Marianne Faithfull – 20 Kasım 2015 Cemal Reşit Rey konseri

Paylaş:

70 yaşına merdiven dayamış rock n’ roll tanrıçasıyla ergen bir metalciyken Metallica’nın The Memory Remains şarkısı sayesinde tanıştım. Kendisi 1960’larda Rolling Stones’un vokalisti Mick Jagger’in küçük ve dünyalar güzeli sevgilisi olarak müzik piyasasına girdi. Sesi ve güzelliği ile dikkat çeken Faithfull o dönem bazı Rolling Stones şarkılarına da  ilham veren kadın olmuştu. Fakat The Who ile beraber o dönem dünyanın en arıza grubuyla takılmak kendisine çok pahalıya mal olacak ve Jagger’dan ayrıldıktan sonra başarısız bir intihar deneyimi ile beraber 1970’leri tamamen sokaklarda eroinman bir evsiz olarak geçirecekti. Müzikten ve hayattan bu uzun süreli kopuş sonrası toparlanan M. Faithfull herkesin kendisinden umudu kestiği bir dönemde 1979 yılında kariyerini  yeniden parlatmayı başardı ve Broken English gibi başyapıt bir albümle tekrar müzik piyasasına dönüş yaptı.  Ama albümü dinleyen ve kendisini hatırlayan hayranları için büyük bir fark vardı; sesi! Uzun bir süre alkol ve uyuşturucu yüzünden ses rengi değişmiş ve farklı bir karaktere bürünmüştü.  Fakat bu farklı ses rengi onu çok farklı bir çizgide yol almasına ön ayak oldu.

Roger Waters’dan Nick Cave’e, Metallica’dan Rolling Stones’a kadar bir dolu marka müzisyen ile çalışmış ve 50 yıla yakın kariyeri olan ‘diva’nın yolunun tekrar İstanbul’a düşeceğini öğrendiğimde çok heyecanlanmıştım. Fakat sağlık sorunları nedeniyle konserin ertelenmesi büyük bir hayal kırıklığı oldu. Rock n’roll kraliçesi iyileşip tekrar turneye başladığında ise ertelenen konserin yeni tarihi olan 20 Kasım 2015’e kadar geri bu sayımım devam etti.

Marianne-Faithfull-konser

Cemal Reşit Rey daha çok klasik ya da jazz konserleri için inşa edilmiş ortalama 1000 kişi kapasiteli ve harika bir akustiği olan konser salonu. Ayrıca oturarak konser izlemenin keyfi 30’lu yaşların ortasından sonra idrak ettiğim bir durum olmuştur ☺ Bu yüzden konserin mekanının çok doğru bir seçim olduğunu düşündüm.  Kapı açılışına bir saat kala mekana varıp dışarıda bir şişe bira yudumladıktan sonra salona girdim.  Konser tam 20:00’de yeni albümle aynı adı taşıyan Give My Love to London şarkısı ile başladı. Sağlık sorunları nedeniyle yürümekte zorluk çeken Faithfull kâh oturarak kâh asistanının yardımıyla ayakta şarkılarını icra ediyordu. Kendi ifadeleriyle bu konserin bir best of konseri olmayacağını söyleyip, daha çok Give My Love to London albümüne yüklendi. Fakat 90 dakikalık performansına As Tears Go By, Broken English gibi klasikleri de koymayı ihmal etmedi. Kanımca Marianne Faithfull’u  farklı kılan şeylerden biri de sahne hakimiyeti. Seyirci ile bir stand up gösterisi içindeymiş gibi sohbet etmesi ve esprileriyle herkesi avucunun içine alması 50 senelik sahne tecrübesinin bir dışa vurumu. İstanbul seyircisine de bu özelliğini göstermekten geri kalmadı. Ayrıca belirtmeden geçemeyeceğim bir detay da beraber çalıştığı müzisyenlerin enstrümanlarına olan hakimiyetiydi. The Ballad Of Lucy Jordan şarkısı ile sahneden inen diva yaklaşık 5 dakika süren alkış seslerine daha fazla dayanamayıp bis yaptı ve Who Will Take My Dreams Away ile bu muhteşem konser tamamlandı.

Marianne-Faithfull-1

Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.