ROOM: Psikolojik yaralar fiziksel yaralardan daha kalıcıdır

997
0
Paylaş:
Room - psikolojik yaralar fiziksel yaralardan kalıcıdır - Paslanmaz Kalem

Beş yaşındaki Jack’in doğduğundan beri bütün hayatı annesi Joy ile birlikte yaşadığı küçük bir odada geçmiştir. Jack’in tüm dünyası bu odadan ibarettir. Fakat annesinin yaptığı planla onları tutsak tutan kişinin elinden kaçmayı başarınca hakkında hiçbir şey bilmediği kocaman bir dünya ile yüzleşmek zorunda kalır. Jack kendisi için her şeyin yepyeni olduğu bu uçsuz bucaksız ortama adapte olmaya çalışırken Joy da yıllardır yaşadığı travmanın hayatında açtığı yaralarla mücadele eder.

Emma Donoghue tarafından yazılmış aynı adlı romanın sinema uyarlaması olan film, iyi insanların başına kötü şeylerin gelmesi konseptini temel almakta. Uyarlamanın senaryosu da gene Donoghue tarafından hazırlanmış. Epey depresif bir yapısı olan hikaye özellikle tamamen odanın içinde geçen uzun ilk bölümünde klostrofobik bir hâlde yansıyor.

Tüm hayatını küçücük bir alanda geçirip ötesine dair hiçbir şey bilmemek hakkında normal bir insanın empati kurabilmesi mümkün değil. Bu yüzden filmin uzun ilk bölümü sayesinde izleyici küçük Jack’in hayatını ve yaşam anlayışını öğrenmekle geçiriyor. Tüm hayatı odanın içinde geçmiş Jack ilk defa kendini odanın dışında bulup da dış dünyayla yüz yüze geldiğinde yaşadığı şok böylece izleyici için daha çarpıcı oluyor. Eğer bu uzun başlangıç bölümü daha kısa kesilmiş olsaydı hiç kuşkusuz Jack’in yaşadığı şok izleyicide aynı etkiyi yaratamazdı.

Filmin geri kalanıysa Jack ve Joy’un dış dünyaya adapte olmaya çalışma mücadelesine adanmış. Anne ve oğul geçirdikleri travma karşısında birbirlerinden tamamen ayrı zorluklarla yüzleşirken en büyük dayanak olarak gene birbirlerini bulmaktalar.

Tüm hikaye Jack’in bakış açısından aktarılmakta ve bu yüzden içinde Jack’in olmadığı tek bir sahne yok. Bu durumda tüm filmi sırtlamak 9 yaşındaki aktör Jacob Tremblay’e kalmış. Tremblay yaşına göre muazzam bir performans sergileyerek filmin başarısında yazar/senarist Emma Donoghue ve yönetmen Lenny Abrahamson ile birlikte en büyük pay sahibi. Eğer ki bu rol daha az ikna edici bir çocuk oyuncu tarafından canlandırılsaydı tüm film de onunla birlikte çökerdi. Neyse ki durum tam tersi yönde olmuş. Özellikle Jack’in dış dünyayla karşılaşınca yaşadığı şokun aktarıldığı sahnelerde küçük oyuncunun performansı zirve yapmakta.

Jack’in annesi Joy’u canlandıran Brie Larson’ın performansı da çok iyi. Joy’un yıllar boyunca çektiği acıları ve kendisinde açılan derin psikolojik etkilerini karaktere başarıyla yansıtmış. Brie Larson bu rol sayesinde oscar ödüllerinde En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalındaki adaylardan biri oldu.

En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ve En İyi Uyarlama Senaryo olmak üzere dört dalda oscar adaylığı bulunan filmin bu adaylıklarda muhtemelen en iddialı olduğu dallar yardımcı kadın oyuncu ve uyarlama senaryo dalları. Oscar öncesi düzenlenen Altın Küre, BAFTA, Ekran Aktörleri Derneği ödülleri Brie Larson’ın zaferiyle sonuçlandı. Oscar töreninde de heykelciği kucaklaması şaşırtıcı olmayacaktır.

Peki Hollywood’da yılın en iyi filmi diyebilir miyiz? Kuşkusuz etkileyici bir film, ama bu alanda işi epey zor. En İyi Film dalında aday gösterilmelerini epey anlamsız bulduğum The Martian ve Max Max: Fury Road’ı ayrı tutacak olursak özellikle The Revenant ve Spotlight gibi iddialı filmler varken Akademi’nin ödülü Room’a vermesi bir sürpriz olur. Ama Akademi’nin geçmişinde beklenmedik sürprizler yaptığı malum, daha büyük çaplı filmlerdense daha kişisel bir anne-oğul dramını ödüllendirmeyi de tercih edebilir.

ROOM film fragmanı

 

Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.