Insistence ısrarla iyi müzik yapmaya devam ediyor!

892
0
Paylaş:
insistence

Türkiye modern metal sahnesinin 2000’lerdeki en aktif ve önemli temsilcilerinden biri olan Insistence ile yepyeni albümleri FORESHADOW öncesinde konuştuk.  Özellikle parlayan sound’u ve grubun ilk defa denediği müzikal açılımlarla, öncekilerden daha sert ama daha farklı tınlayan bu albümü dinlemeden önce, gruba kulak vermenizi öneririz. Zira Insistence ISRARLA bildiği yolda yürümeye devam ediyor, hem de aynı anda köklerine sadık kalıp yeniliklere kendini kapatmamayı başararak.

En baştan başlayalım, Insistence’in bir formülü var mı? Bu müziğin tarifinde neler var? Müziğinizi birkaç kelime ile tanımlayabilir misiniz?

Aytuğ: Müziğimizin herhangi bir formülü yok diye düşünüyoruz. Ancak dinleyicilerimiz “İşte bu Insistence parçası, kendileri gibi olmuşlar” şeklinde bizi anlıyorlarsa, o bizim formülümüz olabilir. Yani Insistence parçasında “nakarat şurada girer, ardından solo gelir, solo arkasından da şu olur” gibi bir formül yok. İlk albümde imza olarak kullandığımız, birkaç parçada ortak bir takım hareketler vardı, ancak bunu bir formül kurma dürtüsü ile yaptığımız söylenemez. Müziğimizi temel anlamda metal müziğin tipik özelliklerini içeren, klasiklerini her zaman selamlayan, modern örneklerden de esinlenen ve bir türün kurallarına dahil olmama arzusu içeren bir müzik olarak tanımlayabiliriz.

90’lar metalcore’unun artık hardcore köklerinden tamamen koparak metal’in bir alt türü haline geldiği kesin. Özellikle 2008’den sonra bu türü icra eden grupların ciddi bir akılda kalıcılık sorunu yaşadığını düşünüyorum; soundlar, vokaller, kayıt tarzları, şarkı yapıları hatta lirikler bile birbirine benziyor birçok grupta. Insistence kendi farkını nasıl ortaya koyduğunu düşünüyor, farklı olmak için kafa patlatıyor musunuz yoksa sadece sevdiğiniz müziği olması gerektiği gibi icra etmeye mi çalışıyorsunuz?

Murat: Soru yanıtını içinde barındırıyor. Elbette sevdiğimiz müziği olması gerektiği şekilde icra etmeye çalışıyoruz. Bu arada sorunun başında dediklerinize elbette katılıyoruz. Grupların akılda kalıcılık ve birbirine benzeme sorunu aşikar. Insistence bu noktada hiçbir zaman tarzını metalcore olarak açıklamadı, bu bilgiyi vermek durumundayız. Bu, bize daha çok dinleyicilerimizin ve çevremizin yakıştırdığı bir özellik oldu. Bundan da pek sıkıntı duymuyoruz. Çünkü metalcore olarak adlandırılan türü takip eden ve seven grup üyelerine sahibiz ve bu elbette müziğimizi etkiliyor. Şarkı yazımında da onlara benzeyelim ya da benzemeyelim gibi kaygılar olmuyor. Ama aranjmanlar yaparken bu türden etkilenmediğimiz anlamına gelmiyor.

Yeni albümde bir iki şarkıda elektronik / endüstriyel introlar, bridge bölümlerinde geçişler kullanmışsınız. Bu ileride deathcore gibi modern türlerin Insistence müziğinde etkisini arttıracağı anlamına mı geliyor?

Deniz: Evet, iki parçada elektronik dokunuşlar yaptığımız dikkatinizi çekmiş. Buna çok sevindik. Bunu yapmamızın sebebi, sadece o parçalara yakışacağını hayal edip, deneyip, yakıştığını görmemiz sonucunda gerçekleştirdiğimiz bir olay. Bu demek olmuyor ki gelecekte bir deathcore eğilimimiz olacak. Büyük konuşuyoruz ama tamamen bir deathcore grubu olacağımızı düşünmüyoruz. Ama modern soundların etkisini müziğimizde her zaman bulacaksınız.

insistence foreshadow kapakAlbüm plak olarak da yayınlanacak mı, iTunes versiyonu olacak mı, iTunes için özel mastering yapılacak mı?

Aytuğ: Tüm bu soruların yanıtı: maalesef hayır. Albüm dijital ve CD formatlarında tüm dünya üzerinde dağıtılacak. Bu arada albümün miksajı ardından yurtdışında büyük bir stüdyoda mastering ön denememiz oldu ve burada bizim yaptığımız ile büyük farklar içermediğini görüp vazgeçtik. Takdir edersiniz ki bunların hepsi ekonomik güce bakıyor. Gücümüzün hepsini o noktada tüketmek istemedik.

Eğer imkanınız olsaydı albümün bazı bölümlerini yeniden kaydetmek ister miydiniz? Kayıttan memnun kaldınız mı?

Murat: Bu işle uğraşan insanların bildiği gibi ve bilgisi olmayanları da bilgilendirmek üzere; kayıt işi dipsiz bir kuyu. Her zaman daha iyisine ulaşmak mümkün ancak böyle bir durumda dikkat dağılması, buna bağlı zaman kaybı, maliyetlerin tavan yapması gibi sorunlar baş gösterebiliyor. Bizim ayarımızdaki grupların kayıt maceraları tamamen çok parametreli bir optimizasyon problemi halini alıyor. Albümün imkanlar dahilinde yapabildiğimiz en iyi kayıt olduğunu düşünüyoruz. Bunu söyleyebilmemizin sebebi de imkanlar dahilinde belirlediğimiz bütçe, kayıt yaptığımız süre içindeki ruh halimiz ve o sıralar edindiğimiz bu işin gerçekleşebilmesi için gerekli vizyonu görebildiğimiz stüdyo ve arkadaşlar ile çalışmamız. Şu andaki görüşlerimiz bununla örtüşmeyebilir ancak, bunu tarih gibi okumak lazım, o günkü şartlarda optimum sonucu verecek uygulama buydu.

Yeni albümde şarkı sözleriniz nelerden bahsediyor? Özellikle balad gibi başlayıp daha sonra coşan Liberty Fails ne anlatıyor?

Murat: Sözler ilk albümün aksine, insanlığın tümünü ilgilendiren toplumsal olayların direkt anlatımı yerine, genel olarak kişisel şeylerden bahsediyor. Ancak bunun anlatımında da bazı toplumsal konuların kişisel yansımalarını kullandık. Herkes farklı anlamlar edinebilir. Ziyadesiyle sıradan bir yanıt oldu, ancak herkes kendi dünyasını yaşayabilir sözlerde. Albümün yazılış tarihi en eski olan parçası Liberty Fails’de de bu genel yaklaşım mevcut. Sözlerin akışının şarkının tansiyonuna göre değiştiğini sizler de okuyup görebilirsiniz. Nasıl okuyacaksınız? En kolay yol albümü edinip, kartonetini incelemek. Ayrıca her şarkı için hazırlanan görseller ile ufak bir hikayenin de ara başlıklarını görebilirsiniz.

Albümde melodik vokal bölümleri dikkat çekiyor. Vokal melodilerini kim yazdı? Albümde genel olarak şarkı yazım süreci nasıl gelişti? Bu süreçte vokalistin katkısı oldu mu?

Aytuğ: Albümün tüm aşamaları, Insistence tarihinin en kolektif süreci oldu diyebiliriz. Herkes enstrümanı üzerinde iyi çalıştı ve kayıt esnasında da bu görevini çok iyi yerine getirdi. Soru özelinde de vokal melodileri üzerinde Deniz’in ciddi katkısı var. Albüm süreci çok uzun bir süreye yayıldı. Tarihi beş yıla dayanan parçalar mevcut. Yazım sürecinde de genelde gitar temaları üzerinden hareket eden bir grubuz. Gelenek olarak bu gitar temalarını ev ortamında geliştirip, stüdyoda pekiştiren ve vokal/söz yazımıyla da sonuçlandırıyoruz. Belki önümüzdeki zaman diliminde bu gelenekte değişimler yaşayabiliriz ve farklı yazım süreçleri yaşayabiliriz.

[youtube id=”Mw4OETw9ZgE” width=”620″ height=”360″]

Çıkış parçanız A Perception’a video klip çekilecek mi? Yoksa kısa bir süre önce yayınladığınız playthrough video ile idare mi edeceğiz?

Deniz: Maalesef Perception’a bir video klip olmayacak. Ancak albüm çıkışı ile birlikte Awaken the Earth isimli parçamıza bir video gelecek. Bu video, şarkı için özel hazırlanmış grubun performansını ya da herhangi bir görüntüsünü içermeyen bir video olacak. Bu sıralar bitmek üzere, biz de görmek için sabırsızlanıyoruz. Hemen ardından da daha hangi parçaya geleceği net olmayan bir video klip çekilecek, planlarımız bu yönde.

İngiltere’den Glasstone Records ile anlaştınız. Firmadan beklentileriniz neler? Bu firmayla anlaşırken firmanın hangi avantajlarını göz önüne aldınız, firma gruba turne ayarlacak mı?

Murat: Bu soru çok güzel oldu. Biraz bu işin arka planını açığa çıkartacak bir yanıt vermeye çalışalım. Glasstone Records bize bu süreçte en iyi davranan ve şartların en iyi olduğu firma oldu. Firma ararken karşımıza yazışmaların tıkandığı ve ilerlemediği devasa label’lardan, albümümüzün basımı için bizden üstüne para isteyen label’lara kadar bir çoğuyla muhatap olduk. Ara ara çok umutlandık, ara ara karamsarlığa kapıldık. Ancak sonunda bize çok iyi bir anlaşma sunan Glasstone Records ile imzayı attık. Bu noktada çok iyi albümleri olan bazı yerli grupların neden bu albümlerini bir firma altından çıkaramadıklarını anlayabilmeniz kolay olacaktır. Ya da olmayanı var gibi sunmaya çalışanların aslında ne durumda olduğunu da anlayabilirsiniz. Glasstone Records’un, bizim için yapacağı basın kampanyası, dağıtımı ve diğer yan koşulları açısından iyi bir firma olduğunu düşünüyoruz.

Sorunun diğer (turne) kısmı için de, bu süreçte biz de yeni öğrendik ki yurtdışında bu tip işler tamamen farklı kollara ayrılmış, farklı uzmanlık alanları. Yani label, menajerlik ve booking işleri tamamen farklı kollar. Bu konuda bir label’a bağlı olmanız artı bir puan ancak turne ve konser gibi olaylar için bu işin erbabı olan booking firmaları ile temasa geçmeniz gerekiyor. Bu aracılık işlerini de menajerler yapıyor. Biz bu noktada bazı atılımlar içerisindeyiz ve yakın zaman içinde de sonuçlarını almayı umuyoruz. Hatta çok yakın bir geçmişte bir turne teklifi aldık ancak çok kısa bir karar verme süresi tanıdıkları için nasıl bir durumun içine gireceğimizi o sürede analiz edip, olumlu yanıt veremedik. Bu anlamda güzel haberleri paylaşmamız yakındır diye düşünüyoruz.

insistence foto

Sizce Foreshadow’da dinleyiciyi ilk anda vuracağını düşündüğünüz, öne çıkan şarkı hangisi olacak? Konserlerde hangi şarkının hep bir ağızdan söyleneceğini hayal ediyorsunuz? Dinleyicileriniz konserinize gelmeden önce yeni albümden hangi şarkıya çalışsın? :)

Aytuğ: Bunun yanıtını zaten albüm çıkışıyla birlikte A Perception ve Awaken the Earth parçalarını herkesle paylaşarak, vermiş olacağız. Bunun yanında, hem profesyonel anlamda hem de arkadaş çevremizde albümü dinleyenlerin verdikleri tepkiler, bu iki parçanın içinde olduğu ancak bu parçalar dışında birkaç değişik parçanın daha girdiği favori listeleriyle karşılaştık. Bu demek oluyor ki seçtiğimiz bu iki parça ortak zevklere hitap ediyor. Dinleyicilerimiz özellikle albüm çıkışı ile videosunu yayınlayacağımız Awaken the Earth’e özellikle kulak kabartabilir :)

Consume The Vanity’nin geçtiğimiz günlerde dağılırken yaptığı açıklamalar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Murat: Bu konu hakkında yanıt verirken Insistence’tan bahsetmek daha doğru olacak. Insistence her zaman kendi yolunda ve hedefleri doğrultusunda ilerleyen hatta biraz da izole bir grup oldu ve öyle olacak. Bu noktada bu soruyu sormanızın iki sebebi olabilir: Eski vokalistimiz ve bizim de söz konusu şartlar altında müzik yapan bir grup olmamız. İki sebep için de yanıt ilk cümlelerde saklı. Biz bu işin merkezinde her zaman müzik olması gerektiğini savunan bir grubuz. Müzik dışı sansasyonların iki tarafı keskin bıçak gibi olduğunu düşünüyoruz. Bu prensibimiz sonucunda olduğumuz noktadayız ve mevcut kadromuza sahibiz.

Cevaplar için teşekkürler. Söylemek istediğiniz başka bir şey varsa son sözlerinizi alalım.

Paslanmaz Kalem ekibine, bizi bu röportaja layık buldukları için ve mükemmel soruları için çok teşekkür ediyoruz. Dinleyicilerimize hitaben, Insistence, ısrarına geçmiş yedi yılda olduğu gibi devam edecek! Güzel haberlerimize bizim kadar sevinen birilerinin orada olduğunun farkındayız ve daha iyileri ile onları daha da mutlu etmeye çalışacağız. Görüşmek üzere!

Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.