Americana Ozanı Lera Lynn’le Kısa Kısa
HBO’nun şimdiden efsane olmuş dizisi “True Detective”in ikinci sezonunda karşımıza çıkan, karanlık baladlarıyla bizi yerimize mıhlayan Lera Lynn 12 Kasım akşamı Zorlu PSM’de. Bir Americana ozanı addedebileceğimiz şarkıcı-şarkı yazarı konser öncesi sorularımızı yanıtladı.
“Plays Well with Others” albümünde başka saygın müzisyenlerle birlikte şarkı yazarlığına soyundun. Bu senin için zor muydu? Senin alışılagelmiş yaklaşımından farklı mıydı?
Önceden çoğu zaman yalnız başıma şarkı yazıyordum. Başkalarıyla birlikte şarkı yazmayı birkaç açıdan zor buldum. Beste yapmak oldukça güven ve açık yüreklilik gerektiriyor –ki ben bunları başkalarına açmak konusunda biraz korkuyordum. Başka bestecilerle birer şarkıda işbirliği yapmak fazlasıyla uyumluluk gerektirdi çünkü herkesin kendine ait yöntemleri var. Ama ben sonunda her şarkıda farklı bir besteciyle değişik yöntemler kullanmaktan çok keyif aldım!
Şarkıcı-besteci tarzı tüm dünyada her yeni kuşakla kendisine yeni sanatçılar ve dinleyiciler bulabilen bir tür. Sence bu janra bu ölümsüzlük özelliğini veren şey ne?
Galiba janrın merkezini gerçek şarkılar oluşturuyor; bunun sonucu olarak da tek bir eşlik enstrümanı da yeterli oluyor. Bununla birlikte, dinleyicinin doğrudan şarkıcıyla bağlantılı samimi şarkılara bir açlığı olduğunu düşünüyorum –bir insanın kendi hikâyesi ya da deneyimini kendi tarzlarında anlatmasına. Bu çok güçlü bir şey.
“Resistor”ın rock yüklü soundunu bir kenara bırakırsak, performans sergilediğin türün dışında türlerle ilgileniyor musun –hem sanatçı hem de dinleyici olarak?
Ben birçok türden hoşlanıyorum ve kendi müziğimde hepsini işlemeyi çok seviyorum. “Tür” dediğimiz şey pazarlama için ortaya çıkarılmış bir kategorizasyon ve aynı zamanda gerekli de. Ama kendi müziğimin türler ötesi olduğuna inanıyorum.
Sana ilk olarak hangisi gelir, hikâye mi yoksa melodi mi? Birine diğerinden daha fazla önem atfediyor musun?
Bitmiş bir şarkıya varış şeklim her bir seferde öncekilerden farklı. Melodinin de, sözlerin de aynı önemde olduğunu düşünüyorum.
Americana hakkındaki parçalarına Amerika dışından dinleyicilerinin tepkisini nasıl buluyorsun? Parçalarının yabancı ama otantik havasına mı, yoksa aşk vs. gibi evrensel temalarına mı tav olduklarını düşünüyorsun?
Müziğimde değişik tarzların bir karışımı olduğuna inanıyorum. Bazı kısımları tanıdıkken, bazı kısımları beklenmedik olabiliyor. Belki de Amerika dışından dinleyiciler bu yönleriyle bağlantı kurabiliyorlardır.
Türk dinleyicisi 12 Kasım’da İstanbul, Zorlu PSM’deki konserinde neler beklemeli?
Bu sene, yakın zaman önce yayımladığım yeni teklilerimle birlikte birkaç yeni cover, sıradaki yeni albümünden birkaç yeni parça ve birkaç tane de eski favorilerden çalacağız.
