte albümün kapanış şarkısının da Hypno5e’un en iyilerine kafadan girebilecek düzeyde olduğunu düşünüyorum. Gel gelelim Hypno5e benim için asla tek şarkılık dinlenilecek bir grup olmadı. Tıpkı Between the Buried and Me gibi, Hypno5e da bütünüyle dinlenilecek, albümün ilk adından Play’e basılıp son saniyesine kadar asla durdurulmayacak bir grup.

Uzunca bekleyişin ardından yeni bir Hypno5e albümü dinlemek her ne kadar mutluluk verse de, grubun biraz yaratıcılık adına sıkıntıya girdiğini görmek, mutluluğumu buruk bir tebessüme çevirdi. Fakat ne olursa olsun dinleyicide kredisi olan gruplar vardır, Hypno5e benim için bu gruplar arasında olduğundan elbette bol bol dinleyeceğim. Kim bilir belki 3-4 ay sonra fikrim değişir.

Son olarak görmeyen varsa grubun şu performansı hayatımda gördüğüm en his yüklü canlı performanslardan biri, tavsiye ederim;

 

Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.