KONSERLERDE ÇALINMAYAN 10 MAIDEN KLASİĞİ

782
0
Paylaş:

1980’lerin tamamını insanüstü albümler ve akıllara durgunluk veren turneler ile geçiren, 1990’larda istikrarsız bir çizgide ilerledikten sonra 2000’lerde tekrar devleşen Maiden, maalesef Rush gibi setlist konusunda fanlarının yüzünü güldüren bir grup asla olmadı. Tüm setlistlerini belirli klasikler çevresine ören grup, yeni albüm turnelerinden arta kalan zamanlarda klasik albümleri üzerine kurulu turnelere de çıktı ancak onlarda bile büyük sürprizler bir ya da iki parçayla sınırlı tutuldu.

Aslında enteresan olan şey, belirli Maiden şarkılarının “klasik” statüsü kazanmış olmalarının sebebinin, bu parçaların durmadan konserlerde çalınması ve konser albümlerinde yayınlanması olduğu gerçeğidir. Örneğin “Fear Of The Dark” albümde çok silik tınlarken, akabinde yayınlanan seyirci katılımlı konser versiyonları sayesinde bugünkü “klasik” mertebesine ulaştı.

Şundan emin olunuz: Maiden’ın albümlerine alıp konserlerinde bir kez bile çalmadığı öyle iyi parçalar var ki, belki de bu parçalar turnelerde çalındaydı günümüzde tüm Maiden best-of’larında yerleri başköşelerde olacaktı. İşte sizlere bunlardan 10 tanesi.

 1) FLASH OF THE BLADE (DICKINSON)

“POWERSLAVE” / 1984

“Powerslave,” Dickinson’lı Maiden’ın “The Number Of The Beast”ten itibaren geliştirdiği melodik ve agresif sound’un zirvesidir. Steve Harris epik beste yazma konusundaki eğilimini bu albümde tavana vurdurmuş, Adrian Smith’in Hard Rock eğilimleri iyiden iyiye Maiden’a adapte olmuş, Bruce Dickinson da tek başına inanılmaz vokal melodili hit şarkılar yazma konusundaki yetkinliğini perçinlemiştir. Dickinson’ın bu albümdeki asıl bilinen bestesi tabii ki “Powerslave”dir, ki en sert ve görkemli Maiden şarkılarından biridir, ama diğer yandan 4 dakikalık potansiyel single “Flash Of The Blade”e de tek başına imza atmıştır ve bu şarkı da apayrı bir şaheserdir.

Rivayet odur ki bu parça aslında hem kısa süresi, hem de aşırı güçlü, akılda kalıcı nakaratı sebebiyle albümün çıkış parçası olacaktır. Hatta ön yüzünde bu parçanın, B yüzünde de 14 dakikalık “Rime Of The Ancient Mariner”ın olduğu 12”lik promosyon plakları Amerikalı radyo kanallarına gönderilir albüm çıkmadan evvel. Ancak bir noktada grubun lideri Steve Harris parçanın üst üste 6 gitarlı enstrümantal bölümlerinin konsere uyarlanamayacağını, bu nedenle de bu parçanın konserlerde çalınmaması gerektiğini düşünür ve “konserde çalınmayan single mı olur amk” diyerek “Flash Of The Blade”in single olma fikrini son dakikada veto eder. Yerine 6 dakikalık “Two Minutes To Midnight” seçilir, “Flash Of The Blade” de 1980’ler Maiden’ının hazine dolu mağaraları içinde tozlanmaya terk edilir.

[youtube id=”ZM1zAVXKdXg” width=”620″ height=”360″]

2) BACK IN THE VILLAGE (SMITH/DICKINSON)

“POWERSLAVE” / 1984

1982 tarihli “The Number Of The Beast,” Maiden’ın Dickinson’lı ilk albümüdür. Ancak bu albümde besteci olarak görünmez. Bunun sebebi, eski grubu Samson’ın menajerlik firması ile arasındaki yasal problemlerdir. Aslında Dickinson söz konusu albümde üç parçanın yazımına katkıda bulunduğunu açıklar daha sonra: “Run To The Hills,” “Total Eclipse” ve ismini meşhur BBC bilim kurgu / kuntastik dizisinden alan, efsanevi güzellikteki “The Prisoner.”

Dickinson büyük bir “The Prisoner” fanıdır ve bu parçada besteci olarak isminin görünmemesi fena oturur içine. 1984 senesinde Adrian’ın arada bir gitarda ısınırken çaldığı garip riff’i duyar ve “kanka şu riffle şarkı yazsana, kafamda bi fikir var” der. Adrian besteyi yapar, Bruce da oturur “The Prisoner dizisiyle ilgili söz öyle değil böyle olur minaki” diyerek “Back In The Village”i döşer.

Ortaya çıkan şarkının sözleri diziyle alakalı değil gibi görünür ancak dikkatli bakınca Bruce’un “6 Numero”nun anarşik ruhunu halüsinatif bir boyuta taşıdığını anlarız: “Zarı sallıyorum şimdi, hilelisinden bir tane / Yuvarlandıkça ALTILAR görüyorum / Bir kara deliğin içinde dönüyorum / Mermiler kanatlarımı parçalarken.”

Ancak tabii ki asıl mevzu, Adrian Smith’in akıl almaz gitar işçiliği ve Dave Murray ile karşılıklı attıkları sololardır bu parçada. Konserlerde çalınsa bugün Maiden fanları ağızlarını yaya yaya “BEEEEAAAAAKKK İİİİİNN DA VİİİĞĞĞLLLİİİCCCAAAAAMMM BEEEAAAKKKK İİİĞNNN DA VİİİĞĞLLLLLİİCCAAAAĞĞĞMMM” diye inleyip duracaklardı ama maalesef Steve Harris’in adaletli baltasını yiyenlerden biri de bu şarkı oldu.

[youtube id=”OuDVXh_a1-Y” width=”620″ height=”360″]

3) THE LONELINESS OF THE LONG DISTANCE RUNNER (HARRIS)

“SOMEWHERE IN TIME” / 1986

East End’li Steve’in baltasını sadece başkalarının besteleri değil, kendi besteleri de yemiştir zaman zaman. İşte bu, öyle bir bestedir. Aslında yapı olarak “Somewhere In Time” albümünün açılış parçası “Caught Somewhere In Time” ile birbirine çok yakındır: ağır intro, birden bire “sizin ananızı bilmem naaparım lan EMEKLİ ALBAYIM BEN” diye gaza gelen bir riff, oya gibi işlenmiş melodiler, beyin dağıtan bir nakarat ve ağzı açık bırakan sololar. Ancak o şarkıdan farklı tarafları (ve artıları,) felsefik ve hisli lirikleri, dokunaklı nakaratı ve tam bir Thin Lizzy göndermesi olarak karşımıza çıkan finaldeki 4’lü gitar armonisidir tabii ki.

Ancak Maiden bu parçayı setlist’te koyacak yer bulamaz. Yarabbinin emri olarak konserin ilk parçası, albümün ilk parçası “Caught Somewhere In Time” olacaktır. Turnenin ilk konserinde “The Loneliness Of The Long Distance Runner”ı ikinci parça olarak koymayı denerler ancak arka arkaya iki benzer parça sırıtır. Adrian Smith’in albümdeki 3 bestesini konserden atmaya kıyamadıkları, “Heaven Can Wait”i de ortasındaki FİTBÖL bölümü yüzünden çıkaramadıkları için olan bu harika parçaya olur…

[youtube id=”CzZcOYiXeg4″ width=”620″ height=”360″]

4) DEJA VU (MURRAY/HARRIS)

“SOMEWHERE IN TIME” / 1986

… ve tabii ki bu harika parçaya. “Somewhere In Time,” Adrian Smith imzasını taşıyan Hard Rock tandanslı besteleriyle hatırlanan bir albüm de olsa, albümü başyapıt kılan şey, bu orta tempolu parçalar ile komplike azman Steve Harris besteleri arasındaki inanılmaz uyum ve dengedir.

“Deja Vu”ya bakalım: Enfes bir clean intro, ardından gelen göz yaşartıcı güzellikte melodiler, klasik Maiden “gallop”u, akıllara durgunluk veren enstrümantal bölümler ve şiir gibi bir nakarat. Tabii ki saçma sapan lirikler bu şarkıyı aşağı çeker gibi görünür ancak neticede bu bir Steve Harris bestesidir. Böylece bir potansiyel single daha tarihin sayfaları arasında unutulur gider. Ah, ah!

[youtube id=”6VpwTujzBRs” width=”620″ height=”360″]

5) ONLY THE GOOD DIE YOUNG (HARRIS/DICKINSON)

“SEVENTH SON OF A SEVENTH SON” / 1988

Bu şarkıyı “Seventh Son” turnesinde çalmadıkları için açıkçası pek de suçlayamıyorum. Zira konserde diğer çalınan şarkılar ortada: “Moonchild,” “Infinite Dreams,” “Can I Play With Madness,” “The Evil That Men Do,” “Seventh Son Of A Seventh Son” (9 dakika) ve “The Clairvoyant.” E böyle bir setliste “Only The Good Die Young” sıkıştırılması hakikaten imkansız. Ancak diğer taraftan albümün kapanışında kendi halinde takılır görünen bu şarkının kesinlikle küçümsenmiş bir mini-şaheser olduğu da ortada. “The Trooper” benzeri bir ritm üzerine gizemli riffler, şairane armoniler ve tabii ki pop hiti kıvamında bir Bruce nakaratı. İşin ilginci, bir türlü üzerinde durduğu konsepti aktaramayan 7 parçanın ardından “Only The Good Die Young” harika bir final koyar albüme ve “Seventh Son”ın en iyi lirikli parçasıdır açık ara.

[youtube id=”Yq9ntSgEI78″ width=”620″ height=”360″]

6) JUDAS BE MY GUIDE (MURRAY/DICKINSON)

“FEAR OF THE DARK” / 1992

“Fear Of The Dark” genel anlamda Maiden fanlarının pek sevmediği (çünkü zayıf ve birçok açıdan YANLIŞ bir albümdür,) Maiden fanı olmayan hatta Maiden’dan hiçbir şey çakmayanların ise çok sevdiği bir albümdür. Zira bu albüm Maiden’ın Metallica’nın “KARAYILAN” albümüne bir yanıtıdır: Hesaplı biçimde ticaridir ve geniş kitlelere ulaşmayı amaçlar. Bu nedenle de albüme “From Here To Eternity,” “Weekend Warrior” ve “Wasting Love” gibi 1980’ler klişeleri ile dolu parçalar alınır… Ama tabii sene 1992 olmuştur ve albümden bu parçalar değil de “Afraid To Shoot Strangers” ve “Fear Of The Dark” isimli iki tipik Maiden parçası tutar en çok.

Maiden 12 parçalık bu albüme pek güvenmemiş olacak ki turnede sadece 5 parçasını çalar. E hakikaten de güvenilecek bir albüm değildir ancak diğer yandan albümün en iyi parçası olan “Judas Be My Guide”ı HİÇ ÇALMAMAK????

Evet, Maiden’ın 1990’larda yaptığı en iyi besteyi artık hangi akla hizmet es geçerler bilemiyorum ancak “Be Quick Or Be Dead” ile beraber bu albümden single olması gereken parça da budur. Eğer olsaydı, şu gün “The Evil That Men Do” ile yan yana konserde çalınıyor olurdu.

[youtube id=”lflrWUzWBkU” width=”620″ height=”360″]

7) OUT OF THE SILENT PLANET (GERS/HARRIS/DICKINSON)

“BRAVE NEW WORLD” / 2000

Çok ilginç bir hikayesi vardır bu parçanın. Maiden’ın 1990’larda kısa ve vurucu parça yazma konusunda kabızlaştığı gerçektir ve bunu gören Bruce ile Gers otururlar ve “Brave New World” için “Run To The Hills” ayarında gaz, akılda kalıcı nakaratlı gaz bir parça yazarlar ki albüm dengelensin.

Steve parçayı dinler ancak kafasını “NE KADAR BONBASTİK O KADAR İYİ” fikriyle bozduğundan “bu parçayı böyle direkt vermeyelim INTROLU OUTROLU FALAN OLSUN” der. Parçaya gereksiz bir intro eklenir, ortasında yavaş ve alakasız bir bölüm girer ve 3 dakikalık şarkı 6 dakikaya çıkarılır.

Tabii ki bu haliyle şarkı konserlere uygun olmadığından es geçilir, ellerinde de kısa ve gaz tek şarkı BERBAT “The Mercenary” olduğundan setliste onu alırlar. Ancak albümden ikinci single yayınlamaya sıra geldi mi bir de bakarlar albümde “The Wicker Man” harici single olabilecek bir halt yok. Steve Bruce ve Gers’e gider ve der ki “EEEE ACABA SİZİN ŞU ŞARKIYI EDİTLEYİP KISALTIP SINGLE HALİNDE Mİ YAYINLASAK MEHEHE?” Tabii bunun üzerine mecburen tek tük konserlerde çalarlar ancak genel anlamda güme giden bir parça olur “Out Of The Silent Planet.”

[youtube id=”wAnVnp-eVYk” width=”620″ height=”360″]

8) MONTSEGUR (GERS/HARRIS/DICKINSON)

“DANCE OF DEATH” / 2003

Hafif bayık ve “Virtual XI” izleri taşıyan “Brave New World”un ardından “Dance Of Death” ciddi bir ileri adım olmuştu Maiden için. Ayrıca gayet yenilikçi olaylar da içermekteydi. Albümün en sert ve gaz şarkısı ise şüphesiz “Montsegur” idi. Zekice yazılmış hiddetli riffleri, Bruce’un vokallerini şaha kaldıran vokal melodileri, ustalıkla tasarlanmış enstrümantal bölümleri ve çok başarılı bir aranjman sonucunda ortaya tam anlamıyla “konserlik” bir parça çıkmıştı.

Sonuç? Tabii ki albümün konserde sürpriz biçimde hiç çalınmayan şarkılarından oldu. Sebebini asla bilemeyeceğiz.

[youtube id=”am-Y0cuz0mw” width=”620″ height=”360″]

9) FACE IN THE SAND (SMITH/HARRIS/DICKINSON)

“DANCE OF DEATH” / 2003

Yine aynı albümden devam ediyoruz. Albümün “Paschendale” ile birlikte en iyi parçası, progresif etkileşimlerin zirveye ulaştığı bu parçaydı. Neler vardı bu parçada? Huzurlu bir intro, 3 gitar olayından her anlamda yararlanılan gitar bölümleri, marş gibi bir nakarat ve finalde seyircilerin eşlik etmesi için tasarlanmış bir “OOHOOHOOO”lu bölüm.

Peki neden çalınmadı? Nicko’nun (zorla) ÇİFT KIROS kullandığı tek Maiden parçasıydı da ondan. Nicko “kayıtta hatırınız için yaptım ama hiçbir kuvvet bana konserde öyle çaldıramaz” diye tavır koydu ve kapılar “Face In The Sand”in üzerine kapandı.

[youtube id=”VA4KnZriECY” width=”620″ height=”360″]

10) ISLE OF AVALON (SMITH/HARRIS)

“THE FINAL FRONTIER” / 2010

Maiden genelde yeni bir albüm yayınladığında o albümün ortalama % 65’ini o turnede mutlaka canlı olarak çalar. Peki yarısından çoğu epik şarkılarla dolu “The Final Frontier”dan ne çalacaklardı? Tabii ki epiklerden en az ikisi olacaktı. Birini “The Talisman” olarak seçtiler, o da “epik ama gaz” diye. Diğerini ise kapanıştaki orta tempolu Steve bestesi “When The Wild Wind Blows” olarak seçtiler ki konserlerde milleti baymaktan beter etti.

Halbuki albümün en iyi epiği, dinamik yapısı ve Rush’ı anımsatan harika enstrümantal bölümü ile “Isle Of Avalon”dı tabii. Konserin merkezinde kim bilir ne kadar güzel duracaktı ama yalan oldu haliyle.

[youtube id=”OBxFj8ZRLm4″ width=”620″ height=”360″]

 

 

EtiketlerIron Maiden
Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.