Zorlu PSM Konserleri Öncesi Estas Tonne ile Röportaj

Paylaş:
estas tonne - paslanmaz kalem

4-5 Mayıs 2019 tarihlerindeki Zorlu PSM konserleri öncesi, usta gitarist, mistik troubaour Estas Tonne sorularımızı yanıtladı.

Ona nasıl sorular sormamız gerektiğini biliyorduk… Ve onun da esrarlı, nükteli ve sembolik cevaplar vereceğini de. Konserlerinde dinleyicilerini bekleyen ilahî atmosferden bir nefes alabilmeniz için röportajımıza buyurun:

 

estas tonne 2 - paslanmaz kalemEstas, her şeyden önce, bu röportaj talebimizi kabul ettiğin için teşekkür ederiz. Klasik eğitiminden bahsederek başlayabilir miyiz? Enstrümanında stiller arası gelenekler sergileyen bir sanatçı olarak, klasik geleneği müziğinde nereye koyuyorsun?

Bu görüşme için ben teşekkür ederim, Emre. Eğer bir şeyle başlamamız gerekirse, bir “başlangıç”ın ne olduğunu ve –eğer böyle bir şey varsa– böyle bir başlangıcın ne zaman başladığını kendimize sormamız gerekir. Bir çocuk dünyaya geldiğinde, topyekûn yeni bir varlık mıdır? Yoksa belki de bu dünyaya gelmeden önce bir “öncül tarih”i mi vardır? Gördüğün gibi, bu sadece algıyla alakalı bir şey değil, kaldı ki aynı zamanda bu satırları okuyan bireyin zihnini ve kalbini de açar. Birçok fikir, dogma, teori vardır ama kendi kendimize bu soruyu yanıtlamamız gerekir.

Dolayısıyla röportajın başına dönersek, şu anda var olmayan bir ülkede doğan bir çocuk altı sene boyunca klasik gitar eğitimi gördükten sonra, kendini, hayatı ve enstrüman çalmanın olmadığı bir hayatın müziğini keşfetmek için gitarını 11 seneliğine bir kenara bıraktı.

Klasik eğitim gerçekten bir şeyleri değiştirdi mi? Cevap hem evet hem de hayır. Bu eğitimin önemli bir kısmı bir öğretmenle alakalıydı. Ömür boyu bu çocukla kalacak şeylerle alakalıydı: parmaklarında, kalbinde, zihninde ve genel olarak varlığında kalacak şeyler.

Hiçbir şey –ne bir müzikal yapı, ne bir “böyle olmalı,” ne de teori ya da müzik tarihi– bu çocukta kaldı.

Bu çocuğun öğrenmesi gereken her şey ona Hayat tarafından verildi: içinde bulunduğu ve bu Yol’da bulunacağı her tanışmada, her deneyim ya da etkileşimde. Sonunda her şey Hayat’tır.

 

estas tonne 3 - paslanmaz kalemAmbient müziğin temel ögelerinden biri olan reverb efektini müziğinde ve performanslarında sıkça kullanıyorsun. Ambient müziği seviyor ve takip ediyor musun?

Kendim bir tarza tabi olmadığım için müziği janrlarla kategorize etmiyorum. Evet, biz insanlar her şeyi klasörlere, paketlere koymayı ve onları etiketlemeyi çok seviyoruz. Ama müzik çalındığında, o sadece Estas Tonne’un kalbinden geçenlerin bir ifadesidir. Eğer bu başkalarında bir titreşime neden oluyorsa, bu harika bir şey. Olmuyorsa da buluşabileceğimiz sayısız kanal bulunmakta.

 

“Düşünce” ve “ritüel”i nereye koyuyorsun? Bizler aynı anda hem entelektüel hem de fiziksel varlıklar olduğumuz için ikisi de önemli olmalı. Peki ama birinin diğerinin öncülü olduğunu söyler miydin? Belki de biri diğerinden daha önemlidir?

Bu soruda, entelektüel olan (zihin) ile fiziksel olanda (madde, beden) bulunan Ruh’un varlığından bahsedilmemiş.

Bütün karmaşıklığı içinde, bu dünyanın birbirleriyle bağlantısı olan bütün ögelere ihtiyacı var. Biz, bütün parçaları takdir ederek, yaratma çemberini anlamayı denediğimizde, güzelliğin gerçekten etkileyici bir dışavurumuna tanıklık edebiliriz. Bazıları buna “bir ritüel” diyor; bense “saf çıplaklık.”

 

Enstrümanınla dinleyicilerine hangi duyguları aktardığını düşünüyorsun? Gitarla ifade edemeyeceğin, başka enstrümanlara kısıtlı kalmış duygular olduğunu düşünüyor musun? Temelde, bu soru, enstrümanına duyduğun tutku ile alakalı. Hiç başka enstrümanları denedin mi? Yanıtın evetse, kendini aynı şekilde onlarda da ifade edebildin mi?

Bu telleri yönlendiren şey, ilahi planı keşfetmektir… Ancak, hem doğaçlaması içinde, hem de Hakiki Varoluş’un birçok yüzünü anlamada…

estas tonne 4 - paslanmaz kalemVe aynı zamanda, yazmak/bestelemek Estas Tonne isimli personanın hayatı boyunca geliştirdiği ifade şekillerinden birisi.

Ancak, konu bir enstrüman olduğu zaman, Hayat’ın kendini ifade etmek için kullandığı ilk ve temel enstrümana hepimiz sahibiz: bedenlerimiz.

Dini doktrinlere dayanan değişik inançlardan dolayı, bedenlerimiz “suçlu” denen kompartmanlara yerleştirilmiş. Bu “ev”imizin kutsallığını kavrayana kadar her birimizin uzun mesafeler katetmesi gerekiyor. Her birimizin takdir etmesi, hakkında öğrenmesi ve sevmeyi hatırlaması gereken bu enstrüman (beden) ana enstrümanın –Ruh, İlahî, Tanrı, Hayat, Okyanus vs.– ifade edilmesi için bir taşıt sadece.

Bu hiç kolay bir iş ya da basit bir yolculuk değil, ancak kabul etmek, arınmak ve müsaade etmek bu kutsal senfoninin her birimizin içinde çalmasına yardımcı olabilecek müttefiklerdir.

 

Yeni müzikleri takip ediyor musun? İlham ya da güç almak için başka müzisyenleri hiç dinler misin?

Yeni müziği geldiği zaman dinlerim. Dinlemek için “uygunluğum” Estas’ın ne kadar mevcut olduğuyla alakalıdır.

Yine de… “Yeni müzik” gibi bir ifade kullandığımız zaman, onun müziğin gerçek özüyle olan bağını yok saymış oluyoruz. Bu, birilerine, “Yakınlarda yeni bir hayat icra edecek misin?” gibi bir soru sormaya benziyor.

Hakiki bir müzik çalmak demek, Hayat’ın İnsan denen çok bireysel ve tekil bir kanalda çok özel bir şekilde kendini ifade etmesine müsaade etmek demek –ki bu da belirli bir ana, o anın dinamiklerine ve orada mevcut olan her şeyle alakalıdır. Bu, böyle yapıldığında, “şarkı” hep taze olacak ve yanında Hayat’ın yeni örüntülerini, varyasyonlarını getirecektir.

estas tonne 5 - paslanmaz kalemBunlarla birlikte, yeni bir müzik var mıdır gerçekten? Yoksa bunlar gelip giden dalgaların birer varyasyonu mudur?

 

Şiir, dans vs. gibi değişik sanat türlerine ilgi göstermiş bir müzisyen olarak, sanat hakkındaki düşüncelerin neler? Onun ne kadar güce sahip olduğunu düşünüyorsun?

Bütün bu ifadeler İlahî olanın birer ifadesidir ve bu enerji (sanat) eski yaraları iyileştirebilir, algıyı açabilir ve yeni dünyaların doğmasına imkân sağlayabilir. “Kişisel” hikâye bir kenara bırakılıp Hayat’ın kendini ifade etmesine müsaade edildiğinde, onun saflığı fazlasıyla güçlüdür. Her birimizin bu ifadelere açık olmasını diliyor ve yine herkesin bu dünyadaki görevini en sahici şekilde gerçekleştirmesini umut ediyorum. 

Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.