RAY MANZAREK, BİR ALEV TERBİYECİSİ (1939-2013)

987
0
Paylaş:

60’ların ortasında Amerika’da, henüz gizli ellerin daha salak ve tecrübesiz olduğu, PR çalışmalarında ustalaşamadıkları için bazı olayları gizleyemedikleri, gün ışığı altında yedikleri haltları mal gibi sergiledikleri (bkz. JFK) garip bir dönemde, dört genç adam (Ray Manzarek, Jim Morrison, Robby Krieger, John Densmore), alakasız bir yerde (Kaliforniya), bir müzik grubu halinde “The Doors” olarak ortaya çıkarlar.

skull

Daha öncesinde böyle bir şey yoktur. En azından milletin sörf yaptığı, hayatın tadını çıkar(ır göründüğü)dığı Kaliforniya’da yoktur. Ailesinden nefret eden, nihilist bir solist, tırnaklarıyla gitar çalan acayip bir tip, efendilik simsarı gibi duran ancak sahnede dinamo haline gelen bir caz davulcusu ve gözlüklü, Charles Dickens favorileri olan sakin, soğukkanlı, “normal” bir klavyeci. Basçı yoktur grupta. Gözlüklü klavyecinin Fender Rhodes piyano üzerindeki sol elidir grubun bas gitarı.

Hikayenin geri kalanını hepiniz biliyorsunuz işte. 10 dakikaya uzayıp giden küfürlü şarkılar, blues klasiklerinin vahşi yorumları, karanlık balladlar, alev alev yanan rock parçaları, sahnede transa geçiren performanslar ve Morrison’ın şişen egosuyla beraber kendini deliliğin kollarına ve bir “kadın faciası” halinde ölüme bırakması.

Ray+Manzarek+The+Doors+Rock+n+Cycles

Bizim konumuz ise Ray Manzarek. Çünkü onu da kansere kaybettik.

Ray Manzarek hiçbir zaman The Doors’un asıl bestecisi olmadı. O şeref Krieger’a aittir (hani o sevdiğiniz ‘Light My Fire’, ‘Love Me Two Times’, ‘Touch Me’ vs… bir ton The Doors hiti var ya, onların sözü de müziği de tipsiz diye takmadığınız bu herife ait, a öküz ülkem Morrison-modacıları). Grubun ön plandaki adamı? Ulan o zaten olamaz, sahnenin ortasında rock tarihinin gelmiş geçmiş en enteresan, en öncü solisti duruyor. Grubu ateşleyen, enerjisini veren adam desek, e o da arkada pancara dönmüş terli-bıyıklı tipiyle Densmore tabii.

doors

Peki neydi bu Manzarek bu grup için? Yani tamam, ön plandaki o Vox Continental tınılarıyla hafızamıza The Doors ile beraber kazındı tabii ki de… Asıl neler yaptı?

Manzarek, kendine özgü klavye kullanımı, üstün müzikal yeteneği ve aranjörlüğünün yanında çok özel bir yeri dolduruyordu The Doors’ta. O, grubun rasyoneliydi. The Doors tabiri caizse dünyanın tuzuydu, beraber olduklarında alev alan bir çeşit tuz. Manzarek ise işte bu alevleri çaktırmadan, üzerlerine gitmeden, ustalıkla terbiye eden adamdı. Grubun diğer elemanları sahnede kopup giderken hem basçı, hem klavyeci olarak grubu kontrol etti. Uçup giden gitar, davul ve vokalin arasını harç gibi doldurdu. Sahne dışında birbirlerinden alakasız olan bu tipler birbirlerinden kopup gitmesinler diye aralarında dikiş gibi dayandı. Her an aşırı deneysel bir yöne kayıp ticari başarısını yitirebilecek olan gruba yer yer korumacı, yer yer fırsatçı yaklaşımlarıyla geldi. Gün geldi dedi ki “lan albüme 20 dakikalık parça koymayalım, bizi dinleyen kızlar kaçar, grup olarak küçülürüz”, yeri geldi de dedi ki “parçalara orkestral düzenleme koyalım, birkaç adım ileri gitmeyi deneyelim”. Bazen tuttu, bazen de yemedi.

The Doors, döneminin o üstü örtülü kaosunun sesiydi. Gözünü “KOMPİLO TEORİSİ BUNLAR, DELİLERE GÖRE” diye kapayan (hala kapıyorlar!) Amerikan halkının suratına pop müzik biçiminde “alın madem, günümüzün sesi bu” diyerek fırlatılan okkalı tükürüktü. Çiçeklerle süslenip çekici kılınmış yıkımdı. Alevlerdi. Ray Manzarek bu alevlerin terbiyecisiydi. Amerika’nın ve dünyanın üzerindeki gizli eller gibiydi tıpkı, ancak o, sahnede, spotların altında, ortadaydı. Ve ortada olmasına rağmen rolünü o gizli ellerden daha ustalıkla gizleyebildi. Muhtemelen ayakları doğuştan yere sağlam basıyordu ya da olağandışı bir olgunluğu vardı, bunu bilemeyiz. Ama şu bir gerçek ki Manzarek olmasaydı The Doors diye bir grup kesinlikle olamazdı.

Huzur içinde uyu Manzarek. Huzur içinde uyu The Doors.

[youtube id=”jLAr-WlxMZY” width=”620″ height=”360″]

Not 1: Manzarek ve Krieger son 10 sene boyunca aralıklı olarak beraber turlayıp The Doors parçaları çaldılar, başka bir davulcu ve farklı solistlerle. Sevenlerinin bir kısmı bile bu “kutlamayı” anlayamadı, “paracı pezevenkler” dedi geçti. Ancak acı durum bugün ortaya çıkıyor. Bir daha asla The Doors gibi bir grup, bir daha asla Krieger ve Manzarek gibi bir müzisyen ikilisi ve uyumu olmayacak. En azından 10 sene boyunca tekrar beraber çaldılar, beraber oluşturdukları o uyumu insanlara tecrübe ettirdiler. Bu armağanın büyüklüğünü anlamak için dahi olmaya lüzum var mı? Hadi bulun bakalım şimdi nereden buluyorsunuz.

Not 2: The Doors’un en iyi parçası:

[youtube id=”YgZXrdxiq_8″ width=”620″ height=”360″]
Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.