2016’nın En İyi Albümleri

Paylaş:
2016nın En İyi Albümleri - Paslanmaz Kalem

10) RED HOT CHILI PEPPERS – The Getaway

RED HOT CHILI PEPPERS – The Getaway 2016 - Paslanmaz KalemBurak Gülgüler: Öncelikle RHCP’nin The Getaway’de yaklaşık 25 yıldır çalıştığı prodüktörleri Rick Rubin ile yollarını ayırdığını hatırlatmak gerekiyor. Yeni prodüktör ve gruba daha da ısınan gitarist Josh ile birlikte RHCP, belki hit şarkı olarak az, birkaç fillera sahip ama kendini rahatça dinletebilen bir albüm ile karşımızda. The Getaway’in öne çıkanları “Go Robot”, “Sick Love” ve “Encore”. RHCP’nin “By the Way”den beri yaptigi en iyi albüm.

Çağlar Neçelik: 2011’de yayımladıkları I’m with You sonrası ABD’li grubun yeni çalışmasını dinlemek için 5 sene beklememiz gerekti. Peki bu bekleyişe değdi mi? –Fazlasıyla!  Albümün bu kadar gecikmesinde tembellik ya da uzun turne tarihleri dışında Basçı Flea’nın snowboard kazası geçirmesi de etkendi tabi. Albümdeki çoğu şarkı 2 senelik bir ilişkinin yıkıcı etkiyle son bulması üzerine olduğunu Kiedis bazı röportajlarında hali hazırda açıklamıştı. Asıl ilginç olan detay ise aynı Metallica gibi RHCP’ın da kanepeye uzanıp prodüktörlük yapan Rick Rubin’e para yedirmemek için bu sefer farklı bir prodüktörle çalışması olmuş.  Farkı da bariz hissedilmekte. Tabii ki klasik Flea ve Smith altyapıları üzerine leziz gitar tonları ve eşsiz yorumuyla Kiedis klasik RHCP tadını dinleyicisine fazlasıyla sunmakta.

9) METALLICA – Hardwired…To Self Destruct

METALLICA - Hardwired...To Self Destruct - Paslanmaz KalemÖzgür: İtiraf edeyim, Metallica’nın artık bu kadar çok dinleyeceğim bir albüm yapabileceğini hiç sanmıyordum. Sadece ben değil, çok sıkı fanı olmayan birçok Metallica dinleyicisini de dumur etti bu albüm. Çok iyi besteleri berbat bir sounda kurban ettikleri Death Magnetic’ten 8 yıl sonra akıllarını başlarına almış olmalılar ki bu defa dinleyicisine istediğini verdi Metallica: tatmin edici seviyede güçlü bir sound ve akılda kalıcı “Metallica” şarkıları. Grubun neredeyse her döneminden izler bulabildiğimiz albümde rif ve nakarat yazımında da hala paslanmadıklarını gururla kanıtlıyor babalar. Açıkçası Hetfield & Ulrich ikilisinin hala “Moth Into Flame” ve “Halo On Fire” gibi şarkılar yazabildiğini görmek harika. Ki 2 disklik albümde çok daha fazlası var. Dream No More, Am I Savage ve Atlas Rise bunlardan birkaçı. Diğer taraftan James Hetfield’in de vokalde her şarkının hakkını fazlasıyla verdiğini görmek sevindirici. Umarız önümüzdeki yıl ülkemize gelirler de yeni şarkıları canlı dinleme fırsatını buluruz. Bu saatten sonra Metallica’dan daha fazlasını beklemek hata olur. Albümün tadını çıkarın, zira yılın albümlerinden. 

8) NEW MODEL ARMY – Winter

NEW MODEL ARMY - Winter 2016 - Paslanmaz kalem

Mert Yıldız: Genel dinleyici kitlesi için New Model Army, Sony ile çalışmayı bıraktıktan sadece “varlığını sürdüren” bir grup halini aldı. Kemik fan kitlesi haricinde çok az kişinin “Strange Brotherhood” sonrasına ciddi anlamda New Model Army albümlerine kulak verdiğini düşünüyorum. Evet, grubun müzikal dinamosu Rob Heaton’ın gidişinden sonra New Model Army’nin kan kaybettiği ve yerine gelen Mike Dean’in bir süre bu yokluğu doldurmaya çalışırken bocaladığı gerçek. Ancak bu esnada Justin Sullivan’ın daha da güçlü bir ozan haline geldiği, kelimeleri kullanırken iyice ustalaştığı da kesin. 2007 tarihli ‘Rivers’ gibi bir başyapıtı, 30’larındaki bir Sullivan’ın yazabileceğini düşünmüyorum.

Ancak son 15 senedir dinlemekte olduğumuz New Model Army, aranjmanların öne çıkmadığı ve tüm enstrümanların ana kompozisyona hizmet ettiği yapısıyla muhtemelen Sullivan’ın kafasındaki ideal New Model Army. Öyle ki artık özel durumlar hariç konserlerde tamamen bu “yeni” dönemden şarkılara yüklenerek kitlelerini teste tabi tutuyorlar. Gitardan çok perküsyon sesi duyduğumuz bir önceki albüm “Between Dog And Wolf,” dingin, içe dönük ama bir o kadar da davetkar bir çalışmaydı. Fakat ben bir sonraki albümün bu albüme cevap niteliğinde sivri, agresif ve karanlık bir yapıda olacağını ve özellikle gruba yeni katılan (ve büyük bir Peter Steele fanı olan) genç basçı Ceri Monger’ın öne çıkacağını tahmin ediyordum.

Yanılmadım. “Winter” günümüzde televizyon, bilgisayar ve telefon ekranlarımızdan fışkıran, onlara gözlerimizi kapamaya çalıştığımızda bu kez bizi sokakta yakalayan soğuk vahşetin insan benliğinde yarattığı hasarlara adanmış bir şaheser. Distortion’lı bas tınılarıyla başlayan ve 7 dakikalık süresinin sonunda devasa bir zirveye ulaşan ‘Beginning,’ albüm için mükemmel bir açılış. ‘Devil,’ ‘Burn The Castle’ ve ‘Eyes Get Used To The Darkness’ grubun uzun zamandır yazdığı en keskin Rock şarkıları. ‘Part The Waters’ ve ‘Winter’ ise grubun 80’ler albümlerinde zerre sırıtmayacak klasikler.

Bana göre bu albümün en iyisi Sullivan’ın gözyaşlarını notalara ve sözlere dönüştürdüğü akustik ballad ‘Die Trying.’ Sullivan’ın bir ozan olarak en önemli özelliği, tanımadığı, “basit” insanla kendini özdeşleştirip, onun kalbini okuyup, onun ağzından konuşabilmesi. ‘Better Than Them,’ ‘Green And Grey,’ ‘Aimless Desire’ ve yukarıda bahsettiğim ‘Rivers’ ile aynı gelenekten gelen ‘Die Trying,’ bence Sullivan’ın gelmiş geçmiş en önemli bestelerinden biri. Göçmenlerden en fazla nefret eden insanın dahi boğazını gizlice düğümler çünkü politika, din, kültür gibi etkenleri tamamen eleyerek olaya en temel insani hislerden biri olan umutsuzluk üzerinden yaklaşıyor. Bono gibi kendi cebini düşünen şarlatanların aksine Sullivan dinleyiciye herhangi bir çözüm önermiyor çünkü çözüm bulmanın neredeyse imkansız olduğunu biliyor. Onun tek yapabildiği hikayeyi en çıplak haline indirgeyip dinleyeni kalbiyle yüzleşmeye zorlamak.

“Dünyanın çatlaklarından düşüp kaybolabilirsin sonunda

Durmadan saklambaç oynayarak

Ta ki artık bulunamayana dek.”

Dünya müziğinin şarlatanlara değil, Sullivan gibi gerçek ozanlara ihtiyacı var. Hele hele kapana kısılmış hissettiğimiz ve nefretle ve/veya alaycılıkla yoğrulmaya zorlandığımız bugünlerde.

7) OPETH – Sorceress

OPETH – Sorceress - 2016 - Paslanmaz KalemÖzgür: Artık hikayeyi herkes biliyor. Steven Wilson faktörüyle 70’ler progresif rock’una önce merak salan, sonra gönül veren Mikael Akerfeldt, Opeth’in dümenini doom-death’ten progresif rock’a çevirir ve olaylar gelişir. Buradan sonrasını da biliyorsunuz zaten, ben direkt albüme geçeyim. Sorceress’i bir önceki Pale Communion’dan daha çok sevdim. Hatta bahsetmişken itiraf da edeyim; Pale Communion, Opeth’in bir türlü ısınamadığım tek yeni dönem albümü. O albümde beni rahatsız eden ve ne olduğunu hala anlayamadığım bir eksiklik var. Ama Sorceress öyle değil, benim Opeth’ten progresif rock/metal adına beklediğim her şeyi bulduğum doyurucu bir Opeth albümü. Albümde yer alan “Sorceress” ve “Chrysalis” gibi şarkılar, grubun gitaristi Fredrik Akesson ile yaptığımız röportajda kendisinin de dediği gibi Opeth’in hala metal grubu olduğunu kanıtlar nitelikte. Will O the Wisp ve The Wilde Flowers ise diğer favorilerim. Son olarak The Seventh Sojourn adlı enstrümantal parça ile doğu ezgilerine olan sevgisini de gösteriyor Mikael. 

6) KORN – The Serenity Of Suffering

KORN - The Serenity Of Suffering 2016 - Paslanmaz KalemVolkan Atay: Yıllardan beri tüm kötü yaftalara her seferinde burun kıvırarak resmen çocuksu bir gururla fanları olduğumu belirtirim her platformda. Yenilikçi, özgün ve sahici müzikal yolculuklarında cam kenarı diye tutturmadan yolculuk yapmayı inatla da sürdüreceğim anlaşılan. Hele ki kariyerlerinin yorgun olmaları beklenen şu yıllarında hala böyle albümlerle var olduklarını görmek büyük keyif sebebi. Sayın bay vokal melodisi tanrılarından biri olan J.Davis her fırsatta konuşturuyor yeteneğini. Nakarat yazımı olsun, düzenlemeler olsun, tarzı ayakta tutan ve bayrağı başarı ile taşıyan enfes bir grup Korn. Saygılar bizden efendim, saygılar bizden…

Özgür: Açıkçası 2013’te çıkardıkları The Paradigm Shift ile grubun müzikal açıdan toparlanmasına sevinsem de albüme pek ısınamamıştım. Tam da grup artık yaşlandı mı yoruldu mu -ki bu gayet doğal- diye düşünürken The Serenity Of Suffering ile özlediğimiz Korn geri döndü ve “bir yere gittiğimiz yok ve hala sertiz” diyerek karşımıza dikildi. 90’lara damgasını vuran Korn artık eskisi gibi değil diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz, yılın en iyi işlerinden biri olan The Serenity Of Suffering’i dinleyin, tekrar görüşelim.

Devamı sonraki sayfada >>

1 2 3 4
Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.