Yeni albüm vesilesi ile GALLOWS mevzusuna giriş

Paylaş:

Gallows’u ilk 2009 tarihli ikinci albümleri Grey Britain’le duydum, hitleri “London Is The Reason”a dinler dinlemez aşık oldum. Artık o sıralar her ne ile kafayı yemişsem, Bad Religion gitaristi Bret babadan Kerrang dergisine kadar herkesi kendilerine hayran bıraktıkları 2007 tarihli ilk albümleri “Orchestra Of Wolves”u kaçırmışım. Dolayısıyla bir anda birbirinden güzel iki albüme maruz kalınca bir kilo çikolata yiyerek orgazma eşit zevk ala… öhöm pardon. Neyse kısacası bu iki albüm hem dozunda Hardcore/Punk köklerinden beslenen crossover albümleri olmasıyla hem marş gibi besteleriyle hem de reunion yapan ama yeni şarkı yapmayan Rage Against The Machine’in kalbimdeki boşluğunu doldurmasıyla benim için önemli işler olarak kayda geçti.

Konserde kendini döven, seyircilere durup dururken sataşıp, aralarına dalarak kendini dövdüren deli vokalistleri Frank Carter, alternatif müzikseverlerin oldukça sevdiği tipik Irish aksanlı sert çocuk imajında, oldukça ilginç bir karakterdi. Ek olarak ilk albümün başarısı üzerine Warner Bros tarafından “next big thing” olur düşüncesiyle tavlanmıştı adamlarımız. Yani bir sonraki dev olmak için ellerinin altında iyi müzik dahil her şey vardı. İyi de sattılar, ilgi gördüler, daha turlasalar ABD’de de çok tutulurlardı, zira yeraltında bu ülkede en az kendi ülkelerinde olduğu kadar seviliyorlardı. Fakat bir şekilde olmadı. Bazen sadece olmayınca olmuyor yahu sayın okur. Belki de varlıklarını borçlu oldukları Rage Against the Machine ile beraber bile çaldılar, yine olmadı bak o kadar diyorum.

Gel zaman git zaman, yeni albüm çalışmalarına başladı arkadaşlar. Warner Bros da bir şekilde beklentilerini karşılamayan grubu salladı, onlar da bağımsız firmalara geri döndüler. Frank Carter müzikal fikir ayrılıklarını bahane ederek (sadece Punk kökenli müziklerde gerçek bir yalandır) grubu bıraktı ve kendi projesine yoğunlaşmaya karar verdi. Tam hepimiz “ee bu macera da burada sona eriyormuş neyysse” diyecektik ki gruba alemlerin şahı, ortamların kralı, taptığım Alexisonfire vokalisti Wade McNeil’in girdiği haberi geldi. Mutluluktan son ve kanımca en iyi Alexisonfire albümü “Old Crows Young Cardinals”in kapağını yediğim için albümün plağını sipariş vermek zorunda kaldım (Neden aynı albümü bi daa aldın? diye soran sevgili eşime cevaptır. Aşkım naber?:)).

Grubun Wade ile yaptığı ilk ürün olan geçen yıl ki “Death Is Birth” EP’si gösterdi ki aslında grup Warner Bros’la anlaştıktan sonra yön değiştirmesi gerektiğini düşünen Frank Carter’mış. Wade, grubun RATM ile HC hissiyatını oturttuğu özgün sounduna vokal anlamında büyük zenginlik katmıştı ve EP çok iyi yorumlar aldı grubun fanlarından. Carter, özgün bir sese sahip olsa da onu Wade kadar çok yönlü ve geniş bir aralıkta kullanmaya yetecek kapasiteye sahip değil, sesi daha sınırlı. Dolayısıyla Gallows, kalmak istediği tür için çok daha iyi bir vokaliste kavuşmuş olarak yoluna devam etti, sonuç grupla aynı adı taşıyan “Gallows” oldu.
Gallows adının seçilmesinin sebebi grubun kimliğini Wade ile bulduğu mesajını “birilerine” vermek istemesi şüphesiz. Zira Alternatif Rock, Post Punk öğeli, NME gecelerine çıkacak kadar ilgi gören gayet güzel yeni projesi Pure Love ile Frank Carter, aslında artık ne ruh ne ton olarak Gallows için uygun bir isim değil. Albüm ise başta insanı yerden yere vuran ve yılın en iyilerinden biri olacağına kesin gözüyle baktığım harika şarkı “Depravers” ve takipçisi “Odessa” olmak üzere, tabiri caizse öküz gibi. Wade’in tek başına üç kişi şarkı söylüyormuş gibi tınlayan güçlü vokalleri, Gallows tarihinde daha önce görmediğimiz görkemde back vokaller, korolar ve harika, tadında kirlilikte ve parlaklıkta bir sound. Gözleri ve kulakları sadece iyi müzik arayanların kesinlikle kaçırmaması gereken, yılın en önemli albümlerinden biri “Gallows”.

[youtube id=”_-utOgEJ3hs” width=”620″ height=”360″]

Gallows resmi websitesi: http://www.gallows.co.uk/

Gallows Facebook sayfası: http://www.facebook.com/gallows

Gallows Twitter profili: http://twitter.com/gallowsofficial

Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.