Ghost in the Shell’in Hollywood versiyonu isteseniz de istemeseniz de geliyor
Masamune Shirow tarafından yazılıp çizilen cyberpunk manga Ghost in the Shell ilk olarak 1989 yılında yayımlandı. İnsanların bedenlerine sibernetik parçalar yerleştirmesinin olağan bir hâle geldiği 21. yüzyıl Japonya’sında geçen hikaye, siber teröristlere karşı toplum güvenliğini sağlamakla görevli özel bir birim olan Public Security Section 9 (PSS 9) adlı birimin maceralarını anlatıyordu. Hikayenin baş karakterleri ise çocuk yaşta geçirdiği ölümcül bir kaza nedeniyle zihni cyborg bir bedene aktarılmış Major Motoko Kusanagi, eski bir asker olan Motoko’nun iri kıyım ortağı Batou, birimin bedeni hiçbir sibernetik işlem geçirmemiş tek elemanı olan Togusa ve birimin yöneticisi Aramaki’dir. Hikayelerin temelinde giderek makineleşen ve siber ağlarla birbirine bağlanıp globalleşen insanlığa yönelik eleştiriler ile yapay zekanın önemi ya da tehlikelerine yönelik sorular işlenmekteydi.
Kısa sürede büyük başarı yakalayan Ghost in the Shell (GITS) popülaritesindeki asıl payı 1995 tarihli anime film uyarlamasına borçlu. İnsanların sibernetik sistemlerini hackleyip kontrolleri dışında yöneten Puppet Master adlı hackerın peşine düşen PSS 9’ın hikayesini anlatıyordu. Mamoru Oshii tarafından yönetilen film dünya genelinde büyük ilgi görerek kült anime eserler arasında zirvelerdeki yerini aldı. GITS öylesine başarılıydı ki o dönem tanınmayan Wachowski Kardeşler adlı yönetmen ikiliye epey ilham vererek 1999 yılındaki The Matrix filminin ortaya çıkmasını sağladı. Zaten Wachowski’ler de bu ilhamı hiçbir zaman inkar etmeyip “live-action bir anime” çekmek amacıyla The Matrix’i yaptıklarını defalarca itiraf etmişlerdi.
2004 yılında gene Mamoru Oshii tarafından yönetilen devam filmi Ghost in the Shell 2: Innocence çıktı. 2008 yılındaysa ilk filmin modern 3D grafikler ve yeni ses bandıyla güncellenmiş Ghost in the Shell 2.0 versiyonu yapıldı. 2015 yılında bu sefer başka bir yönetmen tarafından öncekilerden bağımsız Ghost in the Shell: The New Movie ortaya çıktı.
2002 yılında yayınlanan Ghost in the Shell: Stand Alone Complex adlı anime seri ise 1995 tarihli ve sonraki filmlerden bağımsız olmasına karşın en az onun kadar, hatta kimilerine göre daha da başarılıydı. Gene PSS 9’ın maceralarını işleyen serinin ilk sezonunda hükümetin yozlaşmasını ifşa eden Laughing Man adlı hacker, ikinci sezonunda da 3. ve 4. Dünya Savaşları sonrası ortaya çıkan göçmen ve terör sorunu işlenmişti. İki sezonun finali niteliğindeki GITS: Solid State Society adlı film tarzı uzun metrajlı bölümle seri sonlandı.
2013 yılındaysa yeni bir görsel stille hazırlanan Ghost in the Shell: Arise adlı seri yayınlanmaya başladı. Stand Alone Complex serisinin öncesini anlatan prequel niteliğindeki Arise’da Motoko Kusanagi’nin PSS 9’a dahil olduğu ilk dönemler anlatıldı.
Anime film ve seriler sürekli devam ederken konseptin yaratıcısı Masamune Shirow’un manga serisi de ayrı bir kulvarda yayınlanmayı sürdürdü. 2001’de GITS 2: Man-Machine Interface, 2003’de de GITS 1.5: Human-Error Processor yayınlandı.
GITS yıllar boyunca çeşitli video oyunlarıyla da oyuncularla buluşmuş olsa da manga ve animelerin başarısını bu kulvarda yakalayamadı.
Ve Hollywood…
Böylesine büyük başarı kazanan bir eserin Hollywood’un dikkatinden kaçması tabii ki imkansızdı. GITS film hakları için yapılan savaştan Steven Speilberg’ün şirketi DreamWorks galip çıktı. Birkaç kere senarist değiştiren projenin yönetmenliğine Rupert Sanders (Snow White and the Huntsman) getirildi.
Fakat Hollywood tabii ki her zaman yaptığını gene yaparak kökeni Japon olan eserin film uyarlamasını Amerikanlaştırdı ve bunu ilk olarak rol dağılımlarıyla yaptı. Motoko’yu canlandıracak isim Scarlett Johansson olacak, ortağı Batou rolündeyse Pilou Asbaek (Lucy, Game of Thrones) gözükecek. Hikayenin Japon öğeleri gittiğinden film için karakterlerin adlarının da değişmesi kaçınılmaz olacak. Muhtemelen Tokyo’nun yerini de filmde New York alacaktır.
Son habere göreyse Laughing Man adlı hacker rolüne Michael Pitt (Boardwalk Empire, Hannibal) getirilmiş durumda. Böylece filmin hikayesinin GITS: Stand Alone Complex serisinin ilk sezonundan uyarlanacağı da kesinlik kazanmış oluyor.
Dünya genelindeki GITS hayranları Hollywood’un bulaştığını öğrendiklerinden beri çoktan isyan bayrağını kaldırdılar. Forum alanları ve sosyal medyada gösterdikleri yoğun tepkilerin ardından rollere getirilen isimlerin duyulmasıyla korkuları da haklı çıkmış durumda. Tepkilerin en yoğun olduğu konuysa Asya kökenli her uyarlamaya beyaz aktörlerden oluşan kadrolar kuran Hollywood’un ırkçılık yaptığı yönünde. Geçmişte de aşırı beyazlaştırılmış Dragon Ball ve The Last Airbender uyarlamaları hem gişede hem de hayranlarının gözünde faciayla sonuçlanmıştı. Görünüşe göre Hollywood uyarlamaya kalkıştığı eserin temel hayran kitlesini daha en baştan karşısına alınca o filmin iyi sonuçlanmasının pek mümkün olmadığını henüz öğrenememiş.
Bir başka meşhur manga ve anime serisi Death Note’un da beyaz aktörlere teslim edilmiş Hollywood uyarlamasıyla yolda olduğunu belirtelim.
