J.J. Abrams’dan STAR WARS itirafı
Dünya genelindeki en popüler sinema serisi olan Star Wars’ın herhangi bir filminin ne kadar iyi ya da kötü olursa olsun, çok yüksek gişe hasılatı elde etmesi kaçınılmaz. Aralık ayında gösterime giren Star Wars Episode VII: The Force Awakens da bir istisna değildi. Film elde ettiği çok yüksek hasılat rakamlarıyla Disney’in Lucasfilm’i satın alarak yaptığı yatırımın finansal açıdan çok doğru bir hamle olduğunu göstermişti.
The Force Awakens gösterime girdiğinde aldığı yorumlarsa ikiye ayrılıyordu. İzleyicilerin bir kısmı filmi çok beğenirken diğer kısmıysa Star Wars Episode IV: A New Hope’un birebir kopyası olduğu yönünde eleştirmişlerdi. Hatta biz de filmin devam bölümünden ziyade yeniden çevrim gibi gözüktüğüne dair sitemizde yazı paylaşmıştık. Kimi hayranlar işi daha da ileri götürüp iki filmdeki görüntüleri birbirleriyle karşılaştırarak filmlerin birbirinin benzeri olduğunu vurguladıkları videolar da hazırladılar.
The Force Awakens gösterime girdiğinden beri iki taraf arasında süregelen tartışmalara filmin yönetmeni J.J. Abrams son yaptığı röportajda noktayı koymuş gözüküyor. Başarılı olmasının tek yolunun serinin tanıdık öğelerini filme geri koymak olduğunu düşündüğünü belirten Abrams şöyle söylemekte: “The Force Awakens yeni seriye uzanan bir köprü işlevinde, aynı zamanda bir hatırlatıcı. İzleyicilerin Star Wars’ın ne olduğunu hatırlaması lazımdı. Bu da ancak tanıdık bir şeyleri perdeye yansıtmakla olabilirdi. Episode 8 ve 9 ise yeni diyarları keşfedecek.“
Abrams şöyle eklemekte: “O filmin tuhaf tarafı bir önceki ile arasında çok uzun bir zaman geçmiş olmasıydı. Tabii ki arada prequel üçleme yapıldı, ama biz öncekilerden aşina olunan hikayeyi geri getirmek istedik. Bu sebeple gayet bilinçli olarak tanıdık öğeleri yeni filme taşıdık, böylece filmin geri kalanı sırtını Star Wars olarak bildiğimiz şeye dayıyor olacaktı. John Boyega’nın canlandırdığı taraf değiştiren Stormtrooper Finn, Daisy’nin oynadığı hurdacı Rey, Han ve Leia’nın oğlu Kylo Ren, pilot Poe… tüm bu karakterler ve filmdeki rollerinin kendilerinden öncesindeki bir şeylere dayanıyor olması gerekliydi.“
Araya girerek şahsi görüşümü belirtmemi mazur görürseniz; izleyicilerin Star Wars’ın ne olduğunu hatırlatacak bir filme ihtiyaçları yoktu. Zira dünyanın en büyük film serisinden bahsediyoruz. Çocukluğundan beri yıllar boyunca defalarca izleyerek filmleri ezberlemiş, filmler dışında romanlar, çizgi romanlar, animasyon seriler, oyunlar vs. aracılığıyla “genişletilmiş evren” olarak tabir edilen tonla Star Wars materyalini yalayıp yutmuş kitlenin bırakın Star Wars’ın ne olduğunu hatırlamayı, muhtemelen çoğu Star Wars’ı J.J. Abrams’dan çok daha iyi biliyordur.
Abrams aynı zamanda Mark Hamill’in Luke Skywalker rolüne geri dönmekte isteksiz olduğunu da belirtti. Bunun sebebiyse filmin sadece final bölümünde birkaç saniye gözükeceğini öğrenmesiymiş. “Luke’a ulaşmak filmin tüm hikayesinin temeliydi. Ona ulaştıktan sonra olanları da göstermeyi çok isterdim, ama o kısmı bu filme sığdırmamız mümkün değildi. Finali nasıl yapacağımı biliyordum, ancak bu ürkütücüydü çünkü Mark Hamill bu durumdan başta pek hoşnut değildi. Kendinizi eline yeni Star Wars filminin senaryosu geçen Mark Hamill’in yerine koyun. ‘Başlangıç iyi, ikinci sayfa ve üç… Ne halt oluyor? Sadece son sayfadayım. Bu da ne?’ Sonunda bunu yapmayı kabul edince son bölümde orada dikilip durmasının aptalca bir şaka gibi gözükmesinden endişelendi. Ben de ona böyle olmadığını söyledim, çünkü tüm filmin amacı ona ulaşmaktı ve gözüktüğü an büyük final olacaktı.“
İrlanda kıyılarındaki adada final sahnesini çekerken J.J. Abrams farkına vardığı şeyi şöyle ekliyor: “Alec Guiness’in Obi-Wan’ı oynadığıyla aynı yaşta. O cübbeyi giymiş halde dururken geri planda John Williams’ın müziğini hayal ettim ve gözlerim yaşardı. O finalin iyi olacağına inandım.”
