WARCRAFT : İlk ciddi başarılı oyun uyarlaması

732
0
Paylaş:

Hollywood’un çok başarılı olmuş oyunları yirmi yılı aşkın bir süredir sinemaya uyarlaması, orijinal konsept iyi bir hikayeye sahip olsa da beyazperdeye kötü yansıması kimilerinde bu türün başarısızlığa mahkum olduğuna dair bir kanı oluşturmuştu. Aslında sorun uyarlamayı ele alan ekibin konuya ne kadar uzak olduğundaydı. Oyun uyarlamalarının laneti konusunda detaylı bir yazı yayımlayıp Warcraft filminin yapımına uzanan yolu aktarmıştık. Filmin eleştirisini okumadan önce isterseniz giriş olarak o yazıya bu linkten göz atabilirsiniz.

Öncelikle zaten bariz olanı belirteyim: Eğer ki fantastik filmler, hele de fantastik öğelerin çok daha yoğun olduğu “high fantasy” olarak adlandırılan tür size göre değilse Warcraft kesinlikle zevkinize hitap etmeyecektir. Bunu anlamak için filmin fragmanlarına bakmak kâfi. Warcraft filminin kendisine baz aldığı ve sıklıkla kıyaslandığı Lord of the Rings (Yüzüklerin Efendisi) filmleri denli iyi bir hikaye kurgusu beklentisi içine de girmeyin. Filmin uyarlandığı oyuna sadık hikayesi ne çok kötü ne de çok başarılı, filmi sıkmadan sürükleyecek denli idare eder bir seviyede.

Hikaye dünyaları çorak hâle gelerek yaşanamaz olmaya yüz tutmuş orkların liderleri Gul’dan vasıtasıyla büyülü bir geçitten geçerek Azeroth adlı dünyaya ayak basmalarıyla başlıyor. Yaşam vaat eden bu yeni dünyaya gelir gelmez yaptıkları işgallerle başta insanlara ait topraklarda olmak üzere orada yaşayan halka terör estirirler. İnsanlığın kalbi olan başkent Stormwind’deki Kral Llane Wrynn ve baş komutanı Anduin Lothar dünyalarında uzun yıllardır süregelen barışın bu yabancı ırk tarafından bozulmasının ardından işgalcilerin kökenlerini araştırmaya koyulurlar. Genç bir büyücü olan Khadgar ise işgalin kökeninde çok tehlikeli bir büyü olduğunu sezmiştir. Bu sırada orkların safında da bölünmeler vardır. Horde’u oluşturan klanlardan nispeten küçük birinin şefi olan Durotan geldikleri bu yeni dünyada huzurluca yaşama imkanı varken ölüm getirmiş olmaktan memnun değildir. Horde’u kışkırtan Gul’dan’ı devirmek için tek çaresinin insanlarla işbirliği yapmak olduğuna inanır. Her iki tarafın merkezindeyse dışlanmış yarı ork Garona vardır. Hayatı boyunca bir yere ait olamadan dışlanmış bu melez insanların ve orkların kaderini belirleyecektir.

Warcraft_1-paslanmazkalem

Başta Lord of the Rings serisi olmak üzere bugüne dek orklar genellikle sinemaya saf kötülük içeren, kafaları pek çalışmayan, vahşi istilacı yaratıklar olarak aktarıldılar. Fakat bu sefer durum çok farklı. Hikayenin olumlu yanlarından biri ork ya da insan taraflarından herhangi birisi hakkında kesin olarak iyi ya da kötü diye ayrım yapmamış olması. Daha film başlar başlamaz ork saflarında gelişen olaylara şahit oluyoruz ve Durotan aracılığıyla onların da insanlar gibi hisseden, ailelerine önem veren, özellikle onur konusunda çok hassas savaşçılar olduklarını görüyoruz. Hatta hikaye insanlardan ziyade orklar üzerine yoğunlaşmış. Eğer ki Blizzard senaryoya müdahale etmeseydi ve Sam Raimi projenin yönetmenliğinde kalsaydı hiç kuşkusuz kesinlikle böyle bir şey görmeyecek, film iyi insanların vahşi kötü orklarla savaşından ibaret olacaktı.

Olayların merkezindeki Garona’nın hikayesi filmin can damarını oluşturan unsurlardan biri. Garona her iki tarafın da içine dahil olarak onları detaylı inceleme şansı olan bir karakter ve izleyiciler de onun vasıtasıyla iki cephede savaş meydanlarının dışında gelişen olayları görüyorlar. Özellikle Garona’nın finaldeki trajik dönüşümü filmin en iyi yanlarından biri.

Warcraft_3-paslanmazkalem

Hikayenin insanlar kısmıysa filmin biraz sarktığı bir unsur. Bu cephenin odaklanılan karakterleri Lothar ve Khadgar dışında diğer karakterler yeterince işlenilmemiş ve zayıf kalmışlar izlenimi doğuyor.

Filmin en büyük sorunu da bu noktada ortaya çıkıyor. İki saatlik süresinde yeterince detaylı anlatılamayacak denli çok sayıda ana karakter ve gelişen çok fazla olay var. Olaylar o kadar hızlı akıp geçiyor ki izleyicilerin karakterlerle herhangi bir duygusal bağ geliştirip empati kurabileceği dramatik anlar yetersiz kalıyor. Benzeri konseptteki Lord of the Rings filmlerinin yaptığı gibi üç saat olarak gösterime girseydi ya da en azından yarım saatlik ek süresi olsaydı belki filmin dramatik örgüsü çok daha güçlü olabilirdi. Tüm gelişmeleri iki saatlik süreye sığdırmaya çalışmak hızlı ileri sarılmış bir hikayeyi takip etmeye benzemiş. Ortaya görsel olarak şahane, ama duygusal olarak eksik kalan bir yapım çıkmış.

Hazır görselliğe değinmişken; fragmanlara bakınca da tahmin edileceği üzere film tam anlamıyla görsel bir şölen. Günümüz teknolojisinin nimetlerinden sonuna kadar faydalanılmış. Orkların tasarımları oyundaki kökenlerine tamamen sadık ve ‘performance capture’ tekniğiyle yaratılan dijital karakterler olmalarına karşın gerçekçilikleri muazzam. Sinemada en başarılı ork uyarlaması olarak anılacağı kesin. İnsanların cephesi de fazlasıyla göz alıcı kostümler, silahlar ve setlerle gene aynı derecede görsel etkileyiciliğe ulaşmış. Detaylara gösterilen bu önem filme ayrı bir kalite katıyor. Filmin uyarlandığı oyun kökenlerini iyi bilen ve araştıran bir tasarım ekibiyle bu iş nasıl yapılır ders niteliğinde bir çalışma ortaya çıkmış.

Filmin kesinlikle çocuksu bir yapıda olmayıp yer yer PG-13 kategorisinin sınırlarını zorlayan şiddet sahneleri içerdiğini de ayrıca belirteyim. Sinemada fantastik yapımların çoğunlukla çocuk izleyicilere hitap etmek amaçlı üretildiği bir ortamda sertlikten taviz vermeyerek aynı kategoriye düşmemesi filme artı olarak yansıyan unsurlardan bir başkası.

Eğer Warcraft oyunlarının hayranlarından biriyseniz ya da hayatınızın bir döneminde mega popüler online oyun World of Warcraft’ı oynadıysanız filmin hemen her anı aşina olabileceğiniz çok sayıda görsel göndermeyle dolu. Size epey tanıdık gelebilecek mekanlar ve ırklar kimi zaman ön planda net olarak, kimi zamansa arka planda ufak detaylar olarak boy gösteriyorlar.

İnsanlar ve orkların dışında Warcraft oyunlarına aşina olanların çok iyi bilecekleri cüce, elf ve dranei gibi ırklar da kısa sahnelerle de olsa gözüküyorlar. Bu karakterlerin tasarımlarında da gene oyun kökenlerine fazlasıyla sadık kalınmış. Özellikle cüce tasarımlarını çok başarılı buldum. Hobbit filmlerinde fazla ‘insanımsı’ bir görünümde tasarlanmış olan cücelerden sonra Warcraft’takiler fantastik konseptten daha tanıdık gelecek cüce imajında olmuşlar. Ancak prostetik makyaj teknikleri ve aktörlerin boyutlarını değiştirebilen efektler bu denli gelişmişken cücelerin de orklar gibi performance capture ile yapılmış dijital karakterlere dönüştürülmesini biraz gereksiz buldum.

Warcraft_2-paslanmazkalem

Moon ve Source Code gibi ufak çaplı, ama gayet başarılı iki filmle çıkış yapmış yönetmen Duncan Jones uyarladığı oyunun bir hayranı olduğunu filmin her saniyesinde hissettirmekte ve giriştiği ilk büyük epik filmin altından başarıyla kalkmış. Daha önce de bahsettiğim gibi filmin en büyük kusuru iki saate zor sığan hikayesi nedeniyle ortaya çıkan dramatik yetersizliği. Fakat Director’s Cut versiyonun ekstra 40 dakikalık sahne içerdiğini açıklanmış durumda. Duncan Jones’un dediğine göre film ancak başarılı bir gişe hasılatı elde ederse stüdyo Director’s Cut versiyonu piyasaya sürecekmiş. Ekstra 40 dakika eleştirdiğim konularda filme dair bakış açımı epey değiştirebilir.

Oyun serisinin yapımcısı Blizzard’ın da film projesinin her aşamasına dahil olduğu filmdeki detayların bolluğuyla ve oyuna uygunluğuyla fark edilebiliyor. Umarım diğer firmalar da bundan bir ders alırlar ve oyunlarının film haklarını stüdyolara satarak kısa yoldan para kapmak yerine proje üzerinde denetim sahibi olabilecekleri filmler yapmaya yönelirler.

Uzun soluklu bir serinin ilk halkası olarak planlanan Warcraft bir başlangıç filmi olduğunu özellikle finaliyle gösteriyor. Horde’un karşısında birleşen Azeroth’lu ırkların oluşturduğu Alliance’ın kurulmasıyla bu filmde geri planda kalmış cüce, elf vs. gibi ırkları gelecek filmlerde çok daha ön planda göreceğimiz muhakkak. Tabii ki serinin geleceği filmin gişe hasılatının ne denli başarılı olacağına bağlı. Ama dünya genelinde World of Warcraft oynamış 12 milyonu aşkın oyuncu olduğunu ve hiç oynamamış olsa da fantastik filmlere ilgi gösteren izleyicileri göz önüne alırsak Warcraft filminin gişede başarısızlıkla sonuçlanması büyük bir sürpriz olacaktır.

Warcraft_4-paslanmazkalem

Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.