Kız kıza gey bara gidince umduğunuz ama bulamayacağınız 5 şey

“Geçen kız kıza gey bara gittik, ay bi eğlendik, bi eğlendik, yalnız iyi eğlendik, valla çok eğlendik” yalanlarınız için sağlam tokat geliyor…

1) Her genç kızın rüyası, bir geyi heteroya çevirmek

Her gey bara giden kız grubunun içinde en az bir tane sivri zekalı, “Benim gibi kadın girmemiş hayatına bugüne kadar, dur ben bir endamımı göstereyim, bir iki kıvırtayım da doğru yolu göstereyim şuna” diyen içten içe narsist bulunur. Gecenin sonuna doğru 4. votkasının pipetini de kıvıra kıvıra yanındaki kıza patlatsın diye uzatan, suratsız, dağınık saçlı ve makyajı yavaştan akmaya başlamış, diğer elini de son kalan tırnağını yemek üzere ağzına daldırmış kız var ya, o işte.

Hanımlar bu geylik meselesi çorap rengi, çayı limonlu içmek ya da evi Maslak’ta tutmak gibi tercihlere bağlı, eskisini atıp yenisini alacak, limon yoksa kahve söylenecek ya da ne bileyim çok sıkılınca değiştirilecek bir şey değildir. Hatta bu bir mesele hiç değildir. Bu bir yönelimdir. Birisinin yönelimini değiştirmesini beklemek, gözünüzün önünde tecavüze uğrarken bir anda zevk almaya başlamasını beklemek gibidir. Yani imkansız. Üstelik sizin bu beyhude çabanızı fark edecek (ki çok net ederler, hiç kaçmaz…) bir gey ve arkadaşları için muhtemelen gecenin ve dahası büyük ihtimalle önümüzdeki 10 yılın en bitmez tükenmez alay konusu olacaksınızdır. 8 sene sonra çocuk çocuğu parka götürdüğünüzde “Allah Allah bu kulağım da neden çınlıyor” dediğinizde bilin ki o seneler önce kucağında sekiz çizdiğiniz ama bir türlü sizi belinizden kavramayan yakışıklı adam bir başka yakışıklı gey arkadaşıyla hala sizi çekiştiriyordur. Hakikaten çok komiksiniz bacım, yapmayın. Gecenizin de imajınızın da içine etmeyin.

2) Heterolar asla geyler kadar iyi görünemezler…

Sıkça gey bara gitme alışkanlığı edinen kız gruplarında, genel erkek dış görünüşü hakkında bazı temel yanılgılar oluşmaya başlar. İçindeki abdominalleri saklayamayan harika bir beyaz gömleği, burnunuzu orgazm olmuş gibi titreten o erkek parfümünü ya da sarışın kısa saçlı lezbiyen taş hatunu kendinize ya da sevgilinize örnek almaya başlarsınız. Ertesi sabah ayılır ayılmaz bir AVM yolu tutup o gömlekten alıp bir güzel paket yaptırıp adamın önüne koymaya kalkarsanız, sevgililer gününde “aşkım çok güzel parfüm, senin için seçtim” diye fıs fıs adamın üstüne sıkmaya çalışırsanız ya da o saçın aynısından kestirmeye yeltenirseniz, Charlize Theron olamayacağınız gibi bir de üstüne terk edilme riskiyle burun buruna gelebilirsiniz. Geylerin sadece aynaya bakma süresi, hetero bir kadının toplamda bakıma ayırdığı süreden bile daha uzundur. Y kromozomunun vermiş olduğu sebep – sonuç ilişkisi başarısı biz kadınlarda ne yazık ki bulunmadığından, bakım yaparken bile aklımızı milyon parçaya böler, dün mucize dediğimiz ve bir ton para verip aldığımız yüz kremini bugün çöpe atıp en yakın arkadaşımızın yeni keşfi olan öbür kreme iki ton daha para veririz, eskisinin etki etmesi için sabredemediğimiz gibi yenisinin de eskimesi an meselesidir. Beğendiğimiz bluzun evdeki hangi pantolonla uyumlu olduğu önemli değildir, beğenmişizdir onu bir kere, alınır. Oysa adamlar aynaya da ciltlerine de elbise dolaplarına da ilk günkü sabır ve düzenle bakar, kafalarında her şeyi sıraya koyar, sonuç alana kadar da üstünde uğraşırlar. Bu sistematik gey zekasının ürünü olan janti kılıklar, hetero dünyasının aklının da hevesinin de yetmeyeceği bir çalışmanın ürünüdür. Tüm bunların yanı sıra, kılık kıyafete gizlenen minik feminen detaylar da (bkz: yaka açıklığı, paça darlığı, t-shirtteki yaldızlı harfler) sizin “sapına kadar erkek” Türk erkeğinizin gözünden kaçmaz, “bu ney lan” nidasını esirgemeyen erkeğinize hesap vermek, gerisingeriye AVM’ye dönüp hediyenizi değiştirmek zorunda kalırsınız. Ve kötü haber, saçınız ne yazık ki sandığınız kadar hızlı uzamıyor ve herkese sarı renk saç yakışmıyor. Uzun lafın kısası, gey barda yakalamayı umduğunuz tarzı, hetero erkeğinizde ya da daha yakında, hemen tepenizdeki saçta bulamazsınız…

3) Büyük yanılgı: “Yalnız değilim”

Hetero bir kadınsınız, sokakta onca dişinize göre adamın gittiği bar varken illa da gey bara gidelim diye tutturan arkadaşlarınızın kurbanısınız ve onlara itiraz edememenin derin kederi algılarınızı bozmuş. Oysa tam da avlanma havasındaydınız. Aklınız böyle durumlarda size küçük bir oyun oynuyor ve bu gecenin gey barda başlayıp biteceği gerçeğini kabullenmeniz için size şu büyük yanılgıyı sunuyor: “Yalnız değilim”. Mekanın kapısından girdiğiniz andan itibaren “benim gibi bir şekilde gelmek zorunda kalmıştır” diye gözünüze kestirdiğiniz her yağız delikanlının ya elinden ya belinden bir başka yağızın tuttuğunu görüp birer birer hayal balonlarınızı patlatır ve efkardan shot üstüne shot yaparken “evli mutlu çocukluuaah” diye bir takım sakıncalı içerikli şarkılara eşlik eder hale gelmişsinizdir ya… İşte o an en savunmasız, en “tehlikenin yaklaştığını fark etmeyecek boş an”ınız başlamış oluyor. Ve bingo! Hipster arkadaşlarınızdan öğrendiğiniz yeni grup isimlerini ofiste sağa sola “aa dinlemedin mi çok güzel sound” diye sattığınız dakikaların intikamını alacak az sonra kader sizden. Çünkü gey kulüpte çalan “evli mutlu çocuklu” şarkısı aynı zamanda peşinden gelecek nice Serdar Ortaçlar, nice Hande Yenerler ve nice Yıldız Tilbeler demektir. Siz orta kalite pop kültürü içinde kendinizi kaybetmiş çığırırken kime seksi geliyorsunuz tahmin edin… Gey kulüplerin büyük sırrını açıklıyorum arkadaşlar: Yüzde ellisi en az bir kez jigololuk yapmış, pek çoğunun ailesi büyük şehirde olmayan, servis becerisinden çok 20’li yaşlarının başındaki o parlak fiziği ile iş yapan ve çıplak vücuduna pantolon askısı çok yakışan garson bebeler… İşte sizin o en çaresiz anınızda kına gecesinde yüksek yüksek tepeler çalarken sallandığınızı hayal eden gözlerle bakan, bir bira istediğinizde yanında beleş 2 shot daha gelmesinin sebebi o gençler var ya, sizi aşırı seksi buluyorlar. Ve siz umduğunuzu bulamasanız bile, onlar neler buldu o danslarda, o kalçalarda, o göbeklerde, aah…

4) Sizin kadar sevimli değiller, olmak da istemiyorlar.

En yakın arkadaşı gey olan hetero kadınlar (kendimden biliyorum) çoğu kez hemcinsleri tarafından gizliden kıskanılan ama hikayeleri de can kulağıyla dinlenen profillerdir. Zaten bu kız kıza gey bara gidelim fikri de “özenen” kadınlar topluluğunun uydurması bir modadır. “Madem gey arkadaşımız yok, biz bize yeteriz” diyen aklı selim lider kadın arkadaşlarını organize eder ve mekanı bir anda çakma parfüm bulutu ile kimseyi tahrik etmeyen mini etekler basar. O önceden hikayesini dinledikleri kadın gibi birer gey arkadaş edinmeye çalışan hetero ablalarımız sağ masadan başlamak üzere önlerine her çıkan geye anime sırıtışlarıyla “ay şekerim pantolonun yıkılıyo” “ah ne tatlı şeysin, sevgilin de şahaneymiş” “şu sahnedeki dansçı çocuk da çok iyi ama di mi” şeklinde “arkadaşça” sarkmalarda bulunur, iki saat sonra bir geyin “ben terk edildim kızıaam” diye son ilişkisini detaylıca anlatıp omzunda ağlamasını ümit eder. Hanımlar, biz gey arkadaşlarımızı bardan pavyondan bulmadık. Sizin hetero kadın arkadaşlarınız ile ilişkiniz nasıl başlayıp devam ettiyse, bizim de gey erkek arkadaşlarımızla ilişkimiz öyle başladı, öyle de devam ediyor. Ha belki barda tanışmış olabiliriz hasbelkader ama illa da gey dost edinelim diye kimsenin paçasına yapışmadık. Birlikte vakit geçirmekten ortak zevklere, benzer aile yapılarından sınıf arkadaşlığına, kursta sıra arkadaşlığından her sabah otobüste karşılaşmaya dek milyonlarca ihtimalden birisi başımıza geldi ve bir şekilde yollarımız kesişti. Ancak şuna garanti verebilirim ki hiçbirimiz birbirimizi tavlamak için sahte mimikler ve seviyesiz konularla vodka kadehi tokuşturarak muhabbete girme ucuzluğunu yapmadık. Yani siz dışardan çok sevimli göründüğünüzü sanmakla birlikte o sevimliliğinizin gey camiasında prim yapacağına da emin olarak fena halde kendinizi kandırmışsınız. Benden söylemesi, bir gey canı istediğinde dünyanın en sivri dilli en zeka ürünü ve en yanıtlanamaz terslemesi ile bırakın arkadaş olma yavşaklığınızı durdurmak, sizi sonsuza dek bunalıma sürükleyecek öyle bir laf eder ki, 40 yıllık hetero kadın arkadaşlarınız grup terapisi yapsa, yine de kendinize gelemezsiniz.

5) Kötü haber: Hetero erkekler ne yaptığınızı biliyor

Tuvalete giderken ellenmeyeceğinizi umduğunuz tek yer gey barlar mı? Şöyle bir hikayem var: Zamanı geldiğinde ya da yakalanma durumunda “Ya hayatım valla kız kıza gey bara gittik” diye açıklamayı umarak “uyuyorum ben aşkım bye” diye mesaj attığı sevgilisini uyuttuğunu zanneden ve en süper minisiyle gecelere akan, hakikaten de kız kıza eğlenmeye gittiği gey barın diğer ucundaki masada bir saat önce smsle vedalaştığı sevgilisini erkek erkeğe eğlenirken bulan kızın dramı, tek perde… Yeterince açık mı? Gey barlar eskisi gibi değil kızlar. Hetero beyler ne yaptığınızı detaylı olarak biliyor, tek akıllı siz misiniz?