THERAPY? – En İyi 10 Şarkı

Paylaş:
26 yıldır bilfiil fanı olduğum, her canım sıkıldığında, her mutlu olduğumda, her sinirli olduğumda, her bitkin olduğumda, her enerjik olduğumda yanımda olan grup hakkında ne yazabilirim yahu???
İnişlerle çıkışlarla dolu bir 30 yıla 13 uzun albüm, bir sürü kısa albüm ve single sıkıştırmış, üretken ve değişken bir grup Therapy?. İlk iki EP’leri Babyteeth ve Pleasure Death ve ilk LP’leri Nurse’ten sonra neredeyse hiçbir albümü birbirine benzemeyen; Troublegum gibi neredeyse bütün şarkıları hit kafasında bir albüm yayınlamış olan; 2000’lerde yayınladıkları albümden çok “yeni şarkılar toplaması” havasındaki albümlerde bile en az 3 nefis şarkı yazan; 2010’larda 90’lardaki havasına dönen bütünlüklü albümler yapmaya geri dönen;  90’larda yayınladığı 10 tane hit şarkısı ile Top 10 liste yapanları genelde bu bataklığa sürükleyen bir gruptan 10 şarkı seçmek harbi zor. İşin içine bir de grubun şarkılarının neredeyse hepsinin hem söz hem de müzik olarak kişiselleştirilmeye açık olması eklenince (hepimizin listeye koymak istediği şarkıları sıraya dizince bir sürü şarkı tek oy aldı!) bu zor liste çıktı.
Michelin lastik fabrikasında kalite kontrol uzmanı olan ama aklı hep müzikte olan Andy Cairns ve bir konserde tanıştığı manyak davulcu Fyfe Ewing tarafından kurulan Therapy? bu yıl 30. yılını kutluyor, bu 30.yıl kapsamında ünlü Abbey Road Stüdyosuna girip eski hit şarkılarını yeniden kaydettiler, Mart sonunda yayınlanacak. Bu kapsamda 30.yıl turnesi de yapacak olan grubun 2020 yılı ilk konseri çok enteresan bir şekilde İstanbul’da olacak ve ben ilk kez Avrupalı arkadaşlarımdan önce bir Therapy? turne setlistine şahit olacağım.
Erdem Çapar

10. Who Knows

Emre Karacaoğlu:

Göz ardı edilmesine üzüldüğüm “High Anxiety”nin belki de en iyi parçası. Harika bir riffle girip dinleyicisini hiç yerine oturtmayan parçada yeni davulcu Neil Cooper parlıyor. (Cooper bu albümden beri grupla kaldı.) “Troublegum”dan beri yayımladıkları her albümün “‘Troublegum’ kadar iyi değil,” diye bir kenara itildiği bir dönemin ardından gelen bu parça, tek başına Therapy?’nin hâlâ sıkı rockçı ve Cairns’in de iyi bir şarkı yazarı olduğunun göstergesi adeta. Hollywood’un aptal ünlüleri ve mankenlerle dalga geçen sözleri de cabası!

9. This One’s For You

Orçun Onat Demiröz:

Shameless albümü Therapy’nin diskografisindeki gizli güzelliklerden biridir. Çoğunlukla es geçilen bu albüm, özellikle eski okul Therapy severleri açısından farklı bir yerde durur. Bir önceki albüm Suicide Pact-You First’e nazaran punk melodilerinin ve ruhunun daha belirgin olduğu albümde saklı hitler yer alır. This One’s for You bestesi de albümdeki yıldızlardan biridir ve dinamik yapısıyla, varoluşsal sözleriyle dinleyeni sarsar. Ayrıca bu albümün kapak artwork’ü de en sevdiğim kapak artwork’lerinden biridir. Bir salondaki koltukların üzerinden atlayarak kırmızı perdeye doğru hareket eden tavşanların yer aldığı kapak, David Lynch filmlerinden bir kare gibidir.

8. Nausea

Volkan Atay:

Here I am, motherfucker!
Albümü bu şekilde açan bir şarkı elbette tokadı basmıştı çiroz bünyeme. Evet, 90’lı yıllar ergeni olarak grup ile tanışma şarkımdır. Hala en favori Therapy? albümü olarak “Nurse” diye deliren biri için türlü hatıralarla dolu bir şarkı. Uzun zaman yollarda kaset olarak dinlediğim için gerçek de bir pil katilidir. Az buz pil yemedi namıssız…
Saniyeler içinde gaza getirmesi ile ünlüdür. Çok kısa sürede ezberlenen şarkı sözleri ile bağır çağır odada kendi ateşinizi harlamanız öyle kolay ki… Gerçekten bu vuruculukta şarkı üretmek kariyeriniz allı pullu olsa da nadirleşebiliyor. Çok iyi şarkı…

7. Stories

Orçun Onat Demiröz:

Therapy? oldukça üretken olmasına rağmen her döneminde yeni hitler çıkarmayı bilmiş, vurucu albümler kaydetmeyi başarmış bir grup. Bunu yaparken de müzikal olarak farklı noktalara gitmekten çekinmemiş, yeni denemeler yapmaktan hoşlanmış bir oluşum.  Magic Mountain gibi uzun soluklu post rock bestesi dahi yapmış bir gruptan bahsediyoruz neticede.

Ancak diskografilerinin yıldızı olan Troublegum albümünün arkasına bir albüm seçmemiz gerekse heralde bu Infernal Love olur. Epilepsy, Misery, Bad Mother gibi hitlerle dolu olan bu albüm, Stories gibi bir marşa da sahiptir. Andy ve Michael’ın beraber yazdığı Stories, “Happy people have no stories…” nakaratıyla tüm Therapy? fanlarının dilinde dolaşıp durur. Yapı olarak Screamager’a benzeyen şarkı, viski gibi kana karışır ve mutluluk dolu anlar yaşatır.

6. Unbeliever

Kerem Onan:

İnsanların Therapy? hikayeleri genellikle “Troublegum” albümü ile başlar, oradan önceki ve sonraki albümlere doğru evrilir. Benimki direk “Nurse” ile başladı. O zamanlar babadan kalma bir alışkanlıkla müziği hiç tür ayırmadan yutan  genç bir müzikofil olarak her dergiyi okuyordum ve 90’ların metali öldürmüş, geleceğin sadece alternatif rok’tan ibaret olduğunu zanneden gazman yeni nesil dergilerinden “Nurse”ü okumuştum (işin komiği ne alternocular ne metalciler haklıydı, delilere hitap eden müzik, her türde, hep kol kola var oldu, bunu anlayabilen az sayıda insan ile aynı dergide yazıyor olmak bile benim için mutluluk verici). Mükemmel bir albümdü, anında grubu sevmiştim ve sözleri pek çok “teen angst” grubundan çok daha samimiydi fakat grubun o kirli, endüstriyel, robotik soundunda beni rahatsız eden, eksik bir şey vardı. 1994 yılında, koskoca bir seneyi üniversiteye – kendi seçmediğim, benim için zorla seçilmiş bölümlere – giremediğim ilk yılın telafisi için köpek gibi çalışmak, tüm arkadaşlarımı başka şehirlere kaybetmek ve çok ağır bir depresyonla geçirdiğim 1994 yılında, “Troublegum” çıktı. Sound daha metaldi. Sound daha temizdi. Bunların ikisi 1994 yılında bir arada olabilen şeyler değildi. Herkes metalden nefret ediyordu, herkes kirli sound seviyordu (ama ona sadece In Utero gibi prodüksiyonlarda dayanabiliyorlardı hahaha). “Troublegum” çıktığı yıl, sandığınızın aksine, herkesin tersine gitti ve onu herkes sevdi. Büyük ihtimalle bizim listemizin de yarısı bu albümden ve bu boşuna değil. Hak etti. Therapy? asla Metallica olmadı. Ama hep samimi ve içten oldu. Hep herkesin tersine gitti ( Infernal War hariç ). İşte o albümün kasetini elime aldığımda “Unbeliever” beni hiç beklemediğim gibi çarptı. Çünkü dostlarım hayat, birileri tarafından geride bırakılmaktan ve birilerini geride bırakmaktan ibaret. Bu kadar acımasız ve saf bir şekilde “ayakta kalma niyeti” ile dolu. Hepiniz, birileri için berbat, başka birileri için harika insanlarsınız. Zamanın, bizim algıladığımız “düz” ve yavan çizgisinde ise bunu anlamak, yaş almanızı gerektiren zor bir durum. O yıllarda yapayalnızken, Unbeliever beni kalbimin “terk edilmişlik” tarafından ölümüne vurmuştu ve bir daha asla eskisi gibi olmadım. Bu şarkı ile kendi “acıyan” taraflarımızın, diğerlerinin “öbür” tarafı olduğunu fark ettim ve hayatımıza izini bırakmış “diğer”leri için de ben, bu şarkının söylendiği kişiydim. Filmlerdeki “iyi” ve “kötü” benim nezdimde bu şarkı ile öldü. Hayat gri idi ve palet elinizdeydi. Ya onu renklerle yaşayacaktınız ya da “gri palet” sizin tembelliğinizin simgesi olarak elinize yapışıp kalacaktı Cronenberg’in “Existenz”inde ya da “Videodrome”unda olduğu gibi. Ölüp giderken zaten döneceğiniz rengi, ömür boyu kucağınızda da taşıyabilirsiniz, size kalmış. Bu ölümüne karamsar şarkı sayesinde, bunu yapmamayı seçtim. Onu hiç unutmadım, hep bir köşede tuttum ama onun sayesinde yalnız kalma korkumu yendim. Hayalimdeki gruba katıldım, hayatımın aşkları ile tanıştım, sevdiğim insanları kırdım, sevdiğim insanların bana yaşattığı acıları göğüsledim. Hayatta kaldım. Darısı başınıza. Çünkü şarkıyı yazan adam artık ellilerinde ve hala hayatta. Demek ki her şey sizin bakış açınızla ilgili. Nefes alın, acı çekmekten korkmayın. Bakın acıdan korkmayın demiyorum, korkun. Acıyı “çekmekten” korkmayın. Çünkü bu sayede büyüyecek ve hala çocuk kalarak diğerlerinden farklı olarak yaşamaya devam edebileceksiniz. “Büyükler”, acılarını yaşamamış andavallardır. Siz büyük olmayın, sadece büyümeyi öğrenin ve çocuk kalın. Hadi yeter be ne çok konuştum ya….

5. Trigger Inside

Burak Gülgüler:

Yabancılaşma, paranoya, yalnızlık, öfke, aldatılmışlık hissiyatı ve bir seri katil… Trigger Inside’ı düşününce aklıma bir çırpıda gelen kelimeler bunlar. 2. dakikasında Metallica’nın The Four Horsemen’e selam çakan riffi, davulları ve insanın aklına kazanan nakaratı ile Troublegum’ın yıldızlarındandır (gerçi albümün tamamı hit sağanağı ama neyse). Şarkının sözlerindeki “Dahmer’in nasıl hissettiğini biliyorum” kısmından dolayı zamanından bolca eleştirildiklerinin de atlamayayım.

İlk başta yazmam gerekini şimdi yazayım; Troublegum benim için albümden çok daha fazlası, hayatımın en zor dönemlerinden birine eşlik etmiş bir başyapıt.

Not: Dahmer konusunun anlatıldığı röportajı aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz: https://www.kerrang.com/features/troublegum-at-25-an-oral-history-of-the-therapy-classic/

4. Knives

Volkan Atay:
Konu Therapy? olunca Troublegum albümü elbette ilk konuşulacaklar listesinde üst sıralara kafa atıyor harbiden. Baştan sona her şarkıya methiyeler düzülebilir. Ama benim favorim hep bu şarkı oluyor. Bin virüs kabiliyetine sahip ünü ile de haksız çıkarmıyor sağolsun.
Ha bu arada albüm açan şarkı nasıl olmalı derseniz tam da böyle olmalı diye bırakıveririm masaya bu şarkıyı. Öyle de bir örnektir. İster uyuşuk uyuşuk pineklerken isterseniz bir öfke nöbetinin ortasında olun bu şarkı başladığında yüzünüze yayılan o afallama ve sinsi sırıtış için deliriyorum. Therapy? şarkı sözlerinde mizah düzeyi olarak da klas iş çevirdiği için keyifli vakitler forte anlayacağınız.

3. Teethgrinder

Erdem Çapar:

Lise sondaydım, ilk kez Rock Kazanı dergisinde gördüm Therapy?’yi. Bir kuliste Andy kameraya bakarak basçı Michael’ın koluna ters haç çiziyor. Ama tipler efendi, hiç metalci, rocker falan gibi değil. Üniversite sınavına hazırlık, Antisilence’ın temellerinin atılışı falan derken dinleyemedim grubu bir türlü. Daha sonra MTV’de izlerken bir gece Teethgrinder klibi çaldı. Bu nasıl bir gitar riffi!! Bir de üstüne davulcu Fyfe’nın dengesiz atakları, şarkı resmen dance altyapılı psycho havalı bir metal şarkısı. Üniversite için İstanbul’a geldiğimde ev arkadaşım birinden ödünç almış Nurse albümünü, özellikle bol bol Teethgrinder dinledim, kaset bozuluyordu! Hala daha T? Konserlerinde en sevdiğim anlardan biridir, bu şarkının çalındığı an. Genelde basçı Michael anons eder bu şarkıyı, Rob Halford’u “Breaking the what?” diyerek Breaking the Law’u duyurmasına ithafen “Grinding the what?” diyerek :D

Emre Karacaoğlu:

Therapy? kendi bastırdığı iki sert, rahatsız edici ama fazlasıyla yaratıcı EP’nin (“Babyteeth” ve “Pleasure Death”) ardından A&M Records tarafından fark edilmiş ve 1992 yılında “Nurse”ü yayımlamıştı. Sonraki şaheserleri “Troublegum” öncesi grubun geçiş dönemini tanımlayan bir sounda sahip olsa da albümün ilk iki kısaçalardaki yenilikçilikten aşağı kalır yanı yoktu. Therapy? “Nurse” ile beraber “Babyteeth” ve “Pleasure Death”teki endüstriyel soslu havayı geride bırakarak, gitarları ön planda olan, cayır cayır bir rock grubu olarak kendini tanımlıyordu.
Ama albümde bariz bir istisna, geriye bırakmaya hazırlandıkları soundun klas, hatta belki de mükemmel bir örneği “Teethgrinder” vardı. Bir uyuşturucu kullanma halinin anlatıldığı parçada (“Bu iyi hissettiriyor, hiçbir şeyi beni durduramaz/Her sinir içimde pompalıyor“) kafa mı sallayalım, dans mı edelim, karar veremiyoruz. Gitarlar bir uyuşturucu kullanıcısının diş gıcırdatmasını, alıntılanan belgesel sampleları ise aynı kullanıcının psikotik halini çağrıştırırken, Fyfe Ewing’in yaratıcı davul partisyonları kanımızı kaynatıyor. Bir konser klasiği!

2. Opal Mantra

Therapy?’nin hiçbir stüdyo albümünde yer almayan, aslen grubun “Screamagaer” hitini ABD’de tanıtmayı hedefleyen “Hatts Off The Insane” toplamasına girebilmiş 1993 tarihli şarkının, grubun en melodik, en saçma sapan bir şekilde sevilmiş şarkılarından biri olması bugün hala garibime gider. Benim için şarkının önemi, Radical Noise ve Antisilence’ın kardeş gruplar olarak Hammer Müzik’ten albümler çıkarmasına kadar giden 1998-2000 arası dönemde, Antisilence vokalisti Erdem Çapar’ın (kendisini bu listede de takip edebilirsiniz) doğum günü için bu şarkıyı Sold Out konserlerinden birinde canlı canlı çalmış olmamızdır. O yüzden sözü daha fazla uzatmadan işi görsel bırakıyorum, buyurun buradan yakın;

1. Screamager

Erdem Çapar:

1993 yazı, üniversiteyi kazandım, Karamürsel’den İstanbul’a geleceğim, yeni bir hayat başlıyor. Daha önceden TeleOn adıyla yayın yapan kanal MTV yayınına geçti (1 yıl sonra Kral TV oldu), bir anda yeni müzikleri dinlemeye başladık. Nirvana sonrası bir anda alternative, indie gruplara ilgi başlamış, MTV Avrupa da geri kalmamış, bu tür grupları bol bol yayınlıyor. Ve bir gün bu şarkının klibi yayınlandı. Metalci olup punk ve de gizli gizli pop dinleyen biri olarak şarkı beni direkt vurdu. Müziğin yapısı punk, soundu metal ama vokal melodileri pop şarkısı gibi. O gün dedim ki “bunlar benim grubum olacak galiba”, öyle de oldu. Bu şarkının ana melodisi grubun ikinci demosu Meat Abstract’te yer alan S.W.T. adlı şarkının ikinci bölümünde yer alan bir melodidir, bunu çok sonra öğrendim tabii. Dünyanın birçok yerinden T? fanı ile iletişimdeyim, grubun son yıllardaki setlistleri hakkında konuşurken “Troublegum ve Infernal Love’dan hiç şarkı çalmasalar keşke” diye konuşuruz ama Screamager çaldı mı hepimiz en öne geçeriz. 7 Mart’ta T?’yi ilk kez izleyecek olanlara bir tüyo vereyim, grubun gitar teknisyeni Andy’nin eline siyah beyaz Gibson Explorer gitar verdiğinde bilin ki Screamager geliyor.

Orçun Onat Demiröz:

Çoğu kişi için Therapy? sevdası Screamager parçasıyla başlamıştır, benim açımdan da öyle oldu. Lise yıllarımda çekme kasetlerden keşfettiğim bir gruptu Therapy? ve hayatımı sonuna kadar değiştirmeyi başardı. Yazlık yollarında, sıkıntıdan patlamak üzereyken dinlediğim bu grup, ergenlik bunalımlarına her seferinde iyi geldi, beni hep yukarı çekti. Zaten çok geçmeden sol bileğime de dövme olarak işlendi, hala da benimle.

Screamager’ı Nirvana’nın Smells Like Teen Spirit’i ya da Pearl Jam’in Jeremy’si gibi bir yere koymak mümkün. Jeneriklik bir bestedir ama çok özeldir. Therapy?’nin magnum opus’u olarak adlandırabileceğimiz Troublegum albümünün açılıştan sonraki patlama anı olan Screamager, punk/metal ruhunu dibine kadar hissettiren bir bestedir. Parçanın üzerine inşa edildiği riff ve Andy’nin nakarattaki vokalleri dinleyeni hipnotize eder. Bu parçayı dinlediğinizde Therapy?’i sevmişseniz, tedavi sonuç verecek demektir.

Yazarların Kişisel Listeleri

Burak Gülgüler:
1. Screamager
2. Opal Mantra
3. Trigger Inside
4. Knives
5. Hellbelly
6. Nausea
7. Nowhere
8. Die Laughing
9. Neck Freak
10. Gone

Emre Karacaoğlu:

1. Stop It You’re Killing Me
2. If It Kills Me
3. Who Knows
4. Hellbelly
5. Unbeliever
6. Teethgrinder
7. Epilepsy
8. Hey Satan – You Rock
9. Skinning Pit
10. Loser Cop

Erdem Çapar:
1. Evil Elvis
2. Screamager
3. Neck Freak
4. Jam Jar Jail
5. This One’s For You
6. Teethgrinder
7. Opal Mantra
8. Crooked Timber
9. Animal bones
10. Misery

Kerem Onan:

1. Unbeliever
2. Trigger inside
3. Opal mantra
4. Six mile water
5. Teethgrinder
6. Gone
7. Knives
8. Screamager
9. Stop it you re killing me
10 Nowhere

Orçun Onat Demiröz
1. Screamager
2. Teethgrinder
3. Stories
4. Knives
5. Straight Life
6. Who Knows
7. Trigger Inside
8. This One’s For You
9. Opal Mantra
10. Callow

Özgür Tekbıçak

1. Opal Mantra
2. Stalk & Slash
3. Screamager
4. Stories
5. Nowhere
6. This One’s For You
7. Little Tongues First
8. Knives
9. Black Eye, Purple Sky
10. Epilepsy

Volkan Atay

1. Nausea
2. Knives
3. Opal Mantra
4. Screamager
5. Teethgrinder
6. Meat Abstract
7. Innocent X
8. Nowhere
9. Gone
10. Trigger inside

Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.