Howard Jones (ex-Killswitch Engage) ile LIGHT THE TORCH Röportajı

25 Haziran’da son albümleri “You Will Be the Death of Me” ile tekrar karşımıza çıkan Light the Torch’un vokalisti Howard Jones (ex-Killswitch Engage) ile Skype’ta görüştük. Yeni albümleri, Jared Dines ile projesi, Trivium’a destek olduğu turne hakkında merak ettiklerimizi sorduk. Süre kısıtlaması yüzünden yer yer masa tenisi maçı gibi geçen röportajımız aşağıda.

Merhaba Howard, röportaj isteğimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. ABD’deki bu covid 19 günlerini bize anlatabilir misin?

Merhaba! Olabildiğince meşgul kalmaya çalıştım. Yapmam gereken oldukça fazla iş vardı, bunun sayesinde zaman oldukça hızlı geçti. Uzunca bir dönem evden çıkmadım. Balık tutmayı gerçekten çok seviyorum ve neredeyse 8-9 ay balığa gidemedim. Şu anki ilk planım bu.

“You Will Be the Death of Me”den bize biraz bahsedilir misin? Özellikle de pandemi koşulları göz önüne alındığında bu albümün senin için özel bir önemi var mı? Kayıt sürecine de değinebilir misin?

Tüm bu kargaşa başlamadan altı veya yedi gün önce albümün kaydını bitirmiştik. Pandemi esnasında da mix ve master süreçlerinin en ince detaylarına kadar inme fırsatı bulduk. Albümün üzerinde çalışmak oldukça eğlenceliydi, ancak bazı sıkıntılarla da karşılaştık. Francesco ciddi bir kaza geçirdi ve epey bir süre fizik tedavi görmesi gerekti. Bu esnada hem albümü yazması hem de kapağı tasarlaması gerektiğinden aynı anda birçok şeyle uğraşmak zorunda kaldı. Benim de bazı kişisel sorunlarım olduğundan süreç genel olarak biraz kaotik geçti, ama en azından bu albüm sayesinde tüm bu kaos arasında odaklanabileceğimiz güzel bir şey oldu. Nihayet çıktığı için mutluyuz.

Covid nedeniyle albümü ertelediniz ve bahsettiğin kadarıyla neredeyse bir yıl beklemek durumunda kaldınız. Albümün çıkması için bu kadar beklemek nasıl hissettirdi?

Biraz sinir bozucuydu, evet. Ama bir yandan dünyada o kadar çok şey oluyordu ki şikayet edecek durumda değildik. “Evet albümü daha çıkaramayacağız, ama şu an çok daha büyük sorunlar var” diye düşünerek gidişatı kabullendik. Benim de o sıralarda elim dolu olduğundan her şey bir şekilde rayına oturdu.

Albümler arasında ciddi bir evrim geçirdiğinizi düşünüyorum. Bu süreçte yaratıcılık açısından karşılaştığınız en büyük zorluk ne oldu?

Bu albümle belirli bir hissiyatı aktarmak istedim ve görünüşe göre albümün ihtiyacı olan da tam olarak buydu. Kayıtlar bittiğinde “çok yoruldum, bitirebilir miyiz artık” diye yalvarıyordum, ama onca çabaya kesinlikle değdi.

İkinci kez As I Lay Dying’den Josh ile çalıştınız. Onun ne gibi katkıları oldu?

Evet, hatta kayıtlarla da yine Joseph McQueen ilgilendi. Jared Dines’la yaptığım kayıtlarla da o ilgilenmişti. Tıpkı Joseph ve Jared gibi Josh ile de aramız çok iyi ve her projede daha da yakınlaşıyoruz. Anlaştığınız kişilerle çalıştığınızda işleri çok daha çabuk hallediyorsunuz.

Albümde bir de pop coverı “Sign Your Name” var ve sonuç şahane. Sanırım şarkıyı gitaristiniz seçmiş. Coverlamak için sen bir şarkı seçsen, bu hangi şarkı olurdu?

Sonuçtan ben de çok memnunum. Cover için Faith No More’dan herhangi bir şarkı olabilir.

The Oyster podcasti için yaptığın Simple Man cover’ını dinledim, bundan biraz bahsedebilir misin? Bu tür projeler, vokalinin farklı yönlerini keşfetmene yardımcı oluyor mu?

The Oyster podcastini arkadaşım Alex yapıyor ve benden seslendirme yapmamı istedi, ben de yaptım. Zaten önceden de birkaç defa birlikte çalışmıştık, ayrıca böyle farklı şeyler yapmak hoşuma gidiyor. Hatırladığım kadarıyla bir generalin seslendirmesini yapmıştım. Sonra Alex bana “benim için şunu yapabilir misin” diye sordu ve Simple Man’in bir kısmını söylememi istedi. Ben de ne yapacağımı bilmediğimi söyledim ve benden tam olarak ne istediğini sordum, o da nasıl istiyorsan öyle yap dedi. Şarkıyı birkaç kere dinledikten sonra kafamda bir şeyler belirdi ve sonra da bunu kayda aktardım.

Bize biraz da Jared Dines ve SION’dan bahset. Albüm ne zaman çıkacak? Projeyi ileride neler bekliyor?

Albümü kaydettik, bu aralar son rötuşları yapıyoruz. Başlarda elimizde 15 veya 16 demo vardı ama sonradan 12 şarkıya indik. Bu albümle ilgili neler yapabileceğimizi konuşuyoruz.

Duyduğum kadarıyla Jared’la Trivium turnesinde tanışmışsınız. Matt eşiyle ve yeni doğacak çocuğuyla ilgilenmek için turneden ayrılmak durumunda kalmıştı. Trivium deneyimin nasıl geçti?

Beklenmedik ve zorlayıcı olsa da müthiş bir deneyimdi. Önceden Trivium’u hiç dinlememiştim, ancak bu deneyimle birlikte ben de hayranlarından biri oldum. Benden birkaç şarkılarını söylememi istediler. Başta emin değildim çünkü batırmak istemiyordum, ama sonra denemeye karar verdim. Çok kısa sürede çok fazla Trivium dinleyerek hazırlandım, konserler de çok eğlenceli geçti. Onlarla sahneyi paylaşmak epey güzel bir histi.

New Wave of American Heavy Metal’in 2000’lerde yaşadığı patlama hakkında neler düşünüyorsun?

Şaşkına dönmüştüm, çünkü hiçbirimiz böylesine bir ivme yakalamayı beklemiyorduk. New England’dan çıkma birkaç genç için oldukça garip zamanlardı. Biz de seyirciler de bu sürece ancak alışabilmiştik. Çok güzel zamanlar geçirdik, bizim civarımızdaki başka metalcore grupları da oldukça başarılı oldu. Bir süre sonra tanıdığımız herkesin küçük kulüplerden büyük festival alanlarına kadar birçok yerde konser verdiğini gördük. O zamanlardan üç yıl öncesine kadar Shadows Fall ve Unearth gibi gruplarla kulübün birinde yüz kişiye çalıyorduk, dolayısıyla böylesine bir döneme denk geldiğimiz için oldukça şanslıydık.

Röportaj için teşekkürler Howard! Muhtemelen ilk kez Türkiye’deki hayranlarına ulaşıyorsun. Onlara söylemek istediğin bir şeyler var mı?

Bir şekilde kim olduğumu öğrenen ve yaptığım işleri dinleyen herkese teşekkür ediyorum. Covid yüzünden yakın gelecekte bir araya gelmemiz mümkün görünmese de umarım bir gün buluşuruz.