DAVID GILMOUR – Rattle That Lock (Columbia, 2015)

0001 numaralı Fender Stratocaster’ın sahibi David Gilmour’ın kim olduğu ya da müzikal geçmişine dair bilgiler bir kritiğin değil de, ancak çok yapraklı bir kitabın konusu olurdu. Zaten bu yazıyı okuyacak olanların da David Gilmour kimmiş diyeceğini sanmıyorum.

Gilmour 2006’da çıkardığı On an island albümünden sonra yeni albümü Rattle That Lock için 9 yıl beklemiş görünse de, bu dönem içinde yaptığı DVD’lerle, The Orb ile yaptığı Metallic Spherers albümüyle ve Pink Floyd’un eski yayınlanmamış kayıtlarının yeniden elden geçirilip piyasaya sürüldüğü enfes Endless River albümüyle aslında yaşıtları emekli hayatı yaşarken faal bir üretkenlik dönemi geçirdiği kanımca aşikar.

Albüme gelecek olursak; Gilmour, Ege denizindeki adasında hazırlayıp İngiltere’de yüzen stüdyosunda pişirdiği 51 küsür dakikalık 10 şarkıyı 18 eylül 2015 tarihinde Rattle That Lock adı altında piyasaya sürdü. Öncelikle albümden Pink Floyd gibi haşmetli bir müzik beklememeniz gerektiğini belirtmek gerek. Hayatının son dönemine giren bir adamın Ege denizine bakıp kırmızı şarap yudumlarken yaptığı şarkıların dingin, huzur veren bir tınıda olması son derece doğal bir sonuç. Kadifemsi yumuşaklıkta gırtlağı ile gitarından çıkan tınıların birleşiminin insanı böyle bir Ege atmosferine götürdüğü de bir gerçek. Albümün ilk single’ı Rattle That Lock tipik 80’ler dönemi Pink Floyd gibi tınlasa da diğer şarkılar On an Island’ın devamı niteliğinde. Bolca Gilmour’ın kendine has gitar tınıları yanında uzun yıllardır beraber çalıştığı Richard Wright’ın eksikliği Pink Floyd session keyboardcusu Jon Carin ile doldurulmuş. Yine Pulse dönemi Pink Floyd’dan Guy Pratt iki şarkıda bas gitarıyla Gilmour’a eşlik etmiş. Gilmour tüm müzik kariyerince en büyük eksikliği olan söz yazamama handikapını yine karısı Polly Samson kapatmış 5 şarkıda.

Virtüozitenin hızda değil, verilen duyguda olduğunu ögreten adamın albümünün öne çıkan şarkıları: Faces of Stone, Dancing Right In Front Of Me, In Any Tounge ve The Girl In The Yellow Dress.

Sonuç olarak, Endless River ve On an Island albümlerini sevdiyseniz bu albüm sizi asla hayal kırıklığına uğratmayacaktır.