Avustralya’nın en eski ve en ünlü grubu: Sadistik Exekution!

Paylaş:

Dünyanın bittiği yer olan Avustralya, başta AC/DC olmak üzere dünyaya birçok grup kazandırmıştır. Her yere uzak olmasına karşın iyi bir yeraltı metal sahnesine de sahip olan Avustralya’dan birçok ölüm metali grubu da çıkmıştır. Peki en ünlü ve en eskisi hangisi? Avustralyalılara göre bu sorunun tek bir cevabı var: Sadistik Exekution!  

(Rok)

Sydney’de 1985’te kurulan Avustralya’nın en büyük ölüm metali grubu, 1988’de ilk albümü Magus’u kaydeder. (Albüm 1991’de yayınlanıyor). İlk albümden sonra Melbourne’lu gitarist Rev. Kriss Hades’in gruba katılmasıyla vokalde Rok, basta Dave Slave ve davulda Sloth olarak grup dağılana kadar bu kadroyu korur. Ünlü Fransız plak şirketi Osmose ile anlaşan grup bu firmadan sırasıyla We are death… Fukk you! (1994), K.A.O.S. (1997), FUKK (2000), FUKK 2 (2002) albümlerini çıkarır.

Bu grubun başka hiçbir gruba benzemeyen kendine has soundu, vokalist Rok’un özgün vokali ve ilginç kapak çizimlerinden başla grubu şöhrete kavuşturan bir konu daha vardır. Grubun karıştığı garip olaylar ve haklarında çıkan efsaneler… Sad X ile ilgili o kadar efsane türer ki bir dönemin ünlü Southern Lord, FMP, NWN! ve Warlust gibi metal forumlarında bu efsanelerden sayfalarca bahsedilirdi. Kimisi şehir efsanesi statüsü korurken bazılarına canlı şahit olanlar da yok değil. Örneğin Impaled Nazarene vokalisti Mika, Bardo Methodoly’e verdiği röportajın neredeyse yarısında Sad X elemanlarının ne kadar manyak olduğuna örneklerle değinmekte. Osmose’dan çıkan ilk albüm olan We are death… albümü büyük bir ticari başarı yakalar. Bunun üzerine Sad X, 1995 yılında Impaled Nazarane ve Amerikalı Absu’nun da yer aldığı Sex Cyber and Rock’n’Roll Avrupa turnesine dahil edilir. Sırtını sakatlayan davulcu yerine eski D666 davulcusu günümüzde de Attila Csihar ile Gravetemple’de çalan Matt Skitz dahil olur. Imp. Naz. vokalisti Mika, turne boyunca yaşadığı deneyimlerin bazılarından şöyle bahseder:

“Paris konserinde kuliste tuvalet yoktu. Seyirci kısmındaki tuvalete girerken Sad X vokalisti Rok tuvaletten çıkıyordu. Birden bir fan Sad X posterini Rok’a uzatarak imza istedi. Rok, posteri fanın elinden kaparak parçalara ayırdı ve koca posteri gözümün önünde yedi. Çok ciddiyim koduğumun posterini yedi! Ben ise “bu heriflerle ben nasıl 2 hafta geçireceğim” diye düşünmekteydim. Bu adamlar hayatımda gördüğüm en manyak heriflerdi ve turladığım en manyak gruptu.”

Mika, turne devamında ise ilginç olayları anlatmaya devam eder:

“Bir sabah dinlenme kısmında Absu elemanları ile sabah biralarımızı yudumluyorduk. Sad X vokalisti Rok, Günaydın diyerek yanımıza geldi, yarım litrelik bir bardak aldı, çıkarıp bardağa işemeye başladı. Bardak fullenince herif şerefe diyerek yarım litre çişi içti. “İşte şimdi iyiyim” diyen Rok’a ne diyeceğimizi bilemedik. Öylece bakakaldık.”

Sad X tarihinin en efsane olaylarından biri yine bu turnede meydana gelir. Sad X’in akli dengesi yerinde olmayan basçısı Dave Slave, Absu’dan Proscriptor’un parmağını ısırmaya kalkar. Slave’i sakinleştirmeye çalışan Sad X elemanları tur otobüsünü mahveder. Mika o anları şöyle anlatıyor: “Kontrolden çıkan Slave otobüsü yakıp yıkarken Avustralyalılar çareyi adamı döverek sakinleştirmede buldular. Herifi o kadar dövdüler ki adamın yüzünde bir kemik kırıldı. Ayrıca gitarist Hades adamı yumruklarken parmağını kırdı. Öyle kırılmıştı ki parmak, göstermesi gerekenin zıt yönünü gösteriyordu. “Bu şekilde 3 konserde daha çalmam gerek” diyen Hades’e sadece ağrı kesici uzatabildim ama bu ağrı kesicileri anal yoldan almaları gerekiyordu.”

(Rev. Kriss Hades)

Mika, Rok’un beraber içmeyi en sevdiği grubun Impaled Nazarene olduğunu belirttiğini söyleyerek “Diğerleri ne der umrumda değil dostum, dünyanın en manyak metal grubunun kabulünü aldıysam başka hiçbir şey umrumda olmaz” diye Sad X maceralarını sonlandırıyor.

Sad X’in karıştığı olaylar bununla da bitmiyor. Bir başka çok meşhur olay, bir gün grubun binlerce Sad X çıkartması bastırıp bunları Sydney merkezindeki bütün duraklara, istasyonlara ve sokaklara bir gecede yapıştırması olur. O kadar çok çıkartma yapıştırırlar ki gün doğduğunda tüm şehir sticker kaplıdır ve akşam haberlerine çıkarlar. Evoker’in vokalisti Merlin’e bu konuyu sorduğumda “Hala o çıkartmalardan görebilirsin çünkü Dave Slave hala usanmadan sağa sola yapıştırıyor” der. 

(Dave Slave)

Dave Slave’nin manyaklıkları bununla bitmez. Avustralyalı metalcilerden duyduğum en ilginç hikayelerden biri, bir barda röportaj veren Dave Slave, bir soruyu beğenmeyince sinirlenir, bağırarak koşmaya başlar, barın camının içinden geçerek gözden kaybolur. Bardakiler kırık camın ardından bakakalır. Başka bir gün sahilde Rok ile balık tutan Slave, Rok’un tuttuğu dev balığı kaparak yakındaki Mc Donald’s’a koşarak girer, elindeki balığı tezgaha vurarak “HEY BU BALIĞI BANA PİŞİRİN” diye bağırmaya başlar. Yine Dave Slave yüzünden grup final konserlerine çıkamaz. Avustralya’nın en büyük metal festivali Metal for the Brain’in 2000 senesindeki kadrosuna headliner olan grup, birkaç gece önce Slave’nin karıştığı kavgada bacağını kırması üzerine kadrodan çekilir. (Son konserini 1999’da veren grup 2009’da Avustralya Metal Ödülleri gecesinde bir kereye mahsus bir araya gelip çalarlar). 

Grup çevresine direkt olarak değil, dolaylı yoldan da zarar verir. Konuştuğum bir Aussie metalci, lise zamanında grubun bir röportajının Sado Mazo içerikli bir porno dergide yayınlandığını ve röportajı okumak için bu dergiyi aldığını anlatır. Dergiyi çantasında unutan ve okulda yakalatan eleman, öğretmenlerinin “sadece röportajı okumak için dergiyi aldım” savunmasına inanmadıklarını ve bu olay yüzünden başının belaya girdiğini anlatır.

Sad X ile ilgili hikayeler bunlarla bitmiyor tabi. Yazının sonuna gelirken grubun ilginç özelliklerini şunlarla sıralayabiliriz:

*Rok, sivil hayatta profesyonel bir balıkçıdır ve bununla ilgili yayınları vardır. Ayrıca çizimle de uğraşmaktadır. Sadistik Exekution’un kapaklarının yanı sıra, Urn, Condor, Whipstriker… gibi gruplara kapaklar da çizmiştir. Rok’un çizimleri Voivod’un ilk dönem kapakarını çağrıştırır. 

(Rok, yakın tarihte bir balıkçıkık dergisinin kapağında)

*Rev. Kriss Hades hakikaten kırık parmak ile 3 konser daha çalıp turneyi tamamlar. Ancak parmağı öyle kötü kırılmıştır ki düzelmesi 1 yıldan fazla zaman alır. Bu turne Sad X’in Avustralya dışındaki tek turnesidir. Genelde grup senede bir ya da 2 konser verir ancak bazen çıkan olaylar sonucu yaralanmalar nedeniyle bazı yıllar hiç çalmadıkları olmuştur. 

(Rev. Kriss Hades)

*2. Albümün ismi “Sadistik Exekution” olarak planlanır ancak master tape’nin bulunduğu paketin üzerine Rev. Hades’in “We are Death… Fukk You!” yazması üzerine bunu yanlış anlayan Osmose albümü bu isimde piyasaya sürer. Firma bünyesinde Immortal, Impaled Nazarene, Enslaved, Rotting Christ, Marduk gibi dev gruplar bulunmasına karşın “We are Death… Fukk You!” o zamana kadar en çok satan Osmose ürünü olur. 

*Grup ağır uyuşturucu kullanımı ile meşhurdur (her Avustralyalı grup gibi) ve bunu her röportajlarında gururla belirtir (her Avustralyalı grup gibi). Ayrıca 90’lar metal gruplarında yaygın olduğu üzere Sadistik Exekution da konserlerde kendini kesmeyi şovların bir parçası olarak kullanır. Rev. Kriss Hades, konserden önce vücuduna yüzlerce çengelli iğne geçirerek sahneye çıkarken Rok bol bol kendine zarar vermektedir. Bu durum grubun 1995’teki Almanya konseri ve öncesinde verdiği röportajda görülebilir.

*Grup, sözlerinde genellikle ölüm, sadizm ve pornografik öğelerden bahseder. 

 

Grup, erken dönemlerinden buyana İsveç ve Norveç black metal piyasaları ile kontak halindeydi. Mayhem’in gitaristi Euronymous’un birçok fotoda Sad X tişörtü giydiği görülmektedir. Ayrıca Sad X ismi, Euronymous’un verdiği röportajlarda da bahsedilmektedir. Rok, Bathory’den Quorthon ile mektup arkadaşlığı yapmış, Quorthon ise Rok’un bazı çizimlerini Bathory albümlerinin iç kısımlarında kullanmıştır. Ünlü Norveçli Slayer dergisinin logosu da Rok tarafından çizilmiştir. 

(Euronymous sık sık Sad X tişörtleri ile poz verirdi)

Vokalist Rok’un çok bilinen başka bir özelliği ise kendisine yazan fanlara cevap yazmak yerine kullanılmış donlarını postalamasıdır. Birçok fan kendisinden gelen paketleri açıp kullanılmış don görünce neye uğradıklarını şaşırmışlardır. 

Yazan: Eren Mezarcı

Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.