SUICIDE SQUAD – Ve Neden İzlemenize Gerek Olmadığına Dair 4 Sebep

1) Yönetmen David Ayer

Tamam, işin içinde stüdyolar, DC comics, prodüktörler ve Will Smith gibi yönetmenin ismini önemsizleştiren oyuncular var ama bu Ayer’in vasat bi film çektiği gerçeğini değiştirmiyor. Hatta ortada bi yönetmen yok diyebilirim. Will Smith, “Arkadaşlar, Jennifer Lawrence nasıl X-Men serisine el koyduysa ben de bu filme el koyuyorum.  123 dakikalık filmin 100 dakikasında aşırı yakın plan suratım görünmezse anlaşma iptal,” demiş ve film öyle devam etmiş. Yanlış anlaşılmasın, Will Smith’i severiz (After Earth fiyaskosunu sinemada değil de bilgisayarda ileri ala ala izleyenler el kaldırsın hahaha) ve bu filmde de kötü iş çıkarmış diyemem. Ama David Ayer maalesef kötü bir film çekmiş.

2) Aksiyon

Neredeyse üzerinde çalışılmamış gibi duran silahlı çatışmalardan ibaret. Hem de karanlık ve hiçbir şey görünmeyen ara sokaklarda. Kimliksiz, karaktersiz ve heyecansız. “Vay be, bu sahneyi eve gidince Youtube’dan tekrar izliym,” dediğim bi sahne yok. Karşılayamadığım aksiyon ihtiyacını gidermek için eve gelip Pikachu’nun Raichu’yu patakladığı bölümü izledim. Link burada: https://www.youtube.com/watch?v=Uoy5dp6yNZ0  Kesinlikle Suicide Squad’dan daha tatmin edici.

3) Karakterler

Jared Leto’yu çok severim ama Joker karakteri ne ürkütücü, ne zeki, ne sinsi, ne de egzantirik. (Üç kelimeyi geçmeyen boktan repliklerin de bunda etkisi büyük. Bi de tabii Joker’in sahnelerinin büyük bi kısmının makaslandığı söyleniyor.) Heath Ledger’ın Joker’ini mumla aradığımı söylememe gerek bile yok; kahkahası, makyajı, duruşu ve enfes argümanlarıyla sadece salyalarımızı akıtmakla kalmamış, sinema dünyasının ve popüler kültürün unutulmaz figürlerinden birine dönüşmüştü. Fakat Leto’nun Joker’ini de Jessie Eisenberg’in Lex Luthor’ı gibi bir hafta geçmeden unutacağım. Ne bir haftası ya, umarım yarın unuturum. Harley Quinn sadece görsel olarak etkileyici, Flag, Croc, Katana, Boomerang vs gibi karakterler tek boyutlu ve neredeyse figüranlar kadar önemsiz. Hiçbirini sevme ya da umursama şansı bulamadım. Baş düşman Enchantress’ın kendisi değil, vasatlığı tüyler ürpertiyor. Facia karakter tasarımı, dünyanın en kötü oyuncusu Cara Delevingne’in beş para etmez performansıyla birleşince iyice katlanılmaz bir hâl alıyor. Bu kadar tip arasında sadece Diablo’yu sevebildim.

4) Espriler / Replikler

Film boyunca kaç kahkaha attım biliyor musunuz? Sıfır. Peki kaç kere tebessümle ‘hehe, bak bu fena değildi,’ dedim sizce? İki. Birisi filmde yapılan bir espriye, diğeri de ön sırada oturan adamın telefonuna gelen mesaja. Tamam Deadpool gibi zeki ve komik esprilerle dolu bir film beklemiyordum ama en azından Superman vs Batman – Adaletin Şafağı kadar suratsız, donuk ve ‘fragmanda görülen esprili sahneler dışında eğlenceli sahnesi olmayan’ bir film olmasına gerek yoktu. Salonda sadece üç kişiyi güldüren iki espri dışında diğer diyaloglar da iç açıcı değildi. Bir yerden sonra gözlerimi devirmekten sıkıldım ve kovamdaki patlamış mısırları ikişer ikişer sayarak daha eğlenceli bir meşgale buldum kendime.

Mükemmel film afişleri, Harley Quinn’in yağmurda ağladığı eşsiz sahne ve umursanabilir tek karakter Diablo hatırına Suicide Squad’a 10 üzerinden 4 veriyor, Wonder Woman ve Aqua Man’de de bu kadar vasat bir iş çıkarmalarını diliyorum. İnşallah yarın yeni bir güne uyandığımızda DC diye bir şey olmaz. Bye.