Dr.Skull ile Geçmişe Yolculuk

2658
0
Paylaş:

Hep söylüyorum, müziğin en güzel yılları 90’lardı benim için. Karakterimi bulduğum her grupla bu on yıl içerisinde tanıştığım için aslında kişiye özel bir bilgi bu. Ama diğer yandan da, Napalm Death’den Asafated’e kadar, büyüdüğünde bu etkiyi bende bırakan gruplarla birer birer röportaj yapacaksın deselerdi o zamanlar, inanmazdım herhalde. İşte bu gruplardan biri olan Dr. Skull ile 1992’de yayınlanan ikinci albümleri “Rools 4 Fools” ile tanışmıştım Aptülika sayesinde. Bilmiyorum, daha önceki yazılarımda hiç denk geldiniz mi ama müziğe hem hiphop hem de heavy metal dinleyerek başlamış bir çocuk olduğum için, açılışta yer alan “Metal On Metal”in rap bölümlerini duyunca kendimden geçmiştim. En sevdiğim hit “Rain” dahil, iki seneyi bu albümü kardeşimle beraber ezbere söyleyerek geçirdim. Ama 1994 yılında yeni vokalistleri Serdar ile çıkardıkları “Hershey Yolunda” beni tam kalbimden vurmuştu. Albümde rock ve punk dengesi o kadar başarılıydı ki, o yıllarda punk/hardcore kültürüne girişmeye başlayan bana ilaç gibi gelmişti. O sene içine düştüğüm bir platonik aşkın tam ortasına akan muhteşem lirikleri ile “Güneşin Sesi” hayatımın şarkılarından biri olarak kalacaktı her daim. Her albüm adının mutlaka kelime oyunu içermesi ve hepsinin içinde “synth yine kullanmadık” mesajının olması dışında, tipik rock şarkı kalıplarını rap bölümleri, aniden şarkıya girip çıkan klasik müzik uyarlamalı gitar partisyonlarıyla da kendine özgü bir gruptu Doktorlar.. Cevabını aşağıdaki röportajda okuyacağınız sebepten dolayı ise dördüncü albüme girişemeden, her biri diğerinden bir çıta yukarıda üç albüm ile 90’ların ilk yarısına mükemmel, eksiksiz bir diskografi bırakıp gitti Dr. Skull.

Grup bittikten sonra her yıl bir vesile ile yeraltı ya da yerüstü müzik basınında gündeme geldi. Yeniden toplanacaklar mı söylentileri, son albümdeki vokalist Serdar’ın pop projesi, arada bir elemanlardan birini arayıp bulan bir fanzinin – çoğunlukla – Alper Yarangümeli ile yaptığı bir röportaj, grubun TRT çekimlerindeki performans videolarının virale girmesi, ara sıra verilen Vehbi posterleri, Slim Rodriguez tarafından yapılan remastered versiyonlarla hafızaların tazelenmesi… Kısacası, bu topraklarda erken dönemde yapılmış her orijinal iş gibi Dr. Skull da dinleyicisi tarafından terk edilmedi ve yok sayılmadı asla. Olası bir Dr. Skull konseri, tıpkı Pentagram’ın ilk albümü çalması ya da Deathroom’un Destrudo kadrosu ile sahneye gelmesi gibi “hayallerimizden biri” olarak dostlar arasında muhabbet konusuydu yıllardır.

Gel zaman git zaman devir değişti, Laneth’li konserler serisi başladı. İlk Laneth’li konserlerden sonra gaza gelen Radical Noise’un menajerliğini alan Çağlan Tekil, gruba 2017 yılının Mayıs ayında ayarladığı Ankara Noxus konserinde, sürpriz olarak Razor’ın Dr.Skull şarkılarını çaldığı sete konuk olarak Murat Baştepe ve Alper Yarangümeli’nin katılmasını sağladı. O gece orada olanlar hiç bir ön bilgilendirme olmadan tarihi bir geceye tanıklık ettiler. Yıllar sonra Dr. Skull’ın iki elemanı ilk defa aynı sahnede Razor ile beraber War Is Over söylüyordu. Buradan çakılan kıvılcımla Çağlan Tekil ve Hammer Müzik’in bir şekilde paslaşması sonucu mevzu tüm albümlerin yeniden yayınlanmasına kadar geldi ve bugün artık Hammer Müzik Online Shop‘a girdiğinizde karşınızda üç efsane albümü de plak ve cd formatında görmeniz mümkün. Paslanmaz Kalem’in Dr. Skull sorumlusu olarak, bu vaziyette gruptan en az bir kişiyle röportaj yapmamız şarttı ve sevgili Alper Yarangümeli bizi kırmayarak sorularımızı yanıtladı. Röportaja başlamadan önce, Ocak ayını 24’ünde her üç albümün yeniden yayınlanması şerefine bir lansman partisi düzenleneceğini unutmayın lütfen. Bu gecede son iki yıl olduğu gibi Razor yine Dr. Skull parçalarını çalacak ve onlara Dr. Skull’ın elemanları farklı şarkılarda eşlik edecek. Plakları imzalatmak ve dolu dolu “Metal On Metal” bir gece yaşamak için bundan daha iyi bir fırsat olabilir mi?

Herşeyin bittiği yerden başlamak istiyorum; Dr. Skull neden dağıldı? Hershey Yolunda’dan sonra neler oldu? Grubun kariyerinde bir sonraki aşamaya geçeceği albüm olması gerekirken neden tam tersi oldu?

Profesyonel müzik ve eğitimine devam ettiğimiz meslek arasında bir tercih yapmak durumunda kaldık. Bir kontrat imzalayıp, yurtdışında yapılacak yeni kayıtlar için her şeyi geride bırakmamız istendi. Hepimizin aynı anda kabul etmesi gerekiyordu. Olmadı. Biz kendimizi işimize verdik. Baştepe zaten Amerika’daydı. Serdar da başka bir kulvarda şansını denemeye karar verdi. Dr.Skull böylece dağılmış oldu.      

Eğer Hershey Yolunda, 2000’lerde, Türkçe rock furyasının patladığı yıl yayınlansaydı ne olurdu sizce?

Büyük olasılıkla kendi zamanındaki gibi; yani belli sayıda ama çok sadık bir dinleyicisi olurdu bence. Yaptığımız şey bu ülkede çok popüler olsaydı; ya yanlış yaptığımızı ya da yanlış anlaşıldığımızı düşünürdük.

Beni en çok güldüren şeylerden birisi, metal dinleyicisinin son albümünüzün ticari olduğunu düşünmesi. Zira aslında Dr. Skull hep baladları seven bir gruptu ama sadece bu albümde şarkılar Türkçe idi. Bugün geriye dönüp baktığınızda Hershey Yolunda’dan sonra bir dördüncü albüm olsaydı, nasıl bir yolda devam ederdiniz sizce?

Bu güne dek hiç bu tür bir yorum duymamıştım. Hershey Yolunda!?’nın ticari olduğunu söyleyebilecek biri onu hiç dinlememiştir muhtemelen. Üzerine durmaya değmez. Eğer sonrasında dördüncü bir albüm olsaydı; sonraki grubum Karakedi ile kaydettiğimiz “!!!?” albümünün, çift sesli gitar sololarıyla, Dr.Skull tarafından çalınıp söylenmiş hali gibi olurdu sanırım.

Üç Dr. Skull albümünü yan yana koyduğunuzda bir sıralama yapmanızı istesek sonuç ne olurdu?

Biz, üç çocuğunuzu yan yana koyduğunuzda bir sıralama yapmanızı istesek sonuç ne olurdu? Yaş sırası veya boy sırası olabilir…

Grup hiçbir şekilde yeni şarkı yapmayacak ya da toplanmayacak mı? Aktif olduğunuz dönemde yazdığınız ama kaydetmediğiniz şarkılar var mı? Varsa bunları ileride dinleme fırsatımız olmayacak mı?

Aktif olduğumuz dönemde kaydetmediğimiz çoğu şarkı kaydetmeye değer bulmadıklarımızdı. Bu gün de onlardan prim yapmayı düşünmeyiz. Hershey Yolunda!?’dan sonra Skull için yaptığım ve Dr.Skull konserlerinde çaldığımız bazı şarkıları da Karakedi ile yayınladık zaten.

Dr. Skull bestelerindeki klasik müzik etkisi nereden geliyordu? İlk iki albümdeki tüm klasik Dr Skull şarkılarında kendini gösteren bu durum, bana kalırsa muhteşem bir balad olan “Güneşin Sesi”nin sonunda bile kendini gösteriyordu. Klasik müzik ile bağınız nedir?

Mustafa’nın babası Senfoni Orkestrasında kemancıydı, Ersöz ve Baştepe klasik gitar eğitimi aldılar, ben de klasik müzik plakları ile büyüdüm. Rock grubu olmasaydık bir klasik müzik kuarteti olabilirdik belki de :).

Alper Yarangümeli, Karakedi ile müziğe devam etmişti ve Karakedi albümünde de Dr. Skull etkilerini görmek mümkündü aslında; hiç solo ya da yeni bir grupla Dr. Skull ve Karakedi’den sonra müziğe devam etme girişiminiz oldu mu?

Karakedi’nin ilk kadrosuyla yani; Asena, Görkem, Bora ve Alper’le yaptığı albüm ister istemez Dr.Skull müziğinin bir devamıydı, çünkü şarkılar çoğunlukla bana aitti. Bazen birşeyin bir anda bittiğini hissedersiniz; Karakedi’den sonra bana da öyle oldu. Müziğim bitti, ben de zorlamadım.

Rools 4 Fools albümü, tamamı İngilizce olmasına rağmen Türkçe müzik dinleyen insanları da çok etkilemiş ve döneminde çok konuşulmuştu. Hatta albümde yer alan “Metal On Metal”in sözleri, bir röportaj esnasında Bulutsuzluk Özlemi vokalisti Nejat Yavaşoğulları tarafından çok eleştirilmişti, bu olayı hatırlıyor musunuz? Bugün bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Nejat Yavaşoğulları bizi sever, konserimize bile gelmişti. Biz de onu ve grubunu çok sever ve saygı duyarız. Nejat Yavaşoğulları’ndan böyle bir eleştiri hiç duymadım; fakat o bir şey söylemişse mutlaka bir sebebi vardır, dikkate almak gerekir.

Özellikle ilk iki albümü, o yıllarda kaset değiş tokuş yolu ile kime yollasak kafayı yerdi, özellikle Almanya ve Doğu Avrupa’lı dinleyiciler Dr. Skull’ı çok beğenirdi, sizler bu albümler için o dönem yurtdışından nasıl tepkiler almıştınız?

Sağdan soldan bu yönde duyduğumuz şeyler oldu ama bizimle direkt bağlantı kuran olmadı.

80’lerde kurulmuş ve Türkiye’de rock müziğe öcü gibi bakıldığı yıllarda üç albüm çıkarmış bir grubun elemanı olarak, basın, plak firmaları, kayıt stüdyoları ile bir grubu yönetmek oldukça zor olmalı diye düşünüyorum. Bu dönemde başınıza gelen, özellikle bu üç kalem ile ( basın, stüdyolar, plak firmaları ) ilgili ilginç ve komik bir anı varsa bahseder misiniz bize?

Stüdyo Ankara’dan Ümit Eroğlu kayıtlardan sonra bizi Ada Müziğin Zafer Çarşısındaki yerine gönderdi. Orada Serhat Doğan’ı ilk albümü basmak için ikna etmemiz gerekiyordu. Serhat abi, bıyığı dahil her şeyiyle tam bir protest (özgün) müzik adamıydı. 20’li yaşlarda dört tane uzun saçlı “zibidi” karşısında duruyorduk. Bize uzun uzun baktı, kaseti teybe koydu. Ben Baby’nin başına ayarlamıştım, akustik gitar, harmonika falan. Yarım dakika kadar dinledi. “Basalım” dedi. Biraz daha dinleseydi, ya da bir şarkı daha dinleseydi belki Dr.Skull hiç olmayacaktı. Fakat ikinci albüm teklifi daha sonra Ada’dan geldi.

Razor’un Dr.Skull setleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce de artık kendi albümlerini yapma vakitleri gelmedi mi?

Razor’ın birçok başka seti daha var ve çok da iyi çalıyorlar. Bildiğim kadarıyla kendi albümlerinin hazırlıklarına da çoktan başladılar. Kendileri istediği sürece istedikleri şarkımızı cover yapıp kullanabilirler.

Ankara’daki ilk Dr.Razor konserinde sizi onlarla sahnede görünce herkesin nasıl kendisini kaybettiğini hala hatırlıyorum. Çağlan Tekil’in bu konseri ayarlaması, Hammer Müzik ile iletişime geçilmesi, plak ve cd’lerin gündeme gelmesi nasıl bir anda birbirini takip etti ve gelişti?

Asla bizim planladığımız bir şey değildi. Bir dergi röportajı, radyo programları, youtube sayfası, Hazy Hill’den Ufuk Önen’in belgeseli, Razor, Herman Taşçıoğlu, Tolga Akyıldız ve tabii ki Çağlan Tekil gibi iyi adamlar ve en sonunda da Hammer Müzik’ten Haluk ve Enis’in kararlılıkları işleri bu noktaya getirdi. Olacağı varmış demek ki…

İstanbul’daki lansman konserinde bir şarkılığına da olsa tüm üyeleri sahnede beraber görebilecek miyiz? Ve grup dışında şarkılara katılacak konuklar da olacak mı, mesela Karakedi’den Asena gibi?

Evet. Ve hayır.

Cevaplar için teşekkürler,

Biz teşekkür ederiz. Herkese selamlar.

Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.