ORANSSI PAZUZU – Värähtelijä: Fiyakalı Gerçeklik

Paylaş:
ORANSSI PAZUZU - Varahtelija - Fiyakalı Gerçeklik - Paslanmaz Kalem
Yazarın puanı9.5
9.5
Okuyucu Puanı: (3 Oy)9.5

İçimde dinmek bilmeyen bir nefreti dizginlemeye çalışırken çaresizliğimin verdiği donukluğu da diğer yandan ateşlemeye çalışarak yazıyorum bu kritiği. İki zıt eylemi aynı anda yapmaya çalışırken de ister istemez kimi vakit nefretim üstün geliyor ve kontrolümü tamamen kaybetmeme sebep oluyor, kimi vakit de çaresizliğin verdiği durgunluk parmaklarımı yeni bir kelime yazmaya engelliyor. Yaklaşık yedi dakikadır bomboş kağıda baktım. Yazmayı planladığım albümün düpedüz şerefsizlik derecesine çıkacak kadar kompleks işlere el atması, efektler, zımpara vokaller ve jölemsi bas tonuyla yapılabilecek en konforsuz müziği yapmış olmaları ve bu konforsuzluğun etrafımızdaki hemen her şeyi dört dörtlük betimleyebiliyor olması, nereden başlayacağımı, nasıl anlatacağımı düşündürdü durdu. Ortaokul yıllarımda yazdığım minik ibret verici hikayelerin hepsini aynı ortak bir sona bağlayışım ve hemen hepsinde aynı mantık silsilesini yürütüşüm gibi bu yazımda da aslında hislerle maddi hayatımızı bağdaştırmaya gerek olmadığını, albümün içindeki her bir ses dalgasının doğrudan yaşadığımız bok çukurunun yansıması olduğunu fark ettim. Sonuç olarak bunca rahatsızlığın içindeki ferah kısmı görmemizi amaçlayan bu müziğe dair kelimelerim yaşadığımız rahatsız çevrenin içindeki ferah kısmı görmeye mecbur oluşumuza dair olan düşüncelerimle hemen hemen benzerlik gösterdiler. Cümlelerimin karmaşasından hoşlanmayanlar varsa eğer; karmaşayı sevip sevmeme hakkımız kalmadı, çünkü artık tam içinde yaşıyoruz.

 

Oranssi-PazuzuOranssi Pazuzu kariyerinin başından itibaren biraz önce açıkladığım şerefsizlik derecesindeki komplekslik hususunda yıllardan beri var olan tavrından asla taviz vermedi. Saykodelik black metal etiketinin hakkını sonuna kadar verdi ve dinleyicilerinin çoğunu büyük karanlıklar arasındaki cisimsizliğin merkezinde savurup durdu. “Värähtelijä” albümündeki müziğe dair yapabileceğim bütün tuhaf tasvirlerin aynılarının içinde, tam ortasında yaşıyor oluşumuz gerçeği ise beni bu gruba biraz daha yaklaştırdı. Önceki albümleri olan “Valonielu”yu dinlediğim zamanlarda daha bunca karanlık ve kindar hissettiren müzikler bam telime vurmamışlardı. Dinleyip, acaba bir gün bu karmaşadan kendime bir pay çıkartabilecek miyim düşünmüştüm. Şimdi ise “Värähtelijä”yı çıktığı günden beri döndürüp duruyorum ve parçalardaki her geçişte, her tekrar eden melodide, bir oradan bir oraya dolaşan ses efektlerinde, anlatıldığında her ne kadar dinamik ve aykırı görünse de aslında naif ve pek bir hissiz bulduğum yaşantımın her noktasından binlerce olayı bağdaştırabiliyorum. Basit hayatlar yaşıyoruz, hiç kimsenin bir diğerinden farkı yok. Araya kendimizce koyduğumuz görünmez tabakalar da aslında hayatımızın basitliğini değiştirmiyor. Farklı hayatlar denildiği vakit kristal kalede yaşayıp, hala eski aristokratlar gibi giyinen, dışarıya soğuk, kendinden olana ise olabildiğine vıcık olabilen, hatasızlığı şiar edinmiş insanların düşünüldüğünü sanmıyorum. Oranssi-Pazuzu-logoBunca hayal gücünün bu topraklarda çok nadir kimselerde olduğu da bir gerçek çünkü. Kim ne derse desin, basit hayatlar yaşıyoruz. İçtiğimiz biralar, yaptığımız geyik sohbetleri, hobilerimiz olduğu için kendimizi milyonlarca insandan bir üst seviyede olarak görmemiz, Facebook’taki kaynağı belirsiz dezenformasyon gönderilerine kanmayışımızı kişisel bir özellik olarak saymamız, yine de aynı konu hakkında kaynağı belirsiz fakat biraz daha derli toplu yazılmış bir yazıya inanmamızı ise diğer insanların koşulsuz kabulüyle aynı çıtada görmeyişimiz ve genel çoğunluğa nazaran biraz daha tarz giyinmemiz bizim basit hayatımıza hiçbir ilginçlik katmıyor maalesef. Aslında hayatımızı kaosa çeviren hemen her şeyin büyük çoğunlukla kontrolümüz dışında olan bir takım olaylar olması, farkındalık seviyemizin radarına girmediği sürece yalnızca görmezden gelinen bir gerçek olarak kalmasına sebep oluyor. Oranssi Pazuzu’nun görünüşte aşırı kompleks oluşunun ardındaki düz sadelik gerçeği de işte bizim bu basit hayatımıza kendini dahil eden kaosun kaynağıyla aynı. Küçük bir hareket, ancak büyük sonuçlar. Gün geçtikçe karmaşıklaşan basit hayatımızın da, Oranssi Pazuzu’nun müziğinin temel formülasyonu da bu işte.

Albümdeki bütün şarkılarda, hatta dediğim gibi grubun bütün diskografisinde hissettiğimiz o tuhaf karmaşanın, yanlış giden bir şeylerin varlığının hissinin temelinde sürekli tekrar eden aşırı basit melodiler bulunmakta. Birçok efektin yardımıyla daha da vuruculuk kazanan, sürekli dönüp durarak insanın dimağında aşırı tuhaf hislere sebebiyet veren melodilerin ve bas partilerinin vitrininde ise kendini parçalayan bir vokalin olması, dinleyiciye artık her nerede bu müziği dinliyorsa çevresindeki hemen her şeye iki üç defa dikkatlice bakmaya itebiliyor. Ayrıca bu güçlü vokal arada bir depresif iklimlerden estirerek bel altı vurmayı da eksik etmiyor. Ancak yine de benim aklımı en çok alan oldukça sade öğelerle bunca kaotik bir kompozisyon oluşturulması oldu. Cidden biraz daha ‘satır araları’na bakmaya başladığınızda hemen her şeyin çok basit parçalardan oluştuğunu fark edeceksiniz.

Oranssi-Pazuzu-bandSaykodelik müziğin en sevdiğim yanlarından bir tanesi gerçekliği bütün çıplaklığıyla ortaya sermesi değil, gerçekliği olabildiğince gerçekçe, yine de aşırı fiyakalı biçimde ifade edebilmesi. Bunun üzerinde bir de black metalin verdiği o katıksız kin ve bozgunculuk eklenince, dışavurumu oldukça zor ama başarıldığı vakit belki de en kaliteli müziklerden biri ortaya çıkabiliyor. Her ne kadar kontrolsüz kaosun içinde basit hayatlar yaşıyor olsak da, kendimizi diğerlerinden üstün görüşümüz aynı anda hem  özgüvenimize hem de aşağılık kompleksimize hizmet ediyor olsa da, son altı yedi yılda bilgisayar kodlarına dayanan bir ilgi ve sevgi anlayışımız mevcut olsa da, bizler bu basit hayatlarda dahi duygusal dünyamızı olumlu veya olumsuz yönde şenlendirebilecek müzikal parçalara mecburuz. Çoğu ‘çok güzel’ şarkıyı keşfettiğimiz o andaki yaşadığımız mutluluğu çok rahatlıkla bir ilkokul yılını içindeki anılarla birlikte takas edebilecek insanlarız. Kimisi 20’li yaşlardaki bir yılını bile takas edebilir hatta. Bir şarkının içimizde yeşerttiği duygular kimi zaman kütüphanelere sığmayacak kadar çok fazla duygu tasvirini kapsayabiliyor. İşte bu yüzden yeni müzikler dinlemek, yeni gruplara yelken açmak birçok açıdan hak etmediğimiz büyük mutluluğu bize vadedebilir. Siz siz olun, kendinizi açık fikirli bir müzik dinleyicisi olarak görüyorsanız, sadelikten inşa edilen bu kompleks müziğin kapısını çalın.

Mart ayının ikinci yarısında vuran soğuk ve yağmurun eşliğinde dinleyeceğiniz müziğin daha bir tesirli olacağını söylemek istesem de, aman bu zamanlarda sokaklarda pek dolaşmayın diyesim geliyor. Evet albüm bayağı iyi ama son dinlediğiniz müziğin bu olmasını istemem şahsen. En iyisi mutfağın penceresinden dairenin arka kısmındaki donuk manzaraya bakarak bu albümün o manzaraya yapabileceği tuhaf katkıları keşfetmeye çalışın. Ruhsal olarak olmasa da bedensel olarak daha sağlıklı bir dinleyiş biçimi olur. Bir sonraki kritiğe kadar havaya uçmazsak görüşmek üzere.

Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.