THE PERKS OF BEING A WALLFLOWER: Kiminle tanıştığınıza dikkat edin…

Film, içine kapanık ama yeteneklerinin farkında olan Charlie isimli karakterimizin isimsiz arkadaşına
yazdığı mektuplar ile açılıyor. Sonrasında tipik sayılabilecek (ait olmaya çalışma zorluğu içerisinde)
yeni başladığı lisede kendine gerçek arkadaşlar yaratması ile ilerliyor. Filmin girizgah cümlesi ise
burada kendini belli etmeye başlıyor. Tanıştığı kişiler Charlie’nin hem kendince açmaz olduğunu
düşündüğü konularda kendisine hızlı bir iyileşme sağlarken hem de hayata ilişkin yeni bakış açıları ve
heyecanların da kontrolden çıkmasına sebep oluyor. İşte film de tam da bu noktalardan itibaren tipik
bir gençlik filmi olmanın ötesine taşınıp farklılaşmayı beceriyor.

The Perks of Being a Wallflower, “gençlik hikayeleri filmleri” içerisinde çoğu noktada kendini farklı bir
yere koymuş. Bu başarıda filmin yönetmeninin aynı zamanda uyarladığı eserin yazarı olmasının payı
yadsınamayacak derecede büyük olmuş. Bunu filmin birçok anında hissetmeniz mümkün. Kitabını
maalesef okumadım ama hakkında çok ciddi ve olumlu manada yapılan eleştirileri düşününce, kendi
yazdığı kitabı filmleştirme şansını bulduğu için çok mutlu olduğuna eminim. Yönetmen yazdığı
karakterleri ve anlatmaya çalıştığı hikayelerin ekranda bu kadar gerçek görünmesini de bahsettiğim
bu özgür yapıya borçlu sanırım.

Filmin oyunculukları sizi film içerisindeki ters köşelerle oldukça etkileyecek. Oldukça beğendiğimi
belirtmek isterim. Daha önce rol aldığı filmler ile iz bırakan bir enerjisi olmamasına rağmen başrolde
oldukça sağlam duran Logan Lerman (ki kendisini Percy Jackson ve The Three Musketeers’tan
anımsayabilirsiniz) tam da oynamak istediği rolü bulmuşçasına ikna edici ve sahici bir şekilde rolünün
hakkını vermiş. Ne zaman görsek hep Harry Potter’daki Hermione rolü ile akla gelmek zorunda kalan/
kalacak Emma Watson (Sam) belli ki bu tip rollerde oldukça iyi olacak. Ama asıl övgüyü kendisine We
Need To Talk About Kevin’den beri mesafeli! durduğumuz Ezra Miller (Patrick) alıyor. Şahaneydi.

Filme geri dönersek; bu iki kardeş (Sam ve Patrick) yeni tanıştıkları Charlie’nin tam da aradığı türden
bir arkadaşlığı yaşamak için bulunmuş kaftan. Edebiyat, tiyatro, müzik ile yoğun bir biçimde ilişkili,
istediklerini ve elde etmeyi bilen iki sıradışı kardeş .Tüm bu süreçler yazar olmayı isteyen, içine kapalı
ve tedirgin karakterimiz Charlie’yi hayata karşı ciddi sorgulardan geçiren bir ortama itiyor. Hem
bunlardan motive olup hem de yüzleşmesi gereken gerçekleri ile başbaşa kalıyor. Filmde referans
olarak verilen tüm edebi metin ve müzikler karakterlerin duygu durumları ve yaşadıklarına nefis bir
örtüşme yaşatmış. Buradan “spoil” edip de keyif kaçırmak gibi bir niyetim olmadığı için filmi izleyecek
olanların ayrıca dikkat etmelerini öneririm.

Filmin hikaye derinliğinin hayli derin olmasını oldukça beğendim. Karakterlerin sahiciliği, ana hikayeye
paralel olarak küçük donelerle anlatılan yan hikayelerin yarattığı merak, izleyiciyi çok kısa bir süre
içerisinde kendisini filme ait etmesini kolaylaştırmış. Başarılı müzik kullanımını da alkışlamadan olmaz.
Ayrıca film içerisinde kendi gençliğime götüren detayların -buna karışık kasetler hazırlamak çok itti
diyebilirim- şık bir şekilde refere edilmesi de takdir ettiğim başka bir husus oldu.

Filmin sadece gençleri değil aile ve ebeveyn kavramını sorgulayıcı yönü de önemli.
Yönetmen, bahsettiğim sorgulamaların en yalın hali ile seyirciye ulaşması için oldukça sağlam bir
kurgu içerisinde bunları sunmuş. İzleyip çözümlemek adına bol miktarda konu ve başlık bulabilirsiniz.
Bu yönü ile hem gençlerin hem de erişkinlerin ortak paydada üzerine düşünmeleri gereken çok konu var. Tüm bunlara içinde bulunduğumuz sosyal paydada tartışılan ve fikir birliğine ihtiyacı olmadığı halde taraf seçmemiz gerekirmiş gibi duran konular da eklenince, seyri görsel olduğu kadar düşünsel de olan bir sinema filmi ile karşılaşmış oluyorsunuz.

Bu senenin en iyi filmlerinden birisi olarak bulduğumu belirterek mutlaka izlemenizi tavsiye ediyorum. İyi seyirler…

The Perks Of Being A Wallflower film fragmanı: