The Turin Horse / Torino Atı (2011)

1234
0
Paylaş:

Friedrich Nietzsche, 3 ocak 1889’da Torino’da, Via Carlo Alberto’daki 6 numaralı kapıdan sokağa adımını atar. Belki yürüyüş yapmak, belki de postaneden mektuplarını almaktır amacı. Kendisine uzak olmayan ya da fazlasıyla uzakta kalan bir fayton sürücüsü inatçı atına söz dinletemiyordur. Faytoncunun tüm baskılarına rağmen, hareket etmeyi reddediyordur at. Sonra, ismi muhtemelen Giuseppe Carlo Ettore olan faytoncunun sabrı taşar ve kırbacını eline alır. Nietzsche, kalabalığın yanına gelir ve o ana dek öfkeyle köpüren sürücünün acımasız sahnesini sona erdirir. Sağlam yapılı ve gür bıyıklı Nietzsche birden faytona atlar ve kollarını atın boynuna dolayıp hıçkırarak ağlamaya başlar. olaya şahit olan diğerleri, Nietzsche’yi evine bırakır. iki gün boyunca bir divanda hareketsiz ve sessizce dinlenir Nietzsche. Ta ki son sözlerini mırıldanıncaya dek “Mutter, ich bin dumm!” (“anne, ne aptalım!”) ve yaşamının kalan son on yılını, uysal ve delirmiş bir şekilde annesinin ve kız kardeşlerinin himayesi altında geçirir… Atın akıbeti hakkında ise hiçbir şey bilmiyoruz…

Bu film yukarıda girişi yapılmış konunun devamını oluşturuyor. Bir baba ve kızın sahip oldukları atları ile herkesten uzak bir çiftlikteki hayatlarını sürdürüşünü izletiyor bize.

Bela Tarr ismi size birşeyler ifade ediyor mu bilmem ama kendisi yaşayan en önemli sinemacılardan birisi. Ve bu film de sinemaya olan vedası.

Seyicisini kendisi seçen filmler vardır. Çoğunluğa hitap etmemesi bir yana, her seyirci için değilim ben diye bağırır adeta. Bela Tarr, işte neredeyse her filmi ile bunu bir kere daha ve bu sefer son defa yapmış. Tüm duyularınıza tecavüz edercesine bir film izleyeceksiniz ekranda. Daha filmin açılış sekansında vaadini en klas hali ile göreceksiniz. Film boyunca yapabildiğiniz tek şey izlemek ve anlamaya çalışmak olacak. Varolmanın dayanılmaz ağırlığı üzerine kafa patlatacaksınız ve eğer sinemasına aşina ve biraz da felsefe ile ilgileniyorsanız çok da etkileneceksiniz.

[youtube id=”TRQpPTc9QxM” width=”620″ height=”360″]

Hikayesini bir anti-genesis olarak tanımlayan Tarr, film boyunca beklenenin aksine tonla gönderme yapmak yerine sizi uzuuun bir düşünce seansına davet ediyor.

Filmi merak edip izlemek isteyenler film hakkında biraz araştırma yapıp izlesinler. Zira izleyecekleri şey sıradan izleyiciler için oldukça sıkıcı ve anlamsız gelebilecektir. Meraklısına çok şey vaat edeceğini tekrar altını çizmek isterim. Usta yönetmenin son filmi için oldukça görkemli bir sinema dersi var ortada. Size kalmış.

Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.