CULTUS Röportajı: “Fan’lar isterse devam ederiz”

Evet sayın okurlar, geçtiğimiz hafta aniden açıklanan, Laneth Bir Gece serisinin üçüncüsü Beşiktaş If Performance Hall’da gerçekleşecek ve bu sefer kadroda The Climb, Objektif ve Pagan’ın yanı sıra yıllardır aramızda muhabbet ederken “yok olm bi daha hayatta toplanmazlar”, “hacı zaten vokalistin kendi procesi varmış”, “onların bi gizli albümü varmış yayınlanmamış ya” gibi şehir efsaneleriyle coşturduğumuz CULTUS da var. Şahsen 90’lardaki o meşhur Bon Jovi stadyum konserine giderken beyaz bir tişörtümü Another World’ün sözleriyle döşemiş gitmiş (ve sonra ön grubun Badluck olduğunu görünce döt olup kalmış) bir insanım, ben heyecanlanmayayım da kim heyecanlansın? 

Birbiri ardına yayınlanmış, thrash ve crossover dalında TC’de belki de yapılmış en zamanını yakalayan albümlerden sayılabilecek “Bodhisattva” ve “EYE“ı bize bırakıp dağılmıştı grup. Bugün bırakın Spotify, Bandcamp gibi ortamlarda, Youtube’da bile doğru düzgün bulamadığımız bu iki harika albümün de yeniden en azından bu mecralardan dinlenmesine ve – tabii ki hayallerimizi süsleyen aslen bu – CD ve plak formatında belki de yeniden basılmasına ön ayak olur mu bu konser, bilemeyiz (söylentiler her iki albümün de remastered olarak yeniden yayınlanacağı yönünde) ama aşağıdaki minik röportajda grubun vokalisti Burak grubun devam etme ihtimalinden söz ediyor, bu bile çok güzel bir gelişme. Ha bir de şu “efsane yayınlanmayan albüm varmış”, “yok hacı o EP’ymiş” geyiği var ya, onun cevabı da aşağıda. Okuyun anacım. Ha bir de okumadan önce grubun şu röportajına bir göz atın ve bizi aşağı yukarı nasıl eğlenceli bir konserin beklediğini anlayın;  

Öncelikle Laneth’li konserlerde sizleri izleyeceğimiz için çok heyecanlı olduğumu belirtmek istiyorum. Zira Let’s Burn The Fumigation para verip aldığım ilk demolardan biriydi zamanında. Yeniden bir araya gelme fikri nasıl oluştu önce buradan bir başlayalım.

Bizi bir araya getiren Çağlan’dır. Hakan (Tamar) ve Haluk (Ataklı) ‘un destekleri ve tabii Cem (Ömeroğlu)’in yardımları olmasa bu iş yine alevlenmezdi. 

Konser playlisti iki albümü de kapsayacak mı, sürpriz atraksiyonlar (konuk müzisyen, cover şarkı ) var mı?

Doğrudur. Bodhisattva’dan 5, Eye’dan 7 şarkı çalacağız. Bir adet de bilmediğiniz bonus’umuz olacak cebimizde. Sürpriz bu olmuş olsun madem.

Cultus – Bodhisattva

Hazır konu playliste gelmişken, Cultus diskografisindeki kişisel favorilerinizi sormak istiyorum, favori şarkısı Another World olan bir fan olarak en merak ettiğim şeylerden biri bu.

Cenk-iz’le yeni konuştuk bunu. Aranjmanı ve trafiği en orijinal şarkı I Feel Like bizce. Bir de bilmediğiniz Silence ve Overflow şarkılarımız var ki dağılmasaymışız ortalığı dağıtacakmışız müjdesini veriyorlar.

“Eye” yayınlandıktan ne kadar süre sonra grup dağılmıştı hatırlıyor musunuz? Cenk’in Radical Noise dönemi ve Burak Atalay’ın Melek isimli grubu dahil Cultus elemanları Cultus’tan sonra müzikle meşgul oldular mı? Olmadılarsa nerelerdeydiler? Bu arada Melek projesi için bir ikinci albüm fikri var mı?

Benim (Atalay) dışımda müzikle haşır neşir bir Sacit var aslında. Sacit Türkiye’de “Meksika’ya Sevgilerle” ile albüm yaptı. Melek’i birlikte kurduktan sonra ABD’ye gittiğinden beri cazcılara çalıyor. Melek’in ikinci albümünü hala ve ikinci kez kaydediyoruz bu arada. İlki içimize sinmedi pek.

Hep bir şehir efsanesi vardır, grubun yayınlanmamış bir albümü olduğu şeklinde. Bu şarkıların albüm boyu değil de sadece birkaç şarkı olduğu söylentileri var şimdi de, gerçek ne boyuttadır :) Bu şarkılar gün yüzüne çıkacak mı? Daha da önemlisi yeni şarkılar bizi bekliyor olacak mı ileride?

Sizi üzeyim. O üçüncü albüm double idi. Yirmi şarkıya yakın kaydetmiştik. Gün yüzüne çıkmayabilir… Çünkü bulamıyoruz :) Bir şeyi biliyorum ama, fanlar isterse devam ederiz.

Cenk-iz’in Stüdyo AB anılarını dinlemek herkese nasip olmaz ama bir kısmını dinlemiş biri olarak sormak istiyorum, birlikte Laneth’li konserde sahne alacağınız Pagan ve benim Radical Noise dahil birçok grubun ilk önemli kaydını orada yaptın. Teknolojideki gelişmeler ise artık işi bambaşka bir boyuta taşıdı; bu zamanlar ile o dönemin şartları arasındaki farklar konusunda ne düşünüyorsun?

Cenk-iz’le bu konu özelinde konuşmadık. Ancak onunla farklı ve garip bir durumumuz var. Cenk-iz analog teknolojiden dijitale geçilen bir dönemde tonmeister’liği bırakırken ben ise 2000’lerin ilk yarısında bir Alman eğitim kuruluşunun tonmeister’lik programını tamamladım. Dolayısıyla ben yorumlayayım. Analog ve dijitalin lezzeti başka. Yine de dijital teknoloji daha çok imkanı, çok daha ucuza sunuyor. Geçmişle bugünü karşılaştır dersen; o günün Türkiye’sinde hem kaliteli ekipman azdı hem de biz bütçelerimizle daha iyisine ulaşamıyorduk.

Günümüz Türkiye’sinde sevdiğiniz ve takip ettiğiniz gruplar var mı?

Benim şahsen yok. Ancak sadece ilgisizliğime verin.

Youtube’da 10 dakikalık TRT Rock Market çekimi görüntülerinde kendi röportajınızı kendiniz parodi tadında yapıyorsunuz, yeniden toplandığınızda da bu çekimdeki havayı yakaladınız mı kendi aranızda?

Sizi temin ederim, zorlama değildi. O günler fazlasıyla çağdaş yaşanmış. 90’lar Türkçe popundaki özgünlük de bugün yok mesela…

Cultus Türkiye’de güncel müzik icra eden, zamanını yakalayabilmiş az sayıdaki gruptan biriydi. O zamanlar her iki albümü de yaparken en çok etkilendiğiniz gruplar hangileriydi? Bugün yeniden Cultus albümü yapacak olsanız nasıl bir yola giderdi sizce albüm?

Aslında etkilendiğimiz dönemler oldu. Önce speed, sonra thrash ve en son grunge. Masturbation söylemi bir göndermedir. O şarkıda zikredilen gruplar beni tatmin edemiyor anlamında. Aslında onlar olmasa Cultus olmazdı. Bizi farklı yapan, dönemdaşlarımızdan esinlenmememiz, direkt onlara öykünmememiz olmuştur. Bugün albüm yapsak yine bol riff’li ve melodik olurdu herhalde.