OPETH Röportajı: “Biz hala metal grubuyuz”

Paylaş:

Eylül ayının sonunda yeni albümü ‘Sorceress’i çıkaran Opeth, dinleyicilerinden genel olarak olumlu tepki aldı ve bu yıl da Opeth ve progresif müzik sevenleri müziğe doyurdu. Mikael’in brutal vokalli metalden 70’ler prog rock’a evrilen müzikal yolculuğu dur durak bilmeden devam ediyor ve her albümde farklı etkilenimlerle dinleyicisini şaşırtmaya ama bir şekilde memnun etmeye devam ediyor. Mikael’in 70’lerden beslendiği müzik zevkini alışıla gelen Opeth tınılarıyla başarılı bir şekilde harmanlaması ise grubun sıkı fanlarını kaybetmeden dinleyici kitlesini genişletmesini ve her albüm sonrası daha büyük mekanlarda sahne almasını sağlıyor. Öyle ki 70’ler soslu ‘Sorceress’de de bu başarı grafiğini korumayı başardılar ve yeni albüm turnesinde Wembley Arena’da sahne aldılar. 

Ekibimizden Burak Gülgüler ise, Opeth’in Wembley’den 1 hafta önce gerçekleştirdiği 13 Kasım Zürih konseri öncesinde grubun gitaristi Fredrik Akesson ile buluştu ve doyurucu bir Opeth röportajına imza attı. Buyrunuz… 

Selam Fredrik, tur nasıl gidiyor, tepkiler nasıl?

Çok iyi, bir sürü kapalı gişe konser verdik ve vermeye de devam ediyoruz. Bu arada Türkiye’den geldiğini biliyorum, orada her şey yolunda mı? 

Sorduğun için teşekkürler, Temmuz ayında büyük bir şok yaşadık. Bayağı korktuğumuzu söylemem lazım. O zaman bunları konuşmaya başlamışken; Trump’un seçilmesi hakkında ne düşünüyorsun?

Bu konular hakkında pek konuşmayı sevmiyorum ama dünya her geçen gün daha korkutucu hale geliyor.

İsveç’te de suç oranının arttığına dair haberler var…

Evet, eskisi kadar güvenli değil, geçtiğimiz yıl benim de telefonumu çalmaya çalıştılar. Ama bu konular hakkında çok düşünmemeye çalışıyorum. Hayatınızı her an kaybedebilirsiniz. O yüzden her anın tadını çıkarmak gerekiyor.

Röportaja devam o halde, konserlerin şarkı listesine nasıl karar veriyorsunuz?

Bildiğin gibi bu albümün turnesine Kuzey Amerika’dan başladık ve şu anda setlistimizi biraz değiştirdik. V şeklinde bir setlist hazırlamaya çalışıyoruz. Başlarda hızlı şarkılar, ortalarda balladlar ve biraz daha saykodelik şarkılar ve sona doğru tekrar hızlanıyoruz. Şarkı seçimleriyle ise hem eski hem de yeni hayranlarımızı memnun etmeye çalışıyoruz.

‘Sorceress’ çok güzel yorumlar aldı. Albüme gelen tepkiler ‘Heritage’ ve ‘Pale Communion’a gelen tepkilere kıyasla nasıl?

Sen albümü beğendin mi?

Bayağı beğendim. Çıktığından beri neredeyse her gün baştan sona dinliyorum.

Çok sevindim. Hayranlardan gelen tepkiler de önceki iki albüme göre daha da iyi yönde. İnsanlar ‘Sorceress’i daha çok sevmişe benziyor. Basından gelen tepkileri genellikle okumuyorum, o yüzden bu konuda pek bir şey söyleyemeyeceğim ama hayranlarımızdan gelen tepkiler çok iyi. Konserlerde ‘Sorceress’ şarkılarına  verilen tepkilerden bunları anlayabiliyoruz. Albümden önce Youtube’dan yayımladığımız lirik videolar da işe yaramışa benziyor.

Lirik video demişken; ‘Sorceress’a klip gelecek mi? Pale Communion’dan şarkılara klip çekilmemişti.

Evet. Dün Münih’te “Era” şarkısı için bir takım çekimler yaptık. Dijital ortama aktarmak ve videoda kullanmak için yüzlerimizi ve vücutlarımızı taradılar. Klip çekmek çok pahalı ve artık televizyonlar klipleri pek göstermiyor ama yine de bizim içim önemli bir promosyon aracı. Pale Communion zamanında ise sadece lirik video tarzı şeyler yapmıştık, bunlar da faydalı oldu.

Watershed’den önceki dönemde, keşke ben de albümde olsaydım dediğin bir Opeth albümü var mı?

Deliverance benim favori Opeth albümüm ve gruba girmeden önce Opeth’in hayranı olduğumu belirtmem lazım ama “keşke ben de olsaydım” dediğim herhangi bir Opeth albümü yok.

Watershed albümünden önce Mikael yoğun biçimde Scott Walker – The Drift albümü dinlediğinden bahsetmişti, o albümde de ufak tefek Walker esintileri hissediliyordu ancak ilk başta tamamen o yönde bir albüm yazacakken sonradan vazgeçip “normal” bir Opeth albümü yapmaya karar verdiğinden bahsetmişti. İleride Opeth’in bu tip daha avantgarde ve “left field” denemelere yönelmesi gibi bir ihtimal var mı?

Mikael’in o albümden çok etkilendiğini biliyorum ama tamamen o yönde bir albüm yapmak istediğini sanmıyorum. Watershed’de bazı kısımlarda Scott Walker etkilerini duyabiliyorsunuz. Bu arada, ben de “The Drift”in bayağı “rahatsız edici” olduğunu düşünüyorum.

The Drift’in etkilerini Watershed’de duyabiliyorsunuz. Burden’in sonunda… (araya giriyor)

O spontane bir  fikirdi. Mikael şarkının sonundaki akustik kısmı kaydederken beni çağırdı ve akort burgularını çevirmemi istedi. Amacımız çok güzel giden bir şarkıyı ürkütücü hale getirmekti ve bunu da başardığımızı düşünüyorum. Dediğin gibi o hissiyattan da etkilenmiş olabiliriz.

Opeth’in şanslı yanlarından biri, metal fanlarını küstürmeden prog rock fan kitlesine de açılması oldu, böylece metal ile başlayıp sonradan yumuşayan grupların çoğu gibi risk almadan, ince bir geçiş ile kitlesini genişletti. Şu anda Opeth’i Prog Rock olarak mı yoksa Prog Metal olarak mı kategorize etmek daha doğru olur?

Bizi konserde izlerseniz kesinlikle prog metal grubu olduğumuzu düşünürsünüz. Konserlerde istersek çok heavy olabiliyoruz. Mikael halen brutal vokal yapmayı çok seviyor. Ben Opeth’i bolca farklı etkilenimleri olan bir prog metal grubu olarak görüyorum.

Heritage çıktıktan sonra bunu yapmıştınız ama yine de sormak istiyorum. Scream ya da brutal içeren old school şarkıları konserde çalmayı bırakıp tamamen progresif rock kitlesine hitap eden bir setlist ile farklı bir kitleyi hedefleme planları hiç oldu mu?

Amerika ve Avrupa’da brutal vokal içermeyen bir turne yaptık ve grupça bunu yapmaya cesaret edebildiğimiz için çok mutluyum. Turne bittikten sonra o konserlerde eski fanlarımıza biraz haksızlık ettiğimizi düşündük.  Bu tip bir turneyi tekrar yapma konusunda açıkçası bir fikrim yok. Belki olur, belki de olmaz. O dönem ki konserlerin ortasında da akustik çaldığımız bir turne de oldu. O turne de bizim için çok eğitici geçmişti.  

2000’lerden itibaren plak konusunda bir hype başladı, CD’lerden nefret edilmeye başlandı ve günümüzde plak formatı çok büyük bir geri dönüş yaptı. Bu konuda ne düşünüyorsun, abartılmış bir olay mı yoksa hakikaten plak kat kat üstün mü? Müzik dinlerken hangi formatı tercih ediyorsun, örneğin günümüzden yeni bir albümü dinlerken tercih ettiğin bir format var mı?

Halen CD ve plak satın alıyorum. Satın aldığım plaklar ise genellikle eski plaklar. Bu konuda Mikael kadar fanatik olmadığımı da belirtmem gerek. Mikael turnedeyken fırsat buldukça farklı şehirlerdeki plak mağazaları ziyaret ediyor. Bana gelirsek, neredeyse tüm CD’lerimi aktardığım bir iPad’im vardı ve bunun için bayağı zaman harcamıştım. Ama sonra onu uçuşlarımızdan birinde kaybettim. Bu yüzden Opeth şarkılarına ve diğer albümlere daha çabuk ulaşabilmek için Spotify üyeliği satın aldım. Şarkıları download edebiliyorsunuz ve devamlı internet bağlantısına ihtiyacınız yok. Turnedeyken Spotify dışında bir çarem maalesef yok. Evde ise durum farklı.

Streaming’den para kazanabiliyor musunuz?

Streaming’den para kazanma konusu biraz ilginç. Neredeyse 18.000 stream bir fiziksel albümün satışına eşit. Bu durum gruplar için pek de iyi bir iş modeli sayılmaz. Bunun Spotify’ın sahibi için karlı bir iş olduğu ise kesin.

Peki ya Youtube?

Menejerimizin isteği ile Youtube kanalımızı daha da aktif hale getirdik. Youtube konusunda da biraz daha aktif olmamız gerekecek diye düşünüyorum. Aslına bakarsan, biz hiçbir şekilde sosyal medyada olmak istemiyoruz ama yaşlı fosiller gibi de olmamamız gerekiyor. Bu konuda da biraz ilerlemek zorundayız.

Bira da çıkardınız ama burada bulamadık…

Şu anda sadece Birleşik Krallık’ta  bulunabiliyor. İsveç’te bile yok. Amerika’da da herkes bize birayı soruyor. Firma yaklaşık 56.000 kutu üretmeyi düşünüyor ve tüm dünyaya satmayı amaçlıyorlar. Ben ve Axe İngiltere’de fabrikaya gidip, biranın yapım aşamasında da orada bulunduk. Alkol oranını biraz aşağıya çektik. Bira içmeyi çok seviyoruz ve kimse ikinci ya da üçüncü biradan sonra sarhoş olmak istemiyor.

Birleşik Krallık demişken, Opeth’in Wembley Arena’da konser verecek olması da heyecan verici.

İngiltere’de Roundhouse, Royal Albert Hall’da konser verdik ve şimdi sırada Wembley var.

O konser için özel bir şarkı listesi hazırladık ve bu konser için bayağı heyecanlıyız. Konser ilk açıklandığında duruma pek inanamamıştık, konser açıklandığında bile kendimize “Wembley’de mi çalacağız” diye soruyorduk. Büyük şehirlerdeki önemli konser salonlarında konser vermeyi çok seviyoruz. Wembley’de yaklaşık 3 saat çalacağız ve ilk kez çalacağımız bazı şarkılar olacak “By the pain i see others” gibi.

Mikael genelde Deliverance’ın soundundan ve bazı şarkılarından pek memnun olmadığını söyler…

Evet, bunu biliyorum. Benim favori Opeth albümlerimden birisi Deliverance. Remaster edilmiş yeni halini dinledin mi bilmiyorum ama yeni versiyonda davul soundu çok daha iyi.

Dinledim, davulun tonları çok daha doğal geliyor.

Sorularım bu kadardı eklemek istediğin bir şeyler var mı?

Türkiye’deki hayranlarımıza benden selam söyle. En kısa zamanda oraya gelip yeniden çalmak istiyoruz. Şimdi müsadenizle Game of Thrones izlemeye devam ediyorum.

opeth-burak

Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.