Jarvis… phone home!

Paylaş:

50 yaşında adam bise çıktığında havluya sarılı olduğu için mikrofona yaklaşıp “E.T. Phone Home” dedi yahu!

15 Temmuz gecesi Efes Pilsen One Love Festival’de bulunanlar PULP’ı ve tabi ki grubun frontmani Jarvis Cocker’ı izleyenler heralde “ulan yılın konseri be” gibi bir şeyler demiştir. Sanırım ben de diyorum.

Normal şartlarda Efes One Love Festivali’nin müşterisi değilim. Bugüne dek 2 kere gitmiştim. Biri 2004’te Chumbawamba için, diğeri de 2006’da Morrissey için. Onun haricinde getirdikleri isimler falan çok da ilgimi çekmemiştir. Hele bir de Santral İstanbul’a gittikten sonra hiç ilgimi çekmedi. Bana göre festivaller şehir dışında olmalı, eğer şehir içinde olacaksa da festivale uygun bir semtte olmalı. Yani festival katılımcısının rahat edebileceği ve rahat ulaşabileceği bir semtte olmalı. Festival özel servis düzenlemek zorunda değil, her zaman kullandığımız toplu taşıma araçlarıyla gidebilmeliyiz. Festival öncesi veya sonrasında dışarı çıktığımızda esnaf bize ters ters bakmasın. Kısaca Eyüp gibi bir yer olmasın aga! Santral İstanbul’un hemen dibinde amerikan islam mimari tarzında laz müteahhit binaları var yahu!

Yıllarca her şey yolunda giderken bir anda Eyüp’te istemezükçüler çıktı ortaya. Ha, her fırsatta iktidarı eleştirenlere istemezükçü diyen başta Engin Ardıç olmak üzere yazarlar bu tarz istemezükçülere de hiç ses etmez, o da ayrı. Neymiş efendim, “kutsal değerlere saygı”. Elektrik santralleri ne zamandan beri kutsal değer oldu yahu? Ondan mı HES’lere ses etmiyorsunuz? Bu festivale gelenlerin içtiği içki size mi günah yazılacak? Festival çıkışı alkollü insanların otel yakıp 35 kişiyi öldürmesinden mi korktunuz? 13 yaşındaki kızınıza “onun rızasıyla” tecavüz etmesinden mi korktunuz?

Daha 2 ay önce ilçenizin kentsel dönüşüm adı altında elinizden alınacak olmasına tepki göstermediniz mi? Sizi bu “din elden gidiyor” diye gaza getirenlerin amacı kentsel dönüşüm yoluyla ilçenize çöreklenmek aslında. Siz festival ve konser seyircisini oradan kaçıracaksınız, daha sonra belki Bilgi Üniversitesi’ni de kaçıracaksınız, Santral İstanbul değersizleşecek, sonra birileri orayı değerlendirecek, değerlendirirken de size uzakta daha küçük evler verecekler. Esnaf olarak da orada bulunmanıza izin verilmeyecek. Niye gelip bize saldırıyorsunuz ki?

Sizin tepki göstermeniz gerekenler sizi evinizden etmek isteyenler, sizi bankalara esir hale getirenler, üç otuz parayla çalıştıranlar, yüksek vergilerle dükkanlarınıza ortak olanlar. Biz değiliz.

Ama sizin tek derdiniz öbür dünya ise, bizi bu dünyada rahat bırakın. Biz size dokunmuyoruz zaten. Günde 5 vakit namaz kılmasanız bile ezanınızı dinliyoruz, bütün bir ay boyunca hepiniz oruç tutmasa da ve hepinizin evinde en azından alarmlı saat olmasına rağmen gece 3’te davul sesiyle uyanıyorsak, bırakın biz de bize ayrılan yerlerde içkimizi içelim.

Bu konuyla ilgili daha fazla yazmak istemiyorum, burada bu konuyla ilgili yazılmış birkaç güzel yazı var, onlara bakabilirsiniz:

http://www.cekmekaset.com/2012/07/one-love-sfr-promil.html

http://www.hafifmuzik.org/haber/cepler-doldu-ama/

http://cadde.milliyet.com.tr/2012/07/16/YazarDetay/1567421/ACIK_TESEKKUR

 

Ben artık PULP’a dönmek istiyorum.

Cumartesi günü izlemek istediğim birkaç grup vardı ama hepsi de yerli gruplar olduğundan (Softa, Kara Orkestra) nasılsa başka yerde izleriz diyerek bünyeyi zorlamadık gitmek için. Pazar gündüz de ilgimizi çeken bir şey yoktu akşama doğru gittik festivale. O sırada sahnede Kimbra vardı, yemek ve içecek kuyruğunda duyduğum kadarıyla hayatımın hiçbir anında “du bir Kimbra dinleyeyim” diyeceğimi sanmıyorum. O yüzden çeşitli sponsor firmaların standlarında zevzeklik yapmayı tercih ettik. Kimbra iner inmez sahne önü baya boşaldı, biz de hemen en önlerden yerimizi kaptık.

Sahne beklediğimden küçüktü ve alçaktı. Alçak sahneleri seviyorum, çünkü en önlerdeyseniz çok iyi görüyorsunuz herşeyi. Bence 10binlerce kişinin olmayacağı etkinliklerde sahne yüksekliği 1.80 – 2.00 arası olmalı, daha fazla olunca grup seyirciden kopabiliyor. Bu açıdan Efes One Love’ın sahnesini beğendim diyebilirim. Sahnenin önünde perde vardı, sahnenin üzerini net göremiyorduk ama içeride sıkı bir hazırlık vardı, onu fark edebiliyorduk. Festivalde müzik yayınını kim yapıyorsa “bunlar nasılsa birazdan Pulp ile mest olacaklar, biraz eziyet etsem fena olmaz” demiş olmalı ki büyük gavur eziyeti müzikler çaldılar, bir ara hiphop bile çaldı! Taksim’de Efes One Love servisi beklerken meydanda Ceza konseri vardı, düşünün çektiğimiz eziyeti!

Neyse, çalan eziyet şarkılardan sonuncusu kesildi ve Scott Walker eserlerine benzer bir intro başladı. Süre tutmadım ama heralde 7-8 dakika sürdü bu intro. Ardından perde üzerinde Merhaba yazısı çıktı ve konser başlıyor dedik. Yanılmışız, zira Close Enounters Of The Third Kind filminin final sahnesindekine benzer iletişim dakikalarca sürdü. Bir ara “bara gidelim mi?”, “şaka mı bu?”, “şaka anlayışı bu mu?”, “bu yasal mı?” gibi sorularla gündemdeki mevzuyu da tiye aldılar. Ve o soru geldi: “İlk seferini hatırlıyor musun?”

[youtube id=”jZJ0TEkQvlE” width=”620″ height=”360″]

Bu video octopus-mind.blogspot.com ‘dan alınmıştır.

Bütün herkes deliler gibi dans ederek şarkıya eşlik ederken ikinci sırada Monday Morning geldi. Şarkının ikinci nakarat sonrası geçiş bölümünün son anı “stomach in, chest out, on your marks, get set, go!” bölümü sonrasında iyi koptuk ama. Ardından ta eskilerden Don’t You Want Me Anymore çalınınca bir hayli eskilere gideceğiz diye bekledim ama His’n’Hers öncesinden bir tek bunu çaldılar.  Dürüst olmak gerekirse bu şarkı içinde keman olmayınca çok güzel olmuyor ama tabi ki hiç yoktan iyidir.

Bu arada Jarvis Cocker konserde bazı şarkıları isimlerinin Türkçe telaffuzuyla sundu. “Pazartesi Sabahı” ve “Birseyler degisti” (Sheffield aksanıyla okuyun) çok sempatik gözükse de Jarvis bu iş için google translate’ten faydalanmış gibi geldi. Umarım öyledir, eğer bir insanın yardımını aldıysa “I spy”‘ı “Ben Ajan” diye çevirdiği için kendisini dövmek istiyorum.

Jarvis Cocker Like A Friend’i çalmadan önce Charles Dickens‘tan bahsetti. Arada İngiliz emperyalizmi için özür diledikten sonra “Bir rock konseri ile Charles Dickens’ın ne alakası var diyebilirsiniz. Onun romanlarından biri olan Great Expectations yıllar önce sinemaya uyarlandı, na bu şarkı da o filmin soundtrackinde yer alıyor” şeklinde bir açıklama yaptı. Bu şarkı bittiğinde sahnede ki sessizlik sırasında ezan okunmaya başladı. “Acaba ne olacak” diyerek beklemeye başladık. Yatsı ezanı bir de, bitmek bilmez, gitar akorduyla falan vakit geçirmeye çalıştılar ama baktılar ezan bitecek gibi değil, Babies’e girdiler. Saygısız herifler :p

[youtube id=”iKU0JJikm8A” width=”620″ height=”360″]

Babies’den sonra tempo gittikçe düştü ama konserden aldığımız keyif düşmedi. Özellikle This Is Hardcore heralde konserin en güzel anlarından biriydi. Bar Italia sonrasında Jarvis “biz her yere gittik, herkesle buluştuk ama hala onunla buluşamadık, okumak için İngiltere’ye gelen kızla” deyince anladık ki konserin finali geliyor. Jarvis bu şarkıyı da Türkçe sundu: Sıradan İnsanlar!

[youtube id=”QeaCRLlco8s” width=”620″ height=”360″]

Grubun kemancısı Russel Senior 2012 turnesinde grupla olmadığı için bu şarkıda kemanı memleketimizden bir hanım çaldı ama adını alamadık. Gavurların “highlight” dediği konserin en iyi anı Common People’dı. Ben dahil birçok Pulp fanının dinlediği ilk Pulp şarkısıdır, Pulp’ın milli marşıdır… 2002 İstanbul konserinde de highlight bu şarkıydı, 15 Temmuz 2012’de de aynısı oldu.

Şarkı sonrası sahneden indiler, ben dahil bir çok kişi bitti diye düşünürken teknisyenlerin sahnede enstrümanlarda akort kontrolü yaptığını görünce heyecan arttı ve grup yeniden sahnede. Jarvis Cocker sahneye havluyla çıktı. Havluyu kafasının etrafına sarıp mikrofona yaklaştı ve “E.T. Phone Home” dedi.

Ve ardından grup Different Class efsanesinin açılış şarkısı Mis Shapes’i de çalıp bize veda etti. Bir daha gelirler diye düşünürken teknisyenlerden birinin gitar amfisini kapattığını görünce okkalı bir küfür savurduk ama adam da emir eri, bir şey diyemezsin sonuçta.

Kıssadan hisse muhteşem bir konser izledik. Pulp sevip de gelmeyen varsa, çok geçerli bir sebebi yoksa ölebilir, o kadar yani. Adamlar Judas Priest‘ten daha fazla LAZER kullandılar yahu!

Aşağıda da konserde çalınan şarkıların listesini görebilirsiniz. Şarkı isimlerine tıklarsanız adı geçen şarkının varsa klibini izleyebilir, klibi yoksa da sadece şarkıyı dinleyebilirsiniz.

PULP Setlist:

Do you remember the first time
Monday Morning
Don’t you want me anymore
Something changed
Disco 2000
Sorted for e’s and wizz
Acrylic Afternoons
I spy
Party hard
Like a friend
Babies
Joyriders
This is hardcore
Sunrise
Bar Italia
Common People

Mis Shapes

Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.