FAITH NO MORE – En İyi 10 Şarkı

9) The Real Thing

Volkan Atay: Çok tuhaf bir Faith No More hikayesinin başımdan geçmişliği var. Zannediyorum, ülke topraklarımız dahilinde grupla ilgili daha tuhaf anısı olan birisi yoktur. Zira, Türkiye konseri günü ben başka bir etkinlikte çalışıyordum. Konser mekanının az yukarısında olan Harbiye’de. Aynı güne denk gelen FNM konseri yüzünden öncesinde başımı sağa sola vurmuşken “ne yapıp edip izlemeliyim ben bu konseri” diye almıştı beni deli düşünceler. Ha bu konuyu başardım da bu arada. Diğer konser başlar başlamaz son sürat konser mekanına doğru koşarak gittim. Arada kaçıp geri döndüm. Kaçtığım konser Sibel Can konseri olunca düşünün tuhaflığı. İki konser de devam ederken mekandan mekana koşturmalarım da epic değil de ne? Tüm kaslarımın, hücrelerimin yaşadığı şok halini düşündükçe hala gülümseyerek hatırlıyorum. Ama nasıl kaçırabilirdim ki böyle bir şansı?

Faith No More müziği ile yüzleştiklerimiz önemli. Karşılaşmalarımız tedbirli. Arayıp bulduklarımız belli. Gerçek, sadece gerçek. Pırıl pırıl bir zeka toplamı ile belirginleşen özgün bir kimya. Cool grup nasıl olur derseniz, örnek olarak gönül rahatlığı ile ileri de sürebilirsiniz. Amansız vokalist Mike Patton bu albüm ile gruba dahil olmuş ve tabiri caiz ise grubun tüm hücrelerine nüfuz ederek grubu kemer takmadan son hız sürmeye başlamıştır. Süre gelen yıllar için çok sayıda FNM şarkısı sevdim ama ilk sıraya bu şarkıyı koyuyorum. Değişken yapısı, sözleri ve finali ile her defasında aynı etkiyi verebilen gerçek bir klasik. “Metal olmadan heavy müzik nasıl üretilir, işte böyle.” Bu açıdan da vuruculuğu ve keskinliği uzun yıllar övülmeli.