DAVID BOWIE – En iyi 10 Şarkı

6033
0
Paylaş:
DAVID BOWIE - En iyi 10 Şarkı

3)  LIFE ON MARS?

[youtube id=”v–IqqusnNQ” width=”620″ height=”360″]

Mert Yıldız: Scott Walker’ın ‘Plastic Palace People’ şarkısının daha alımlı, uçarı, meraklı ama aynı zamanda kırılgan kız kardeşidir ‘Life On Mars?’ Küçük, sıkıcı dünyasında kaybolup giden, ergenliğinin bitimindeki bir kızı anlatır. Ailesinin koyduğu ambargoya karşın bir çocuğun beraber sinemaya gitme davetini kabul eder. Yeni, bilinmez bir dünyaya yolculuk eden trenin biletidir bu çocuk. Ancak hikaye bu ya, çocuk kızı eker, kız da yalnız başına, başı önüne düşmüş, aldığı biletle sinema salonuna girer, koltuğa oturur ve filmi izlemeye başlar. Perdeye bakarken yetişkinlikte onu bekleyen hayatın masalsı yansımalarına dalar gider. Peki gerçekten de hepsi bu mudur? Evet, bir kadın olmak için, çocukluğunun kıskaçlarından kurtulmak için can atıyordur ama onu bekleyenin de bir masal ülkesi değil, rutinin içinde kaybolan gündüz düşleri olduğunu şimdiden görebiliyordur. Öyle bir yaşlılık vardır ki kızın gözlerinde, hiç yaşamadığı bir hayatı bile sanki çoktan yaşamış, tüketmiş ve nafile olduğunu görmüş gibidir. Her yeni imge, onun artık gülümseyerek veda etmesi gereken hüzünlü anılar halini alır tek tek. İşte bu kız üzerinden, “dünyada geçici bir ziyarette bulunan uzaylı” kimliğiyle aynayı bize çevirir Bowie. Muazzam tasvir yeteneği ile her bir kelimeyi adeta film setindeki dekorlar gibi kullanır ve banal semboller üzerinden o hayal mahsulü kızı değil de, “çağdaş” insanlar olarak kendimizi ve bizleri bekleyen “yetişkinliği” görmemizi sağlar. Bizi bekleyen bu yetişkinlik, boşu boşuna verilen bir hayat mücadelesi içerisinde, “eğlence” araçlarının uyuşturucu etkisine, beyinlerimizde yanılsattığı hayallere tutunarak yaşayan fareler sürüsüne dönüşmektir. Atalarımızın hayata tutunmak için sığındıkları inançlar, tanrılar ve kahramanlar yoktur artık. Kaderimiz, lunaparklardaki aynalara bakar gibi, filmlerde, şarkılarda, sahnelerde, televizyon ekranlarında, magazinlerde, gazetelerde ve podyumlarda, kendimizin ve hayatlarımızın o abartılı, şişirilmiş hallerine bakıp güvende hissetmektir. Belki bir gün “onlar” gibi olabileceğimizin, “o” hayatları yaşayabileceğimizin hayaline tutunmaktır. Bu bir çıkış değildir. En harikulade şeyde bile amaçsızlığın, boşunalığın hüznü vardır bu dünyada. Olağanüstü şeyler yaratıp, sonra her birini tek tek tüketip, tüketecek hiçbir şey kalmadığında yok olmak, Bowie’nin şarkıda resmettiği şekliyle bir “fare sürüsü” olan bizlerin kaçınılmaz geleceğidir. Peki ya “Mars’ta hayat var mıdır???” Bu bir soru değildir, aksine bir alay cümlesidir: O kadar zavallı bir hayatımız vardır ki, çorak, yaşamsız bir gezegen bile bizim için bir “hayata tutunma” alternatifine dönüşebilir. Bu parça 1971 senesinde yayınlandı. Sene 2016. Bowie’nin bahsettiği yerdeyiz. Müzik bitti. Filmler bitti. Romanlar bitti. Biz de bitiş çizgisine yaklaştık. ‘Life On Mars?’ Bowie’nin başyapıtıdır. Bowie ile ilgili harika olan her şeyin birleştiği noktadır: Tanrı bakış açısında objektiflik, henüz yaşanmamış şeylere dair bile nostaljik bir melankoli, ileri görüşlülük, doğru şey için harcanan zeka ve en önemlisi, tek damla gözyaşı bile dökmeksizin bu denli duygusal tınılar yakalayabilme kapasitesi.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.