Farazi V Kayra – Hayalet Islığı

Herkese göre değil Farazi ve Kayra. Edip Cansever’in adı geçince irkilip, “Sermet Erkin’in smokini”yle bağlanınca bir satır diğerine, yüzünüzde Cüneyt Arkın’vari bir parodi tebessümü oluşmuyorsa mesela, duyduğunuz şeyden benim aldığım zevki alıyor olmanız mümkün değil gibi geliyor bana. Gerçi çıkar çıkmaz iki baskıyı tüketen bu albümün satış hızı beni yalancı çıkarıyor. Zira Zardanadam’ın bedava albümü ve Fairuzderinbulut’un ilk demosundan beri İstanbul’da gördüğüm en ilgi çeken Türkçe yeraltı çalışması haline gelmek üzere “Hayalet Islığı”.

Onları ilk önce bundan 4-5 yıl önce “Şevket Hamdi Tan” ile dinledim ( bkz. http://www.youtube.com/watch?v=airl1jLWVfY ). Şarkının yer aldığı “Bekar Evinde Kör Sinekler” albümü, tüm Türkçe hiphop tarihinde en sevdiğim albüm olarak yerini aldı. Eğer hayal ettiğim plak firmasını kurabilirsem plağını basacağım ilk albümlerden biri bu olacaktı, “Hayalet Islığı”nı dinleyene kadar bundan emindim.

Albüm, liriklerin içine iyice girince anlayabileceğiniz gibi, aslında minik birkaç konseptin bir araya gelmiş bölümlerinden oluşmakta. Girizgah olarak görev yapan “Dokunmayarayaparsın”ın hemen ardından “Cenaze”, “Mevsim Olmayan Mekanlar” ve “Yangın” alt başlıkları altında toplam on üç şarkı bizi bekliyor. Kapanışta ise “Dobro Vecer” kapanışından sonra ufak bir süpriz ile birlikte bizleri bekliyor.

Müzikte minör notalar ile hüzünlü cümlelerin başarılı evliliğinden hep çok etkilenen bir insan oldum. Gel gör ki minör kafaların söz anlamında arabeske kayma yolu o kadar açık ki, bu işi Türkçe yapıp da karakter erozyonu yaratmadan, hüzünlü ama akıl dolu cümleler kurabilen çok az sayıda sanatçıyla idare etmek zorunda kaldım hep. Hiphop dünyasında ise böyle bir örneğe bu adamları dinleyene kadar rastlamadım. Türkiye’de söz yazan adamların ve kadınların çoğunda beni iten şey, çok yönlü olamamaları. Ya çok soyut kavramlarla sadece aşk konseptinde kaybolan büyümüş çocuklara ya da siyaseti didaktik liriklere hapseden yaşlanamamış yetişkinlere emanet nakaratlarımız. Kayra’nın liriklerinde ise gündelik hayat ile siyaseti, ince belli bardak ile eski sevgilinin “savaş yanlısı saçlar”ın bir arada okuyoruz. Sanki albümü dinlerken beraber çayları koymuş muhabbet ediyoruz. Türkçe’de Bülent Ortaçgil’den Kesmeşeker’e; MFÖ’den Athena’ya kadar, çok az söz yazarının yapabildiği bir şeyi hiphop’da yapabilen bir grupla karşı karşıyayız.

Altyapıları ile sözleri bu kadar birbiriyle konuşan, birbiri ile uyumlu çok az ikili vardır. “Ölüler Konuşamaz” ve “Bir Eve Hangi Gün Gidilmez”de gayet yerinde ama kısacık göndermelerle drum and bass alemine selam duruşları, “Kolonya”da şarkı gayet standart akarken bir anda klasik gitarın vokalle kapıştığı beş saniyede yaşattıkları şok gibi sürprizlerle sürekli dinleyeni yoklayarak, albümü su gibi akıtsalar da adamlarımız aslında 90’lar sevdalısı sound olarak. Yukarıda anlattığım lirikal tavır ile soundun bütünlüğüne hizmet edecek her şeyi, 90’ların ruhuna bulanmış bir şekilde çekinmeden kullanıyorlar.

“Hayalet Islığı” tıpkı bir önceki işleri “Mertel Kasetçilik”teki gibi “eski okul” ruhuna sahip ama bunu post modern bir özlemcilik oyununa yaslamaktansa, anlatma biçimi olarak kullanmayı tercih eden, sözleri akıl, müziği hüzünlü, 90’lar kokusuyla dolu bir hiphop albümü. Dedim ya, bence herkese göre değil. Çünkü bir kere sevdiğinizde sadece kendinize saklamak isteyeceğiniz kadar iyiler. “Hayalet Islığı”, nazarımda yılın en iyi yerli albümü şu an için.

Albümü edinmek / göz atmak / online olarak dinlemek için;
https://farazivkayra.bandcamp.com/
https://www.facebook.com/farazivkayra