She Past Away: Karanlığın Yüreği

Paylaş:
She Past Away: Karanlığın Yüreği - Paslanmaz Kalem

“Agathe, uçtuğu var mı ruhunun ara sıra,

Büyülü, mavi, derin ve ışıl ışıl yanan

Bambaşka denizlere, bambaşka semalara,

Şu kahrolası şehrin simsiyah havasından?

Agathe, uçtuğu var mı ruhunun ara sıra?”

Charles Baudelaire

 

She Past Away; gothic – darkwave türlerini kapsayarak müzik üreten ama aslen melankolik bir “punk” grubu. Çelik gibi soğuk, karanlık, yoğun endüstriyel ögeli, new wave müzikal janrların tarihçesi Avrupa’da 80’ler öncesine kadar dayanıyor ama Türkiye’deki icraatlar çok sonra. Bu minvalde müzik üreten ve öncü olan ilk grup 90’ların ortasındaki Neoplast. Grubun kurucusu Art Diktatör’ün tabu kırıcılığı, provakatif algısı ve alaycılığı grubu bu topraklarda kült statüsüne oturttu. Yayınladıkları EP’lerle yurtdışında da ilgi gördüler ve çaldılar. Art Diktatör, Neoplast dağıldıktan sonra da çalışmalarına devam etti ve safını korudu fakat hep tekildi, hep yalnızdı.

She Past Away, uzun süren bu yalnızlığa son verdi ve Edgar Allan Poe eserlerindeki karakterler gibi gizemli bir şekilde süzüldü. Çok sevdikleri Cenk Taner gibi dipten ve derinden yol aldılar. Kulaktan kulağa yayıldılar, yavaşça fark edildiler. Grubun kurucusu ve beyni Volkan Caner, aslen 90’lardan bu yana farklı işler yapmış ve kotarmış bir “Eraserhead.” She Past Away deneyimi öncesinde de üretken bir “yeraltı” müzisyeniydi. Gerçi yeraltı dediğime bakmayın, She Past Away Türkiye’de bazı kesimler dışında hala pek bilinmiyor olsa da Rio de Janeiro’dan Berlin’e, Sao Paulo’dan Barcelona’ya dünyanın dört bir yanında çalıyor ve festivallerin tozunu atıyor.

Grubun tınılarını ilk duyumsadığımda Viyana’da yaşıyordum ve puslu bir hayatım vardı. Karanlığın yedinci sanattaki efendisi Fritz Lang’in doğduğu topraklarda fink attığımdan ötürü dehlizlerde kayboluyor ve gün ışığına hasret yaşıyordum. H.P. Lovecraft, Baudelaire gibi yazarları okuyup, “Berlin gece hayatına” övgüler düzüyordum. İşte tam o sıralarda tanıştım She Past Away ile ve bana içten bir yoldaşlık verdiler, bulantıma bulantı kattılar. Kasvetli Kutlama kliplerini izlemiştim ilk önce ve o anda tutulmuştum. Jaz Coleman, Andrew Eldritch, Peter Murphy, Scott Walker, Ian Curtis, Robert Smith, Richey Edwards gibi yazarak ve çalarak faça atan histerik idollere olan bağlılığımdan ötürü She Past Away’le hemencecik bir bağ kurmuştum.

İlk albüm Belirdi Gece, Avrupa müzik piyasasına düştüğü anda acayip bir ilgi görmüştü. Albüm karanlık sanatlar açısından bir kutsamaydı. Bolca keder, bolca yalnızlık ve bolca güvensizlik taşıyordu… Albümdeki endüstriyel altyapılar, vokal efektleri, kurgu ve prodüksiyon muazzamdı. Albümdeki tüm parçalar Türkçe yazıldığı halde Avrupa’daki müzik dinleyicisi albümü bağrına basmıştı.  Müzik ve sound öylesine güçlüydü ki direkt tesirini gösteriyordu. Yabancı dinleyici kitlesi için lirikleri anlayıp anlayamamak pek mühim değildi çünkü zaten müzik içerisinde kaybolmak mümkündü. Ama anlayanlar için müziğin yanı sıra yazılan lirikler de oldukça vurucu ve kulak kabartanın kanına giren cinstendi. Sembollerle dolu kara ifadeler, iç kemirten anlatımlar, kayıp ruhlara övgüler albümün her yerine işlemişti. 2012 yılında yayınlanan Belirdi Gece albümü She Past Away’in vizesi oldu ve sonraki dönemde durmaksızın tüm dünyayı turlamaya başladılar.  Bu süreçte grubun beyni Volkan Caner’in tüm işi, aşı müzik oldu. Volkan, Türkiye’deki çoğu üretken yazarın, çizerin, müzisyenin, ressamın yaşamak zorunda olduğu “part time hizmet sektörü çalışanı”, “part time Rock ‘n’ Roll insanı” hayatı sürmüyor ki artık Barselona’da, çok daha özgür bir ortamda yaşıyor. Sadece müziğine yatırım yapıyor, oradan gelenle yaşıyor. Müziğiyle kurduğu bu saf bağ ruhunu ve benliğini daha üretken kılmasını sağlıyor. Dünya müzik sahnesindeki gelişmeleri daha yakından takip ediyor, daha çok kafa yoruyor, daha enerjik kalıyor, sadece müzikle ve ilgi alanlarıyla dolup taşıyor.

She Past Away’in ikinci albümü 2015 yılı içerisinde yayınlanan Narin Yalnızlık olmuştu. Bu albüm Belirdi Gece yayınlandıktan 3 yıl kadar sonra geldi. Daha ilk albümüyle ortalığın tozunu atan bir grup için sonraki aşama her zaman zorludur. Beklentiler yükselir, riskler artar. She Past Away ikinci albümü Narin Yalnızlık’ı yayınladıktan sonra ise çıtayı daha da yukarı taşıdı. Bu süreçte duruşuyla grubun en ilgi çekici elemanlarından olan bass gitarist İdris gruptan koptu ama grup yoluna devam etmeyi bildi. İlk albümüyle parlayan grup, ikinci albümüyle kurgusunu daha da sağlamlaştırdı, uzman bir gruba evrildi. Albüm yayınlanmadan önce ortama düşen single Asimilasyon olmuştu. Bu parçada ilk albümdeki bestelere nazaran dikkat çeken olgu gitar ağırlıklı altyapıların varlığıydı. Hüzün gene aynı hüzündü, karaltı gene aynı karaltıydı ama grup 80’ler dans pisti ruhunu daha çok ön plana çıkarmıştı. Bu albümün bir öncekine nazaran daha hareketli olacağının habercisiydi ki öyle de oldu. Camus ve Kafka kırması sözlerle buluşan soğuk, minimal post-punk tınıları albümü dinleyen herkesi cezbetti. Bu albümde bir de sürpriz vardı. Çok sevdikleri Kesmeşeker’den “Gerçekten Özleyince” bestesini cover’lamışlardı. 90’lar Türkiyesi’nin en kült parçalarından birini kendilerince yorumlayarak “cover” kavramının nasıl olmasını gerektiğini de göstermişlerdi. She Past Away, Türkiye gibi “noir” sanat akımlarına yabancı, gotik üretimin ufacık bir kitle tarafından  takip edildiği  bir ortamda ortaya muazzam bir emek koydu. Grup prodüksiyonlarındaki pürüzsüzlük, kayıtlarındaki temizlik, sahip oldukları derinlik ile müthiş bir albüm daha yayımlayarak ışıldadı.

She Past Away yaptığı işlerle ülkemizdeki önemli bir müzikal boşluğu dolduruyor. Grubun 3. albümlerinin hazırlıkları devam ediyor. Grubun diğer üyesi Doruk Öztürkcan’ın da plak firmalarının bulunduğu Atina’ya yerleşmesi işleri daha kolaylaştırmış durumda. Eskiden Kadıköy-Kemerburgaz hattında gelip gidiyorken, şimdilerde Barselona-Atina hattına yerleştiler. 2018 yılı içerisinde yayınlanması planlanan yeni albüm aynı yoğunlukla, aynı keskinlikle apokalipsin eşiğindeki geç endüstri toplumlarının yaşama acılarını anlatacak. Bireysel iç çekişlerimizi yazıp, tinsel çürümelerimizi kaydedecekler. Ruhlarımızı “bambaşka denizlere, bambaşka semalara uçurarak” müzik üretmeye devam edecekler.

Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.