Yaz festivallerine sevgiliyle gitmemek için 5 mükemmel sebep

3684
0
Paylaş:

Ben oldum olası festival sevmem zaten… Üst üste tepinen ergenler, seyyar tuvaletlerin önündeki mis(!) bekleyişler, bir bardak gazı kaçmış bira kuyruğunda çıkan kavgalar, doğduğundan beri yıkanmamış gibi kokan bir yığın çiğ insan eti, gürültü, patırtı, izdiham… Ne dinlediğinden bir şey anlarsın ne gördüğünden. Bunlar benim şahsi kıllıklarım hep. Festivallerde çift olmak ise bilimsel araştırma derinliğinde bir konudur ve maddeleme yöntemiyle masaya yatırılmalı, altı çizilmeli, üstünden geçilmelidir. Mümkünse şiddetle kaçılmalıdır. Neden mi?

Sebep 1: Eski sevgili fener alayı

festival-1

Pislik yuvası festival ortamı yetmezmiş gibi bir de eski sevgililer insanın önünde resmi geçit yapar. Kimisi el sallar, kimisi sallayacağı elinde yeni sevgilisinin içkisini taşıdığı için kafa selamı çakar, bir diğeri vebalıymışsın gibi (ya da yeni sevgilisi ağzını yüzünü dağıtmasın diye) sen yüzüne karşı pozisyon alınca arkasını döner ve senin bakmadığından emin olana kadar (yani festivalin sonuna kadar) yüzünü sana tekrar çevirmez. Kimisi üstünde ayrıldığınız günkü tişörtüyle gelmiştir, zaten ondan da sen kaçarsın. Ha bir de yeniden barışma hayaliyle yaşayanlar vardır ki, bomba ihbarı yapmaktan başka çare bırakmaz insana. Ve eğer bir de yanında yeni sevgilin varsa, anana babana basılmaktan korkmazsın eski sevgiliye görünmekten korktuğun kadar…

Sebep 2: Mini mini birler, çalışkan ikiler

festival-2

Üniversitenin ilk ve ikinci senesi, genç ve yağız Türk ırkının ergenlikten olgunluğa adım atmaya çalışıp her seferinde yüz üstü kaldırıma çarptığı, muhtemelen her çarpışta kalplerindeki ön dişleri birer birer kırdığı ve tüm bu olanları kollarını kocaman açmış, hümanist sırıtışlarla bekledikleri şahane zamanlardır. Evet, genç sevgili avlamaktan bahsediyorum. O “idealleri olan” o “aktivist” o “rastası hala taze” çevik çocuklar etrafta zıp zıp gezerken, sağ eli tutan sevgiliden başka her şey çok ama çok cazip gelir. Ve ne yazık ki, her şey için çok genç. Yalnız olsan bir ihtimal (kadınlar) güneş gözlüğü, bandana, parmak arası terlik üçlüsüyle ya da (erkekler) diz altı kot şort, bir iki dövme ve siperli şapka kombinasyonuyla yaşını gizleyebilir, en azından festival bitene kadar alkolün de yardımıyla bu miniklere yaşıtı olduğunu yutturabilir, şanslıysan iki öpücük bir sarılma falan bile kopartabilirsin. Ancak yanında ulu göbeği, hafif kelleşen saçı ya da selülitlerinin üstüne (evet görünecek şekilde, yukarıya doğru) çekilmiş mini kot şortluyla kız ya da erkek arkadaşını gizlemen ne yazık ki fizik kanunlarına aykırı. Bay bay taze bebeler, merhaba devam etmekte olan sıkıcı ilişki.

Sebep 3: Mekik olimpiyatları

festival-3

Yaşı kaç olursa olsun, karnında ve belinde hiç yağ olmayan bazı kadınlar var. (Kanımca bir araya toplanıp yakılmaları ya da kısırlaştırılmaları şart, eğer bir kızım olursa bu tiplerin üremelerine izin verdiğim için beni hiç affetmeyebilir.) İşte bu kadınlar her ne hacetse, plajda açmadıkları kadar çok göbek açıp dolaşırlar söz konusu festivaller olunca. Günde iki litre bira içse yine o abdominallerin düşük bel kottan sağa sola el salladığı ve dünyanın en çirkin tişörtünü giymesine rağmen çekici olan erkekler vardır bir de, bu kadınların gen kardeşi… Diyelim ki festivalde hiç eski sevgili görmedin ve beraber gittiğin sevgiline gerçekten aşıksın. Diyelim ki zıplayan bebelerin hepsi çirkin. Ve diyelim ki en sevdiğin grup sahneye çıktığında, ana sahnenin önünde sıkışmamışsın, elindeki bira hala soğuk… Sevgiline yaslanacaksın, peki sevgilin? Sevgilin nereye bakıyor?

A. El sallayan abdominaller B. Yağsız göbeğin üstünde salınan şekilli memeler.

Aleyhimizde çalışan doğa anaya kucak dolusu sevgilerimizle, kendine iyi bak eski özgüvenim. Çok güzel günlerimiz oldu ama buraya kadarmış.

Sebep 4: Potansiyellerin göz önünde yok olması

festival-4

İtiraf et, sen de yedekliyorsun. İşte, okulda, vapurda, arkadaşın doğum gününde, spor kulübünde… Bir gün gelir de yalnız kalırsan diye, özenle, itinayla, adım adım yedekliyorsun. Uzaktan imalı bakışlar atıyor, herkes birbirine kadeh kaldırırken sen sadece birine kaldırıyor, herkese günaydın, “o”na günaaydııın diyorsun. Ve sevgili yaptığını öğrenmesin diye kıvrım kıvrım kıvrandığın, boş anıyla boş anım denk gelsin diye saçma sapan yerlere sürünerek gittiğin o mucize insan, en janti kılığıyla veya en mini eteğiyle tamamı sap ya da sarışın (saman) arkadaşlarıyla festivale gitmeye karar veriyor. Tabii ki haberin yok. Sevgilinin elinden tutup bilet sırasını bitirip ilk sağa dönüyorsun, “o”nunla göz göze geliyorsun. Tuttuğun ele mi yanacaksın, o sapların / samanların arasında sana nasıl muhtaç olduğuna mı yoksa bu festivale geleceğini bileme diye bağlanan basiretine mi? Aylardır üzerinde çalıştığın o “yedek dosya”nın çöp kutusuna gidişinin ardından yapabileceğin tek şey gün batımına doğru bir gazsız bira daha devirmek. Üzgünüm, bu program yanıt vermiyor.

Sebep 5: En yakın arkadaş, en korkunç düşman ve işaret dili

festival-5

Barda diskoda “bizim şarkı” çalınca elleşe elleşe dans ettiğimiz hemcinslerimiz vardır hani. Kadın erkek fark etmez, herkesin vardır bu arkadaşlardan 2’şer 3’er tane. Sevgili varken de herkes kendisini bilir, çirkinleşmez. Sanki o kucaklarda kusulmamış gibi “işler de nasıl olsun işte” diye başlayan sonsuz sohbetlerin tam yeridir o festivaller. Buraya kadar her şey normal görünüyor değil mi? Bir iki saat geçip ortamın nabzı kontrol altına alınınca, bu pisliklerle karşılıklı işaretleşmeler başlar. “Saat 3 yönünde, uzun boylu.” işaretlerine “Saat 6’yı çeyrek geçiyor, kırmızı mı bu?” şifreleri eklenir, gizli dilde sağdaki soldaki doğal festival güzellikleriyle göz doyurulur sevgiliye çaktırmadan. Ve o senelerdir koynunda beslediğin en yakın arkadaşın, az önce kestiğin anlaşılmasın diye sevgilini lafa tuttuğu Yunan heykeli gibi dikilen yavrunun ya da Afrodit’in kız kardeşinin yanından sana sırıtmaya başlar. Kaşla göz arasında taraf değiştirmiştir bu yılan. Senden aldığı tüyoyu sana karşı kullanmış, sen saf saf “sevgilimi oyalasa da tuvalete kaçsam” diye beklerken o tuvalete kendisi kaçmış, yetmemiş muhabbet açmış ve hayallerindeki adamla / kadınla tanışmıştır. Dünya ahret bacı / enişte yapmıştır sana mutluluğun sırrı yerine koyduğun insanı.

Siz siz olun, konu festivalse, bir yolunu bulun. Kimsenin elini tutmadan, kimsenin biletine konmadan, efendi gibi, kendi namusunuz, kendi paranız ve sadece kendinizle gidin festivale. Bu yaz mevsimi insanı yoldan çıkartıyor orasını biliyoruz da, festival yoluna iki kişi çıkılmışsa birinin vicdanını hiç rahat bırakmıyor!

Fotolar: http://www.glastonburyfestivals.co.uk/

Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.