Killswitch Engage – Disarm The Descent (2013)

Paylaş:
killswitch-engage-disarm-the-descent-2013

Açıkçası Killswitch Engage’in grupla aynı adını taşıyan 2009 tarihli albümünü sevmemiştim. Yok, dürüst olayım, albümü ilk dinleyişte beğenmiş fakat o kadar hızlı sıkılmış ve bir kenara atmıştım ki, metalcore’la kendini sınırlamak istemeyen ve daha geniş mecraları hedefleyen Adam ve tayfasının kariyerlerinde bu albümün sadece bir “geçiş” olduğunu düşünmüştüm. Adam Dutkiewicz’in efsanevi prodüktör Brendan O Brian’la beraber kotardığı prodüksiyon parlaktı ama sorun bu değildi aslında, yakışıyordu gruba sound. Şarkıların orta tempoya sabitlenerek brutal vokallerin traşlanması albümden sonra KSE’in daha başka bir ortama evrileceğinin sinyallerini veriyordu sanki.

Zira elimizde Adam’ın ilk iki KSE albümünden tanıdığımız vokalisti Jesse’nin desteğiyle kotardığı  Times Of Grace isimli yan projesi vardı.  2011 tarihli muhteşem debut “The Hymn Of A Broken Man” ile Adam sanki “yeni yollara saparsam ne tepki alırım”ın testini yapıyordu. Sırtından olduğu ameliyat sonrası dinlenme döneminde yazdığı şarkılardan oluşan albüm, alternatif rock yelpazesindeki alt türlere de yer yer selam veren ama KSE çizgisinde ilerleyen, oldukça başarılı bir denemeydi. Bir sonraki albümde çok büyük sürprizlerle karşılaşacağımızdan emindim.

Derken bir anda grubun ününün doruğa çıktığı dönemde vokalistleri olan Howard Jones gruptan ayrılmaya karar verdi. Jones’un şu an All Shall Perish ve Fear Factory’de çalmış elemanlarla bir proje üzerinde çalışıyor olması ise bence tek bir şeye işaretti; Adam ve tayfası değişime devam etmek istiyordu, Howard Jones ise sert çocuktu.

İşte bu ayrılığın ardından bir sürü aday deneyen KSE, çareyi ilk ve orjinal vokalisti Jesse Leach’e dönmekte buldu. İlk iki albümden sonra farklı kaynaklardaki haberlere göre “sesini koruyamadığı için” ve/veya “turne hayatına dayanamadığı için” grubu bırakan Jesse, Times Of Grace’in albüm turnesindeki performansıyla Adam’ın gözüne giriverdi.

Dışarıdan ilk başta Bruce Dickinson’un dönüşünü hatırlatan ve “Maiden sendromu” olarak görünen vaka, ilk single “In Due Time”ın çıkışıyla anlaşıldı ki dev bir “Newsted sendromu” idi. Zira Brendan O Brian prodüksiyonu ve Times Of Grace deneyi sonrası artık daha da yumuşar diye beklenen KSE, hiç bozmadan, aynı gazla yoluna devam edecek gibi görünüyordu.

[youtube id=”HANCzu70us4″ width=”620″ height=”360″]

Disarm The Descent, bir önceki albümün bittiği yerden, orta tempolu bir şarkı olan The Hell In Me ile başlıyor. Şarkıda ilk dikkati çeken, eski liriklere göre çok daha negatif ve karamsar sözler. Ardından Beyond The Flames, The New Awakening ve In Due Time ile tempo artıyor ve klasik KSE tüm gücüyle saldırıya geçiyor. Artık yılların tecrübesi ile şarkılar daha derli toplu, açılıştaki The Hell In Me’nin fazla “ince” tınlayan solosu dışında sololar yerli yerinde; gereksiz ve abartılı, uzun moshcore part’lar yerine nakaratları daha da ölümcül kılan bridge’lere ağırlık verilmiş. Bu durum onuncu şarkı No End In Sight’a kadar hiç durmadan devam ediyor.  Andy Sneap’in dokunuşlarını sertliğiyle hissettiren sound, her haliyle “bir metal prodüksiyonu her dem isme göre değildir” mesajı vermek ister gibi sanki. Yok Brendan O Brian’a laf atmıyorum, haşa, bir önceki albümün soundu genel anlamda bence iyiydi ama o duyduğumuz Killswitch Engage’den duymak istediğimiz ses miydi, işte ondan emin değilim. Grup bu konudaki kaygılarını aşmış ve doğru ismi tutturmuş gibi görünüyor. Zira kayıt, hem bestelerdeki agresyonu ve karanlık havayı çok güzel yansıtırken, hem de oldukça geniş ve güçlü bir şekilde tınlıyor.

Albümün ilk on şarkısı, sıralama dahil o kadar başarılı ki hangi şarkıyı tekrar tekrar dinleyeceğinizi şaşıracaksınız. Benim şimdilik favorilerim In Due Time, Beyond the Flames ve A Tribute To The Fallen. En sevdiğim iki ürünleri Alive Or Just Breathing ile The End Of Heartache’i aratmıyor Disarm The Descent. Belki onlar kadar iyi değil ama grubun yeni kadrosu ile o potansiyeli geri kazandığının en güzel kanıtı albümün kendisi.

Bu yılın metalcore saldırılarından kendinizi sakınmayın çünkü yıllar sonra ilk defa türün devleri birbirinden güzel albümlerle geri dönüyor. Umarım bu dalga devam eder ve tür kalıcılığını koruyarak sadece “uzun vadeli” bir trend olmadığını herkese kanıtlar.

http://www.killswitchengage.com/

https://www.facebook.com/killswitchengage

Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.