2022’nin En İyi Black Metal Albümleri
Çok ama çok uzak bir galakside değilim. Bildiğin İstanbul keşmekeşinde uzaylılar mı kaçırsa daha iyi olur yoksa Neo klasik ekonomi düşüncesinden epistemolojik bir kopuşu temsil eden heterodoks yaklaşım, günümüzde giderek ön plana çıkan davranışsal ekonomi ve nöro ekonomi ile daha fazla önem kazanmakta ise bizim halimiz ne olacak gündemindeyim. Tüm bu zaman süreçleri içerisinde en fazla dinlediğim müzik türü yine black metal oldu sanırım. Zaten daha önce de söylemiştim; yaşım ilerledikçe daha soft müzikler ile zaman geçirmem beklenirken, daha sert hatta extreme bir müzikal içerikten haz alma durumum artıyor. Zannediyorum benzer hislerde sayıca çok kişi olacak ki böyle yazılarda bir araya gelebiliyoruz.
İçinde bulunduğumuz yerkürede, zaman algımızın eriştiği tüm mekanlarda ve neredeyse her coğrafyada farklı bir şekilde ele alınıp gitgide genişleyen bir müzik türü için bolca seçenek var elimizde. Karanlık kalplerimizi harekete geçirmek ve bu sayede söyleyeceklerini iletmek adına üretilmiş çok sayıda materyal ile karşılaşıyoruz.
Black metal, söyleminde önemli başlıklar olarak sayılabilecek; nihilizm, misantropi, isyan, kaos, düzen… gibi ve elbette sayıca rahatlıkla arttırılabilir daha birçok içerikteki konu dahilinde dinleyiciye düşünme pratiği yaratacak işlerle dolu durumda. Black metali ve hatta daha da kapsayıcı bir çerçevede ağır müziğin kültürel tarihini, gerçeklik kavramının bile tartışıldığı günümüzde yeni bir tarihsel düşünme alanı olarak ciddiye almamız gerekiyor. Yıl içerisinde bu amaçla üretilmiş müziklerden bir liste yaratmak türün sahip olduğu felsefe ve köklerinin bağlı bulunduğu çıkış noktalarına göre biraz cheesy ve komik olabilecekse de içimizdeki obur liste canavarlarını salmak adına yine zaman harcamayı tercih ettik tabii ki.
Elbette bu benim listem ve ben bunları seçtiğim için buradalar. Keşke şu albüm de olsaydı, yok bu albüm daha güzelciler için hemen ve kolaylıkla cevaplayabileceğiniz yorum alanlarında kendilerini hatırlamak veya tanımak elbette hoşuma gidecek. Sonuçta müzik adına gezgin olduğumuz sürece, geniş ölçekte bakmayı öğrenmemiz gerekiyor. Oluşacak bu perspektifin kalıcı olmasına da izin vermeliyiz. Bizim için amaç olarak ortaya koyduğumuz şey de “maruz kalmak” değil, “seçerek dinlemeyi başarmak” zaten. Hadi buyurun seçkiye.
20- Aara – Triade II : Hemera
19- Pure Wrath – Hymn to the Woeful Heart
18- Negative Plane – The Pact
17- Krallice – Crystalline Exhaustion
16- Imperial Triumphant – Spirit of Ecstasy
15- Verberis – Adumbration of the Veiled Logos
14- In Aphelion – Moribund
13- Ultha – All That Has Never Been True
12- Kvaen – Great Below
11- Drudkh – All Belong to the Night
10 – Gaerea – Mirage
İlgi çekici ve karanlık şıklıklarını çok sevdiğimi söyleyerek giriş yapmak isterim. Zira özellikle günümüzde, her zamankinden de fazla, görsel olarak ilgi çekici ve etkileyici olmanın avantajları tartışılmaz bir yerde. Gaerea bu konuda üst sınıf bir duruşa sahip. Bu duruşa ekledikleri müzikal bakış açılarını da oldukça takdirlik ve kıymetli buluyorum. Bir önceki albümlerinden müzikal olarak hafif geride görmekle beraber sahip oldukları müzikal boşalmalar geleceklerine dair oldukça umut verici. Prodüksiyon tarafında fazla yoğun olsalar da kulaklarımıza ulaştırmak istedikleri buysa kabul etmek durumundayım. İnsan ruhunun yaşayabileceği en kadim ıstıraplardan birisini piyasanın en modern gruplarından birisinde deneyimlemek çoğu black metal fanı için aradığı ve kavuştuğu önemli bir durak olabilir. Kaçmaz seviyede.
9 – Kathaaria – To Be Shunned By All…As Centres of Pestilence
Norma Evangelium Diaboli çıkışlı ve ultra karanlık hislerle sunulan bu albümü o kadar büyük iştahla dinlemeye devam ediyorum ki…
Dört sene önce yayınladıkları ilk albümü ile de aklımı azaltmaları çok kısa sürmüştü. Fakat zaman içerisinde ustalaşmış oldukları aşikar bir şekilde bu sefer tam anlamı ile yok etmeye oynamışlar diyebilirim. Paramparça eden mevcut müzikal manifestoları için düzeceğim methiyelerin her bir dizesinin arkasındayım. Altı koyu çizgiler ile belirginleştire belirginleştire çizilmeli. Mutlaka şans verin.
8 – Misþyrming – Með Hamri
Açıklandığı tarihten itibaren yüksek bir hype ile beklediğim bir albüm oldu. Sene sonu listelerinde pozitif bir ön yargı ile yer vermek için can ata ata dinlediğim de doğrudur. Kendilerince ters köşe yaparak, dinlendiğinde aşık etmiş diye tabir etmekte sıkıntı görmediğim bir önceki albüm “Algleymi” sonrası çıkarıp masaya vurdukları iş için çok mutluyum. Baş döndürücü bir hızla sizi kendilerine bağlayan bir şeyler var bu grupta. Çok daha büyüyeceklerine inancım da tam. Bir buzdağı parçasını kalbinize saplayıp suratınıza baka baka daha derine ittiren gruptan aslında tam da beklememiz gereken şiddette bir seremoni. Bazı anları elektrikle temas gibi.
7 – Djevel – Naa Skrider Natten Sort
Arkadaş iyi bildiği işi, iyi bildiği şekilde, aynı şevk ve istekle üstüne koya koya giden black metal grubu olsanız sanırım Djevel gibi olmuş olmanız lazım. Bu ne şahane ne karanlık bir portredir böyle. Norveç black metal camiasının kartvizit gruplarından birisi benim için. Hamlığını koruyan ama aynı zamanda kulağa modern gelen yüksek kalitede bir black metal albümü dinlemek isteyenler için kefen bezinden nefis dikilmiş kapkara bir kaftan. Sarılmış olduğu harika melodiler, karanlık atmosfer ile eşsiz.
Gece ve temsil ettiği her şey hakkında …
6 – Gevurah – Gehinnom
Hiç beklemediğim bir şekilde, hiç beklemediğim bir tokatla kendime bu albüm ile geldiğim o ilk dinleme anı. Ah…cidden unutulmaz. Kanadalı Black metal topluluğu 10 vurup 1 saymış. Bu arada albüm kapağına da ayrı düşkünüm. Kesinlikle çok daha fazla kişi tarafından tanınmaları gerekmekte.
Gehinnom’un çukurlarından uçurumun derinliklerine, son dirilişe doğru gözlerimiz açık ve ruhumuz özgürleşmiş olarak ilerliyoruz. Yine de hizmet ettikleri çarpık ruh hallerine fazla kaptırmamanız dileği ile. Benden uyarması…
5 – Panzerfaust – ‘The Suns of Perdition: Chapter III – The Astral Drain
Bu albümü tam anlamı ve beklenen etkide deneyimlemeniz için tek seferde tüm albümü dinlemeniz gerektiği düşünüyorum. Başlangıcından kapanışına kadar saniye saniye uğursuz melodiler ile dokunmuş bir halının ayağınızın altından çekilmesi gibi bir his uyandırıyor. Bu işi yapmak konusunda duydukları isteği nota nota icraate dökülmüş hali ile görmek bana cidden tuhaf bir huzur veriyor. Uzun yıllar müzik yapması lazım bu adamların. Ürettikleri kompozisyonun başarısı göz ardı edilemeyecek durumda. Müziklerinin adrese teslim akışkan ruhu için, başarmayı çalıştıkları şeyi takdir etmemiz şart arkadaşlar. Kollayacağız birbirimizi…
4 – Blut Aus Nord – Disharmonium: Undreamable Abysses
Kariyerlerinin 14.!!!! albümünde bu başarıyı konuşmamız gerekiyor elbette. Bu kadar yüksek kalite ve arka argüman ile dolu, enfes dissonant melodiler ile ördükleri ses duvarlarının bir açıklaması olmalı zira. Bu albümü her dinlediğimde Blut Aus Nord’un uzun süredir devam eden varoluşundan ilham almak gibi çıkarımlar elde ediyorum. Yarattıkları müzikal tansiyonu nasıl kurguladıklarını merak eden bünyemi baskılamam zor. Bu arkadaşların zihnine edeceğim yolculuklarda keşfetmekten fazlasını istiyorum. Bu kadar kalite tesadüf olmaz. Bir anlayalım şu durumu…Can’a kast!
3 – Watain – The Agony & Ecstasy of Watain
Bu albümün yeterince bırakın övgüyü, ilgi bile aldığını düşünmüyorum. Ha umurumda mı değil. Çünkü yaptıkları işin arkasında durduklarına ikna olmuş durumdayım. İlgili sanat formuna olan yetenek ve bağlılıkları göz önüne alındığında benim için elimde ciddi ve yeterli bir veri var zaten. Kendi standartlarını kendisi belirleyen gruplar vardır ya yani, sanırım Watain o açıdan benim için artık sürekli “kombine bir ilgiyi” bana satmış durumda. İsveçli black metal titanları bu albümde hem prodüksiyon hem de beste olarak beni mutlu etmişken listedeki bulundukları yeri en şahane şekilde aydınlatasım var. Ellerindeki şeytani kudretin yönünü iyi belirlediklerini düşündüğüm için pusulam da belli yani. Takip etmek isteyen buyursun gelsin. Mızmızlığa gerek yok.
2 – Celeste – Assassine(s)
Celeste’yi nihilist, agresif müzik arayan ve dil engellerinden çekinmeyen herkese şiddetle tavsiye ediyorum. Bankaya götürüp istediğiniz karanlık his cinsinden bozdurabileceğiniz değerli bir yatırım kağıdı muamelesi çekiyorum kendilerine. Post metal ile evlendirilmiş black metal karışımına meğer ne çok ihtiyacım varmış.
Zamandan, kültürden ve benlikten yoksun, havada asılı gibi duran müzikal zehirleri ile ilgi uyandırmayı başarmış durumlar. Soyut ve tam anlamı ile göremediğiniz bir tabloya bakakalmak gibi.Kariyerleri içerisinde en sevdiğim albüm bu oldu. Hatta o kadar sevdim ki bırakın black metal listesinde yer buldurmayı, sene sonu listemde türlerden bağımsız olarak içerdiği kudretli duruşu sebebi ile üst sıralara ayrıca hizaladım çoktan. Çok da mutluyum, yani albümü dinledikten sonra elde ne kadar mutluluk hormonu kaldıysa o kadar tabi. İdare edeceğiz artık bu işleri…
1 – Deathspell Omega – The Long Defeat
“Derdiniz ister ahlaki ister estetik ister başka bir konuda olsun; sanatı “güvenli” hâle getirirseniz onu kısırlaştırmış olursunuz ve uzun vadede, kaçınılmaz olarak, onu öldürürsünüz. Aksine, matrisin merkezine çatışmayı ve kaosu davet ederseniz, ihtimalleri sonsuza çekmiş olursunuz.”
Grubun yakın dönemde vermiş olduğu bir röportajdan ( ki çok nadir hareket ederler bu konuda) aktardığım bu kısım; müziklerini ifade bakımından oldukça anlaşılır ve sağlam bir zemin oluşturuyor. En azından yayınladıkları her albüm ile uzaktan göründükleri ve hatta belki de kimilerine müzikal kibir şeklinde gelen duruşları için bir anlam yarattığını düşünüyorum.
Bu albüm ile kollektif bir şekilde (ve hatta minik bir müzisyen ordusu diyebileceğim kişiler ile) sundukları şey yine sizi güvensiz hissettiren bir düşünce odasına hapis yatırmak gibi. Evet grupta bu albüm ile belirgin olarak hissedilebilecek bir dönüşüm gözlemleniyor.Hatta bu yönden eleştiriler aldıklarını okuyorum. Albüme gönderilen eleştiriler de kaynak olarak “alışılmış olmayan bir albümü dinlemekten” temelleniyor sanırım. Vizyonlarında beliren karanlığı sunmayı istedikleri argümanlar konusunda kendilerinde oldukça emin emin bir şekilde belki de yeni bir üçlemenin ateşi yakılmış durumda. Fakat biz Deathspell Omega fanları bildik ve kavradık ki “ Geceleri gökyüzünün yıldızlarla dolu olduğu bir zaman” değil artık. Ve şeytan özgürce dolaşan kadim bir yılan gibi..
“Sie sind gerichtet!”
