2012’de benim için müzik

720
0
Paylaş:

 

Birkaç hafta önce Kerem Onan “eee artık bir 2012’nin en iyi albümleri listeleri hazırlamanın vakti gelmedi mi?” şeklinde bir e-mail atınca fark ettim ki 2012’de çok da yeni şeyler dinlememişim! Hatta birçok dostumun facebook’ta, twitter’da anıra anıra övdüğü bir sürü albüme ve şarkıya resmen tepkisiz kalmışım. Son birkaç senedir yaptığım gibi eski grupları veya yıllardır dinlemekten kaçındığım grupları dinlemeye, incelemeye verdim kendimi. Yaş 40’a yaklaşıyor ya, ondan bir bunalıma girdim heralde, ne bileyim. Neyse, ben bu seneyi bol bol Peter Gabriel dinleyerek kapatacağım gibi gözüküyor.

 

[youtube id=”GYUGXuTNsic” width=”620″ height=”360″]

Her neyse Paslanmaz Kalem’in yazarları olarak 2012’de en çok dinlediğimiz albümleri bir sıraya dizip Kerem Onan’a gönderdik, o da bu listelerden aldığı verilerle platformumuzun ortak listesini hazırladı ve siz ölümlülerle paylaştı. Tıkla ve oku. Benim ilk 10’a koyduğum albümlerden sadece 3’ü ortak listeye girince, hatta ilk 100 listemizde yer alan albümlerin bir kısmına sadece ben oy vermiş olduğum için kendi ilk 10’umu paylaşayım dedim:

10. KORPIKLAANI – Manala

Bu ve bunun benzeri grupları sevdiğimi söylediğimde inanmayanlar var yahu! Ben bu folk metal mevzusunu çok sevdim, hele ki böyle zıpır, şamata olunca. Nerede okumuştum hatırlamıyorum ama bu adamlar için “çiftlikte tavuk kovalama müziği” diyen birini görmüştüm, kesinlikle haklı! Neyse, abiler bu sene 2 CD’den oluşan bir albüm yayınladılar. 2 CD’de de aynı şarkılar var ama 1 CD’de Fince sözlerle, diğer CD’de İngilizce sözlerle. Bundan 5-10 yıl önce olsaydı İngilizcesini seçerdim ama şimdi en çok Fincesini dinliyorum. Değişen hiçbir şey yok. Yine cayır cayır gitarlar üstüne akordeon, keman gibi enstrümanlarla hoppidi hoppidi şarkılar. Albümden Rauta adlı şarkıya klip çekmişlerdi ama ben size Türkiye’de bazı TV programlarında kullanılan Ievan Polkka adlı şarkıya yaptıkları coverı dinletmek istiyorum:

[youtube id=”qhZpmFORHBA” width=”620″ height=”360″]

 

9. THE CASUALTIES – Resistance

Öncelikle kafama şey edeyim ki ben bu albümden daha birkaç gün önce haberdar oldum. O sebeple genel listeye yolladığım kendi listemde bile yok. 2009 yılındaki efsane We Are All We Have albümünden sonra daha da fazlası gelmez diye düşünüyordum ki tükürdüğümü yalattı serseriler! The Exploited’in 10 yılda bir albüm yaptığı dönemde street punk’a can veren grup olan The Casualties bu albümünde çok değişmeden yine insanların dinlediğini göz önüne almadan hayvanlık yapmış. Yalnız ben bu kez gitar soundunu daha çok beğendim. Bir önceki albümde thrash metal grubuymuşcasına tonlarda olan gitar bu albümde daha punk bir sounda sahip olmuş. Albümde özellikle Always Walk AloneMy Blood. My Life. Always Forward. gibi şarkıların hastasıyım ama mevzu sonlardaki Corazon Intoxicados adlı şarkıda.

[youtube id=”KXmMiSRbrxE” width=”620″ height=”360″]

 

8. THE OFFSPRING – Days Go By

Ya bu The Offspring harbiden de çok enteresan bir grup. Sağları solları hiç belli olmuyor. Na bu albüm de öyle. Her türlü muamele mevcut. Punk rock ve american rock’ın mainstream’de muhteşem bir buluşması. Hoş, ben hep onlardan bir Ixnay On The Hombre daha bekliyorum ama bu yaştan sonra biraz zor sanırım. Hakkında çok anlatacak bir şey gelmiyor aklıma, zaten dinlemişsinizdir.

[youtube id=”Y5Zy2GkWVFs” width=”620″ height=”360″]

 

7. THE ADICTS – All The Young Droogs

Alalh belamı versin ben bu adamları son 4-5 yıldır dinliyorum, bunu ifade ederek günah çıkarmaya çalışıyor gibi gözüksem de arada bir insanların suratına bakacak yüzüm olmuyor bu utançtan ötürü, o şekil yani. Neyse, bir önceki Life Goes On albümünün tadı hala damağımdayken bu yeni albüm resmen ilaç gibi geldi. Amiyane tabirle punk soundlu çocuk şarkıları / sirk müziği diye yorumlayabileceğimiz müziklerini bu albümde de konuşturan Monkey ve kankaları ilk şarkı Battlefield W1 ile taaruza girişirken Stop The World, Rage Is The Rage ve All The Young Droogs gibi şarkılarla keyfimize keyif katıyorlar. Ama benim albümdeki favorim My Old Friend.

[youtube id=”fw1b212N7ro” width=”620″ height=”360″]

 

6. UNISONIC – Unisonic

O kadar punk albümden sonra “bu da ne yahu?” dediğinizi duyar gibiyim benim canımdan çok sevdiğim okuyucularım. Ama beni tanıyan bilir, Helloween‘in Keeper Of The Seven Keys Pt.1 ve Keeper Of The Seven Keys Pt.2 albümlerinin gönlümde apayrı yerleri vardır. Özellikle de Michael Kiske’nin vokalleri ve vokal melodilerinin. Hatta bir de bu konuda sevgili dostum Mert Yıldız’in “Power Metal denilen türün en önemli grubu Helloween’dir. Gerisi de bana göre teferruattır, Helloween’in açtığı yoldan elinde bir avuç tuzla koşa koşa gelen adamlardır.” (ELİNE GİTAR YAKIŞAN ADAMLAR BÖLÜM 4: Flying V seven CİNSEL SAPIKLAR!) şeklindeki ifadesine katıldığımı da belirterek sözlerime devam edeyim. Neyse, Keeper Of The Seven Keys albümlerinin en önemli parçalarından biri olan Michael Kiske uzun yıllar metalci ortamlardan uzak durmuştu. Arada yaptığı Place Vendome grubu haricinde sesini metalcilikte özlemiştik, ta ki Unisonic adlı grubu kurana kadar. Kesmedi bir de gruba eski grup arkadaşı Kai Hansen‘i de ekleyip iyice güçlendirdi kadroyu. Doğruya doğru, Unisonic’in kendi adını taşıyan bu ilk albümü Keeper Of The Seven Keys albümlerine pek benzemiyor. Daha çok Pink Bubbles Go Ape ile Kiske’nin grubu Place Vendome arasında bir müzik. Albümde My Sanctuary, Souls Alive ve King For A Day gibi şarkılar öne çıkıyor. Bence en kısa zamanda bu albümü dinleyin de VOKAL nasıl olur duyun. Ciddiyim.

[youtube id=”2XR65ATnBWI” width=”620″ height=”360″]

 

5. THE DARKNESS – Hot Cakes

Sene 2005, 14 Mayıs gecesi Therapy? konserinden dönüyoruz. Siz ölümlüler gibi efendi efendi dönmüyorum ama. Therapy? abilerle aynı araçta dönüyorum. Yolda bir ara Andy Cairns  “The Darkness burada (Türkiye’de) popüler mi?” diye sordu, ben de “hayır” diyince “İYİ” diye cevap verdiğinde gülüştük hep beraber minibüste. 1970’lerin İngiliz glamini olduğu gibi taklit eden bir grubu niye ciddiye alalım ki? Değil mi ama? Ama bu konserden 6-7 ay sonra Mert Yıldız‘ın tavsiyesiyle grubun 2. albümü One Way Ticket To Hell‘i dinleyeyim dedim ve bırak tükürdüğümü, balgamımı bile yaladım. Resmen ayıp etmişim bu gruba. Sonradan dağıldılar, toplandılar, vs derken bu yıl en sonunda 3. albüm çıktı. Bu yıl dinlediğim birçok albümde olduğu gibi bunda da öyle çok büyük değişiklikler yok, The Darkness neyse, bu albümde de o işte. Every Inch Of You, Everybody Have A Good Time için videolar çekildi ama benim albümden favorilerim konuk müzisyen olarak Jethro Tull’dan Ian Anderson’ın yer aldığı Cannonball (hoş, bu bonus track) ve Radiohead coverı Strret Spirit (Fade Out).

[youtube id=”97IcMvkyw-Y” width=”620″ height=”360″]

 

4. BARONESS – Yellow & Green

Bak bu gençler çok iyi! Her şeyden önce içlerinde sanatkar bir arkadaş var. Grubun gitar ve vokallerden sorumlu devlet bakanı John Baizley başta Baroness olmak üzere Kvelertak, Kylesa, Pig Destroyer gibi yetkili birine benzeyen grupların albüm kapaklarını çizen bir arkadaş. Grup bugüne dek First ve Second adında 2 EP ile Red ve Blue adlarında 2 albüm yayınlayarak ne kadar yaratıcı isimler bulduğunu kanıtlamıştı. Blue albümden çıkan A Horse Called Golgotha videosu ile başta ben olmak üzere çok sayıda insanın ilgisini çekmişti. Sludge ile progressive rock’ın güzel bileşimini sunan Baroness bu albümde daha çok progressive ve psychedelic tatlarda dolaşmış. 2 plaktan oluşan albümün çıkış şarkısı Take My Bones Away başta olmak üzere bütün şarkılarını şiddetle tavsiye ederim. Ayrıca yazın geçirdikleri kaza sonrasında iyileştiklerini duymak da güzel bir şey tabi günümüz Türkiyesi açısından*.

[youtube id=”4V0N1x675FQ” width=”620″ height=”360″]

 

3. THERAPY? – A Brief Crack Of Light

Rap yapmadıkları sürece Therapy?’nin her albümü benim için o yılın en iyi 10 albümünden biridir. Bende bitmek tükenmek bilmeyen kredileri var anasını satayım. En sevdiğim grup işte be, daha ne diyeyim. Bir önceki albüm Crooked Timber muhteşem soundu ile aklımı almıştı ama inanılmaz ağır ve karanlık bir havası vardı, hele ki keyifsiz olduğum bir dönemde çıktığı için de bir türlü içine girememiştim. Etrafımdakilere de “depresyondaysanız dinlemeyin” diyordum. Bu albümde de öyle bir hava bekliyordum ama daha parlak bir hava çıktı karşıma. Ayrıca grubun ilk dönemlerindeki deneysel girişimler ve bol gürültü çıkarma çabası da bu albümde tekrar ortaya çıkmış. Özellikle Plague Bell, The Buzzing, Get Your Dead Hand Off My Shoulder gibi şarkılarda bu yapıları görürken Why Turbulence, Ghost Trio ve Before You With You After You şarkılarında ise grubun 2000’lerde girdiği yola devam ettiğini hissediyoruz. Albümün kapanışında yer alan bol efektli Ecclesiastes‘i grubun eski depresif şarkılarının modern hali gibi yorumlayabiliriz. Ancak albümde 3. sırada yer alan post-rock denemesi Marlow belki de albümün en enteresan şarkısı. Therapy?’nin bugüne dek denemediği bir türde olan şarkı bana çok fazla şekilde grubun hemşerisi And So I Watch You From Afar‘ı hissettirdi. Herkese göre müzik yapmıyorlar, kabul, ama bir deneyin lan, pişman olmazsınız.. veya dinlemeyin, bana kalsın bu grup :)

[youtube id=”zwwFRrBJajA” width=”620″ height=”360″]

 

2. MANOWAR – Lord Of Steel

Baştan paşa paşa söyleyeyim, ciddiyim olm, hastasıyım ben Manowar’ın! Şaka gibi gelebilir ama süper müzik yapan bir grup. Son albümleri de, özellikle de Metal Hammer tarafından verilen ilk versiyonu, muhteşem! Özellikle bir önceki Gods Of War rezilliğinden sonra ilaç gibi geldi resmen. Yazın albüm hakkında uzun bir inceleme yazısı yazmıştım, tekrar yazmak istemiyorum, buradan okuyabilirsiniz.

[youtube id=”j3pUir0fibY” width=”620″ height=”360″]

 

1. GALLOWS – Gallows

Bu albümü çok beğendiğimi twitter ve facebook’ta yazdığımda çok olumsuz tepki aldım. Grubun en ön planda olan elemanı, karizmatik solist Frank Carter ayrıldıktan sonra grubun bittiğini düşünenler bu albümü hiç beğenmediklerini söylediler. Haklı olabilirler.. ama kendi çaplarında. Zira, grup tam da “bittiler” denildiği zamanda kariyerlerinin en iyi albümüne imza atmış. Önceki iki albümüne oranla daha kirli bir soundda kaydettikleri albümde yeni vokalist Wade McNeil boşluğu fazlasıyla dolduruyor. Daha önceden benim için çok önemli bir grup değilken bu albümde aklımı aldılar resmen. Hakkında başka bir şey yazmak istemiyorum, dinleyin, yeter.

[youtube id=”_-utOgEJ3hs” width=”620″ height=”360″]

 

Kıssadan hisse 2012’ye bakışım böyle. Bu albümler haricinde şu albümleri de bol bol dinledim sıraya koymadan:

ADLERBack From The Dead

SANCHOS “Hiçbir Şey Yapasım Yok Bugün

RADICAL NOISE/GET IT DONE “Split

BANDİSTASınırsız Ulussuz Sürgünsüz

JOEY RAMONEYa Know

JORNBring Heavy Rock To The Land

FLÖRTAnadolu Beat

KORHAN FUTACI & KARA ORKESTRAPavurya

RUNNING WILDShadowmaker

SOULFLYEnslaved

 

2013’ten de yeni GHOST ve KVELERTAK albümlerini bekliyorum fütursuzca.

Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.