CARCASS – Surgical Steel (2013)

819
1
Paylaş:

Sadece bu yılın değil, 2000’lerin en güzel introlarından biriyle açılıyor Carcass’ın Surgical Steel’i. Daha adıyla bile çok önemli bir mesaj taşıyan ve insanda defalarca dinleme isteği uyandıran bir dakikalık 1985’in ilk notalarından itibaren iki şeyin garantisini veriyor dedeler; 1) Bu albüm bir harika dostum 2) Oldschool furyası umurumuzda değil. ( Bu arada mesaj neymiş diyenlere, 1985 grubun kurulduğu yıl :)

Aslında yeni bir Carcass albümü o kadar gerçek dışı görünüyordu ki gözüme, neredeyse istemiyordum bu albümün çıkmasını. Hayal kırıklığına uğrayacağımdan emindim çünkü. Eski dual vokaller olmayacaktı, Ken Owen olmayacaktı, grup asla Swansong’dan geriye doğru dönüp bakmayacaktı, bir şekilde yeni nesil onları anlamayacaktı. Bunların hiçbiri olmadı. Reunion turneleri harika geçti, Ken baba sağlık sorunlarından kaynaklı fiziksel durumu nedeniyle bu projeye devam etmedi ama aklı hep gruptaydı, bu da eski dinleyicilerde hep pozitif bir hissiyat uyandırdı, sanki hiç eksilmemişler gibi. Henüz orijinal kopya elime geçmiş değil ama sağda solda okuduklarıma göre albümdeki back vokallerde Ken baba bir çok şarkıda konuk olarak karşımıza çıkıyor. Kafalardaki soru ise albümün nasıl olacağıydı. Necroticism’den itibaren ilk iki albümü “çocuktuk o zamanlar” şeklinde değerlendirdiklerini biliyorduk ama aynı zamanda Swansong’u da fazla temiz bulduklarından da haberdardık. Kısacası Carcass, bir şekilde karşımıza özünü kaybetmemiş, köklerine sadık bir şekilde çıkacaktı ama neyle çıkacaktı bunu bilmiyorduk. Açıkçası hiç kimse bu adamlardan bir Reek Of Putrefaction ya da Symphonies Of Sickness beklemiyordu zaten ama hepimizin gönlünde yatan aslan bir NEcroticism / HEartwork hibridiydi.

carcass-2013

E sonuç 2/3 oranında bu zaten, bu yüzden maça bir sıfır önde başlıyor Carcass. Bill ve Jeff babalar bu albümü oturup baştan sona formüle etmişler ve ondan sonra girişmişler detaylara, orası çok belli. Kulunuz oturdu, sizin için albümün tarifini, tada tada, sindire indire bitmiş ürünün içinden çıkardı. Heartwork’ün groove kokan temposu ve ritim ikilisinin iskeleti; Necroticism’in yırtıcılığı ve şarkı yapısına çarpılacak; Swansong’daki leadler ve soundun geliştirilmiş hali tam şarkılar pişerken eklenecek. Olay bu. Kısacası ortaya Carcass sayesinde çıkan ve kimisi Carcass’ın ilk üç albüm dönemindeki her halinden çok daha iyi bestelere evrilen tribute gruplarıyla pişti olmak yerine ( bkz General Surgery, Haemorrage, County Medical Examiners gibi ) adamlarımız, müzikal anlamda kendilerini en yetkin ve doygun hissettikleri dönemi, ilk çağlarının sertliği ile harmanlayarak harika bir yol seçmişler kendilerine. Bunu yaparken de “metal kötü kayıt olureaaar” diye coşanlara inat vermişler ayarı, parlak, oturaklı ve güçlü bir sound yaratmışlar. Vokaller brutal vokalli bir grup için bir adım fazlaca önde olsa da Jeff ve Bill’in hastalıklı gırtlaktan gelen vokalleri, ekstrem metal dünyasında belki de “kirliliği” en iyi duyuran seslerdendir. Bu albümde ise önceki iki albümde duyamadığımız Bill Steer’ı yeniden duyuyoruz ama ilk dönemlerdeki gibi dual vokallerle atışmalar şeklinde değil, daha çok Jeff’in vokallerine destek olarak backlere katılıyor baba.

Carcass-Surgical-Steel-album-coverİlk dinleyişte favorilerim, intro 1985 ile birlikte açılışta yer alanThrasher’s Abattoir, üçüncü şarkı A Congeales Clot Of Blood ve albüme adının bir kısmını veren harika 316 L Grade Surgical Steel. Ortamlara salınan ilk şarkı olan Captive Bolt Pistol’a ise bir türlü ısınamadım, nedense bana ilk duyduğum günden beri Corporal Jigsore’un kötü bir grup tarafından coverlanmış halini hatırlatıyor. Özellikle bir iki yerde Carnal Forge ve Pedigree Butchery gibi eski şarkılardan bazı bayrak partisyonların tekrar çalınmış olması ise insanda Anthrax’ın son albümünde olduğu gibi bir “ya hacı yok mu yeni bir numara” hissiyatı bırakmıyor, onun yerine grubun eski fanlarına selam çaktığını hissettiren güzel bir gaz veriyor. Özellikle geçmişe yapılan bu gönderme, melodik death metal stili yeniliklerle birleşince Carcass’ın hem köklerini hem de geleceğe bakışını bir arada sunmayı beceriyor. En sevdiğiniz grubun yola devam edeceğine dair bundan daha güzel bir işaret olabilir mi? Tekrar belirtmekte fayda var, Trigger The Bloodshed’de deli dumrul gibi çalan Daniel kardeş, burada da Ken Owen’ı aratmıyor ve davulu ağlatıyor resmen. Eğer Ken baba bir daha hiç dönmeyecek ve grup devam edecekse Daniel umarım kalıcı bir eleman olur. Kayıttan sorumlu adamın ise türün efsanelerinden ve artık grubun demirbaş elemanı da sayabileceğimiz Colin Richardson’ın olduğunu bilmeniz bence yeterli. Richardson, adeta Carcass ile beraber tüm kariyerini şekillendirip onlarla birlikte büyüdüğü için grubun her dönemine çok hakim bir prodüktör. Dolayısıyla, istenen hibridi nasıl yaratacağını biliyor ve işini iyi başardığını söyleyebilirim.

Jeff Walker ve Bill Steer oldukça akıllı adamlar. Şimdi ellerinde eski günlerini anmaya değil, geleceğe ümitle bakmalarını sağlayacak kadar iyi, yılın en iyileri listelerinde başa güreşecek harika bir albüm var. Hem de grubun iki ayrı çağının en iyi albümlerinin çok başarılı bir hibridiyle, çok daha sert ve emin bir şekilde, Swansong zamanında yapamadıkları çıkışı onlara sağlayacak kadar iyi. Sakın ıskalamayın. Daha fazla anlatmaya, laf kalabalığıyla insanları sıkmaya gerek yok. Yeter ki retro manyaklarının sounda takacağı kulpları ya da grubun ilk dönemlerindeki safi hallerine dönmemiş olmasını kafaya takmayın. Carcass, Heartwork’de kaldığı yerden yoluna devam ediyor ve bu albüm, 2013’de ekstrem metal adına yapılmış en iyi işlerden biri.

Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.