PICKPOCKET “Farklıyız ama ayrı değiliz”
Pickpocket, Türkçe sözlü sert müzik yaparak son yıllarda adından sıkça söz ettirmeyi başaran, alternatif metal / hardcore ortamındaki en iyi gruplarımızdan biri. 5 yıl aradan sonra geçtiğimiz ay yayınladıkları “Uyan” albümüyle şimdiden yılın en iyi Türkçe kayıtlarından birine imza atarak kendi çıtalarını da oldukça yükseğe taşıdılar. 7 Mayıs’ta lansman konserini gerçekleştirecek olan Pickpocket’a, yazarlarımızdan Kerem ve Burak’la birlikte aklımıza gelen ne varsa sorduk, grubun vokalisti Onur Özgönül ise sorularımıza samimi yanıtlar verdi.
Özgür.
Bir önceki albümden bu yana 5 yıl geçti. Yeni albüm çıkarmak için neden bu kadar beklediniz?
Aslında bu kadar beklemeyi düşünmüyorduk ama ilk albümden sonra bir senemiz konserlerle geçti, daha sonra da askere gitmemiz gerekti. Döndükten sonra hızlıca beste çalışmalarına başladık ve geçen seneye kadar yoğun bir beste dönemi geçirdik. Her şeyi istediğimiz hâle getirmek için uzun uzun uğraştık diyebiliriz. Geçen yaz da kayıtlara başlayarak albümü bitirdik. Biraz uzun sürdü ama sonunda her şey istediğimiz gibi oldu. Bunun için de mutluyuz.
İlk albüm nu metal – alternatif metal öğelerinin yoğun olduğu bir yöndeydi. Bu albümde ise metalcore köklerini keşfetmiş ve bunu screamo, melodik modern metal ile birleştirmeyi çok iyi becermişsiniz. Özellikle ritim gitar düzenlemeleri ve vokal yazımı eski albüme göre çok daha olgun ve ileri seviyede. Bestelerin ve albümün ortaya çıkma süreci nasıl gelişti?
İlk albümü çıkardığımızda yaklaşık 10 senelik bir gruptuk, ki bu çok küçük yaşlarımızdan başlayan müzik zevklerimizi de şarkılarımıza yansıtmamıza neden olmuştu. Bu yüzden ilk albümün şarkıları yaşımızla orantılı olarak da farklı tarzlar ve sözler içerdi ama yine de “Hayalle Gerçek Arasında” bu şekilde çıkmalıydı ve çıktı. Bu albüm ise daha olgun ve kendimizi bulduğumuz bir dönemde oluştu. Buna bağlı olarak da ilk albümün tersine “Uyan”, tarz ve duygu olarak birbirine daha yakın şarkılardan oluşuyor. Hayaller ve idealleri olan bir grubuz, bu tarzda müzik icra edip belli bir yere gelmek uzun bir süreç ve emek istiyor. Bir şekilde taviz vermeden devam ediyoruz, bunun için gereğinden fazla fedakârlık etmeniz gerekiyor ama sonunda mutlu oluyorsanız bu sefer gerisi sadece teferruattan ibaret oluyor. Bu nedenle bu albümde kendimizi özgür bırakıp mutlu olmayı tercih ettik. Kendimizi kısıtlamadık, zincire vurmadık ve bu şekilde mutlu olduk. Aslında yapmak istediğimiz müzik tarzına bu albümde bu yüzden çok daha fazla yaklaştık. “Bir dahaki albümde daha sert ya da daha yavaş şarkılarınız olacak mı?” diye sorarsan net bir cevap vermem zor olabilir ama şu an sahnede zevk alıyoruz ve zevk aldığımız şeyi yapmaya devam edeceğiz.
Grubun çok daha sert bir yöne doğru giden müzikal evriminde neler rol oynadı? “Türkçe rock” piyasasına da dâhil edilen, ayrıksı bir yere sahip bir grup olarak TR’deki müzik “ortamı”nın bunda rolü nedir? Kendinizi bu ortamda nasıl bir yere koyuyorsunuz, bu albümle hedeflediğiniz yeni bir kitle var mı?
Aslında yaptığımız müzik sadece söylemek isteyip de söyleyemediğimiz onlarca şeyi haykırmamıza neden oluyor. Farkında olmadan şiddet ve büyük bir kargaşa içinde büyüyoruz, yaşlanıyoruz ve öleceğiz. Bu da bizim müziğimize etkide bulunuyor, biz de dışavurumumuzu bu tarzda daha rahat şekilde yapabiliyoruz ve kendimizi daha rahat ifade edebiliyoruz. Türkiye’de -genelleme yapmak gerekirse- rock müzik çok geniş bir kitleye ulaşabiliyor. Bu yüzden bu tarz müzik yapan tüm gruplardan kendimizi ayrı bir yere koymanın anlamı olduğunu düşünmüyorum. Aslında amacımız aynı, sadece araçlarımız farklı. Kısacası farklı olabiliriz ama ayrı değiliz. Farklı bir tarzımız var ve bu müziği dinleyip bizim hissettiklerimizi hisseden herkese ulaşmaya çalışıyor, birlikte bağırmaya çalışıyoruz.
Prodüksiyon aşamasında şarkıların şeklini etkileyen dışarıdan bir müdahale oldu mu? Mehmet (prodüktör) şarkılara karıştı mı?
Mehmet çok yetenekli, müziğimizi iyi bilen ve çok iyi anlayan bir prodüktör. Aynı zamanda çok da iyi bir müzisyen. Bu yüzden onunla çalışmak belki de müzik hayatımızda yaptığımız en önemli hamlelerden birisiydi. Kayıt sürecinin her anında yanımızda bulunup miks aşamasında işimize yarayacak birçok şeyi bizimle paylaşıp kaydetmemizi istedi. Kısacası şarkıların geneline dokunmak yerine ufak dokunuşlar yaptı aslında. Yaptığı en büyük değişiklik ise ‘Boşver Üzülme’ şarkısına oldu. Bizim, evimizde akustik gitar ve bir mikrofonla kaydettiğimiz şarkıya bir altyapı yazarak çok farklı bir noktaya getirdi.
[youtube id=”EOYS2-MrJmk” width=”620″ height=”360″]
Klibi ‘Uyan’a çekme fikri nereden çıktı? Özellikle lead gitarlar ve vokalin harika uyumuyla dikkati çeken çok daha iyi şarkılar var albümde, bunlara lirik-video yapmayı düşünüyor musunuz?
Aslında bu konu hakkında bir hayli düşündük. Hepimizin aklında olan en önemli nokta klip şarkısının tüm albümü hem tarzıyla hem de duruşuyla anlatmasıydı. Bir hayli düşündük, toplantılar yaptık, yakın arkadaşlarımıza şarkılarımızı dinlettik ve fikir aldık. Sonuçta ortak olarak ‘Uyan’a karar verdik. Diğer klip için şimdilik biraz vaktimiz var, kafamızda oluşan 1-2 şarkı da var ancak video konusunda biraz daha seçiciyiz ve iyi şeyler yapmak istiyoruz. Bunun için biraz daha beklemeliyiz.
Eğer elinizde sınırsız bütçe olsaydı ve tamamen kendi kişisel beğeninize göre klip çekseydiniz hangi üç şarkıya çekerdiniz?
‘Adam’, ‘Benim Dünyam’ ve ‘Kalk’.
Albüm kapağı ve kitapçık tasarımı da dikkat çekici. Kapakta verdiğiniz mesaj nedir, bu çakallar ne yapıyor?
Muratay: Kapak tasarımının anlatım biçimini fabl çizimi gibi görebiliriz ve zaten konu da insanlık tarihinde her zaman var olup, aydın insanların karşı olduğu bir sistemin hikâyeleştirilmiş tasviridir. Elde ettiği güç sayesinde kendisini ağaç kadar toprağa bağlamış, sabit ve kök salmış bir iktidarın, halka kendi propagandasını yaymak için kullandığı basın ve bunların tesiriyle kendi içinde değişime uğrayan -birbirine düşen- topluluk, bireyler ve bu durumdan fırsat çıkararak yavaş yavaş onları ayıklayarak ele geçirişi… Böyle bir sistemin de gelişmiş insanlık ahlakına uymadığını ifade etmek amacıyla da yerde yatan, insanlıktan geriye kalan tek şeyin artık sadece kemikler olduğunu anlatan bir içeriğe sahiptir kapak çizimi.
İngilizce yazdığınız eski şarkılarınızı ileride değerlendirmeyi düşünüyor musunuz?
Şu anlık bu şekilde bir fikrimiz olduğunu söyleyemeyeceğiz. İlerde hayat bize neler gösterir onu da bilemeyiz tabii ki:)
Bugüne kadar dinleyicilerinizden aldığınız en “garip” istek nedir?
Açıkçası bu 2 albümde de başıma geldi ama özellikle ilk albüm çıktıktan yaklaşık 3-4 gün sonra sosyal ağ ortamıyla bana ulaşan bir dinleyicimiz “Abi çok iyisiniz, albümünüzü indirebileceğim bir link var mı?” diye bir soru sordu:) Aslında bu çok garip bir soru değil; asıl garibime giden, aradığım an link’i bulmamdı:) Ben de link’i kopyalayıp arkadaşa gönderdim.
7 Mayıs’ta Jolly Joker İstanbul’da yeni albümün lansman konserini gerçekleştireceksiniz. Çalışmalarınız nasıl gidiyor, dinleyicilerinizi bu konserde ne bekliyor?
Evet, çok güzel bir konser olacak. Hem uzun süredir sahneye çıkmadık ve bu konuda fazlasıyla açız hem de yeni şarkılarımızı rahat rahat çalıp eğlenmeye çalışacağız. Aynı zamanda konserde albüm ve Pickpocket tişörtleri de satılıyor olacak ve tabii ki yüksek sesle müzik yapacağız:)
İstanbul dışındaki illerden en çok ilgi gördüğünüz yer hangisi ve bugüne kadar çalmadığınız yerler içinde en çok çalmak istediğiniz il hangisi?
Aslında Türkiye’nin her yerinden ve yurt dışında birçok yerden mesajlar alıyoruz. Belli bir il söylemek gerçekten çok zor ama sanırım İzmir, Ankara ve Adana bir adım önde. Daha önce İzmir ve Ankara’da konserlerimiz oldu ama Adana’da henüz sahne almadık. Orada çalmak güzel olabilir. Aynı zamanda doğuda ve Karadeniz’de de konserler vermek istiyoruz ama henüz böyle bir imkânımız olmadı. Umarım bir an önce olur ve oralarda da çalabiliriz.
