FAITH NO MORE – En İyi 10 Şarkı

Paylaş:
Faith No More’un bildiğimiz anlamda müzik dünyasını nasıl değiştirdiğini anlatmak için oldukça iddialı bir cümle ile gireceğim söze; Nirvana ve Rage Against The Machine ile beraber Faith No More, formal şarkı yazısını bozmaya ant içmiş post punk, indie rock ve gürültülü diğer yeraltı akımlarından beslenen tarzıyla, “bildiğimiz müzik piyasası”nda herkesi şaşırtmaya başlayan ilk gruplardan biriydi. Evet yeraltı efsanelerle kaynıyor, özellikle İngiltere, ABD ve Almanya’da on yıllardır “formülle” icra edilen müziğe baş kaldıran Melvins gibi sonradan değeri anlaşılacak devler 80’lerin başından beri işini yapıyordu ama Faith No More, bu “düşünce biçimini” yer üstüne çıkaran gruplar arasında önemliydi.
 
Bugün hala Laneth’de sevgili Süreya İzgi’nin 90’ların başında yazdığı FNM yazısında nakaratı belli olmayan, düzeneğin dışında yazılmış şarkılara isyan ettiği albüm eleştirisini hatırlarım. Yepyeni bir nesil tam tersini düşünüyor olacak ki, “The Real Thing” ve “Angel Dust” daha müziğin bilinmeyen yollarını keşfetmeye yeni başlamış benim gibilerden oluşan “90’lar çocuklarına” yeraltındaki cevherlerin yolunu açtı. Bu çocukların pek çoğu yaşadıkları çağın grunge kimliğiyle dört beş yıl takılıp plaza çocuklarına dönüştü fakat içlerinden çok ufak ama etkili bir ekip, dünya müzik tarihinde fanlar açısından ilk defa çok farklı türleri bir arada dinleyen ve analiz edebilen bir tayfaya dönüştü. Soundgarden’lardan Faith No More’lardan yola çıkarak Melvins’leri Sonic Youth’ları Big Black’leri keşfedenler 90’lardaki efsane fanzinlere, gruplara imza atarken – ki bunların bir kısmı da elektronik müziğin altın çağına giden yolu döşeyen çocuklara dönüşecekti-; o yoldan çıkıp “alterno rak baba yeaa” modunda kalan “kazağını avucunun içinde tutanlar” kendilerini ikibinlerin başında Kid Rock dinlerken bulacaktı. Faith No More, bu ayracın tam ortasında duran üç gruptan biriydi işte. 
 
Bütün bunlar olduktan sonra, ABD’de ortalığı yıkan, popüler müzik piyasasının göz bebeklerinden biri haline giren grup, Mike Patton ve Billy Gould’un “ya başlarım fanların ne dediğine kardeşim” mottosu ile yaşadıkları hayatlarının paralelinde “King For A Day Fool For A Lifetime” ile, daha adından müzik endüstrisine çok net mesaj veren bir gruba dönüştü. “Alternatif rock”, “grunge” gibi kavramların tamamının üst yapısal yalanlar olduğunun, köklerinde bu müziğin 70’lerin ikinci yarısına kadar uzanan bir geçmişi olduğunun ve Amerikan müzik endüstrisinin ortamları onlar gibi gruplarla parlattığının farkındaydılar. Bu yüzden “hitap etmeleri beklenen” kitleye pop jazz baladları ile noise şarkılarının bir arada takıldığı, kimi ABD’li müzik yazarlarının tabiriyle “saçma sapan konseptlere sahip” albümlerle çıkmaktan kaçınmadılar. Bu anlamda kariyerlerinin üçüncü dönemi olarak düşünülebilecek “King For..” ve “Album Of The Year” ( ki albümün adına yine dikkat :) aslında grubun müzikal kültür halinde her şeyin içeriği boşaltılarak “Amerikanlaştırılmasına” verilmiş plansız, programsız, içgüdüsel birer tepkiydi. George Ritzer’ın 1993 yılında yazdığı “Toplumun McDonaldslaştırılması” isimli kitabında geniş ve oldukça açık fikirli bir biçimde ele alınan bu durum Faith No More’un müziğinden akıyordu. Zira Patton ve Gould’un sonraki yıllarda kariyerlerinin merkezini de, müzikal çalışmalarındaki ilgiyi de Avrupa’ya kaydırması boşuna değildi. Birçok grubun ve müzikal çevrenin ekmek yemek için girmeye çalıştığı ABD piyasasından politik olarak ideolojik bir tavır koymadan içgüdüsel olarak “kusma hissiyle” uzaklaşmaya çalışıyorlardı aslında. Patton’ın Fantomas, Tomahawk, Peeping Tom gibi solo projelerinde; Gould’un plak firması Koolarrow Records’un grup seçimlerinde ( misal Kultur Shock) hep ortak tek bir nokta dikkati çekiyordu; baskın bir kültürün içinde erimemiş, çok kültürlü, farklı akımlardan beslenmiş müzisyenlerle hareket ederek kulaklara tekme tokat dalmak. 
 
Yıllar sonra 2010’larda geri döndüklerinde onlardan ikinci bir “The Real Thing” bekleyenlere tokadı tamamen son dönem albümlerine benzeyen “Sol Invictus” ile attılar. Zira müzik basını “geri dönüşlerin” ekmek için olduğunun farkındaydı ve grubu efsane statüsüne yükselttikleri döneme dönmeye çalışmalarını umut ediyordu. Eğer bir “Angel Dust” klonu ile karşımıza çıksalardı yaşanacak müzikal skandalı düşünmek bile istemiyorum açıkçası. Grubun o dönem ile ilgileri tetikleyen hareketi tabii ki Black Sabbath ile çıktıkları bir konserde iki yeni şarkı çalmaları olmuştu. Hatırlarsanız Sabbath’ın “War Pigs”ini coverlamışlardı “The Real Thing”de. Fakat “Sol Invictus”, Patton’ın solo kariyerinden ve rock müziğe “bir İtalyan spagetti westerni gibi”,  Tarantino’nun sinemaya baktığı parodi penceresinden bakan yaklaşımından oldukça beslenmiş, son döneme daha yakın bir albüm olarak kulaklarımızın pasını aldı. 
 
Bize ise şu an herhangi bir aktivitesi olmayan Faith No More’u sizlere hatırlatmak bahar aylarına girerken gönül yayları esneyince “esti”. Paslanmaz Kalem bu, sağı solu belli olmaz anacım. Hadi listeye buyurun madem; 
 
(Listemize konuk olarak katkıda bulunan Barış Ertunç ve Doğu Yücel’e teşekkürler)
Kerem Onan

En iyi Faith No More şarkıları

10) The Gentle Art of Making Enemies

Özgür Yılgür: Daha ergenlik döneminde Faith No More tedrisatından geçmiş olanlar, grubun karakterinize ne denli hızlı nüfuz ettiğini bilir. Ben de kendimi yeni tanımaya ve şekillendirmeye başladığım dönemlerde tanıştım Faith No More’la. Zamanla grubun şarkı sözlerinde anlattığı bazı şeylerin, karakterimin kodları arasına sızdığını fark ettim. “The Gentle Art of Making Enemies” de o şarkılardan biri. Sosyal ortamlardaki ikiyüzlülüklere öfkesini kusan, tavizsiz ve net bir şarkıdır. Mike Patton baba şarkıyı söylerken, sanki karşısındaki ikiyüzlülere haddini bildirecekmiş gibi bir tavra bürünür. Eğer bir gün samimi bulmadığım, sevmediğim birine doğum günü hediyesi yollamak zorunda kalırsam tercih edeceğim tek şarkıdır. Happy birthday… Fucker! :)

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.