Haftalık Bülten #2

Paylaş:
Haftalık Bülten #2 - Paslanmaz Kalem

Biz hala ilk bültendeki albümleri dinlemeye devam ederken takvimden kopan yedi yaprak, listelerimize yeni albümleri ekledi bile. Bu hafta da çok önemli grupların merakla beklediğimiz albümleri Spotify (ve diğer dijital platformlarda) yerini aldı, dinlenmeyi bekliyor. Yeni yazı dizimizin 2. bölümünde bu haftanın albümlerinden henüz dinleyebildiklerimize yaptığımız yorumlar aşağıda. Kulaklığınızı takın, müziğin sesini açın ve okumaya koyulun.

HYPOCRISY – Worship

İsveç’li müzisyen ve prodüktör Peter Tagtgren, Lindemann gibi pop projelerinden nihayet sıkılmış olacak ki, sekiz yıldır aklına gelmeyen Hypocrisy’i devam ettirmeye karar vermiş. Grubun 2000’ler kadrosu ile üçlü olarak kaydettiği albümde dikkati çeken ilk şey, son üç albümdeki tekdüzeliğin yerini yine 2000’lerin ikinci dönem Hypocrisy’sini hatırlatan bestelerin almış oluşu. Bir kere albüm single’larından Chemical Whore ve tam albümün ortasına konmuş olan We’re The Walking Dead, acaip başarılı şarkılar. Açılışta yer alan Worship ve ardından gelen Chemical’ın tozunu attıran Greedy Bastards ise resmen yirmi yıl önceye gidiyor insan. Tagtgren’in kendisinin de dediği gibi, artık bir Hypocrisy albümünden beklenecek yeni birşey yok ama bildiğiniz Hypocrisy müziği var. Grubun fanları genelde ikiye ayrılır; Abduction öncesi DM günlerini sevenler ve melodik yollara girdikleri sonrasını sevenler diye. Ben sonrasını sevenlerin bu albümden çok mutlu olacağını düşünüyorum.

Kerem Onan

 

NEGURA BUNGET – Zău

Transilvanya üçlemesi olarak başlayan albüm serisinin son temsilcisi ile karşı karşıyayız. Ve son olarak bahsedeceğimiz şey sadece bu da değil. Grubun ürettiği müzikler için bir kapanış senfonisi aynı zamanda. Gelecekte yeni bir malzeme olmayacak olması bu albümü incelemeyi ve özetlemeyi kolay bir hale de getirmiyor. Üzgünüz anlayacağınız…

Buruk bir hisle albümü dinlemeye başlayan benim gibi takipçiler için yaratılan huzurlu sesler ile açılan albüm grubun en iyi başardığı şeyler için yeni bir örnek sadece. Etnik enstrümanlar, ambient sesler ve yaratılan atmosfer yine klas seviyede işlenmiş durumda.

Negura Bunget’ın 2006’da yayınlamış olduğu ve başyapıtı sayılabilecek ‘Om’ ile başardığı şey, şarkıların seviyelerinin aşkın zirvelere yükselmesiydi. Muhtemelen merak ettiğiniz şey, bunu burada başarıp başaramayacakları, ancak üçlemenin önceki bölümlerinin de kanıtladığı gibi, işler yine yolunda gitmiş durumda. Parçaların öyle zirve anları var ki ustalıkları karşısında çok da kelime bırakmıyor dinleyicisine. Tamamen dinleyicisi ile baş başa kaldığında etkisi büyüyen bir albüm. Kısacası bir mood albümü. Uygun zamanda dinlediğinizde etkisi katlanarak artacaktır. İçinde kendisini bulamayan dinleyiciler için şifa dilerim…Umarım siz de aramıza katılırsınız.

Negura Bunget’a ise veda etme zamanı; anılar ve müzikleri unutulmayacak.

Volkan Atay

 

BLACK LABEL SOCIETY – Doom Crew Inc.

Zakk Wylde’ı öncelikle Ozzy Osbourne’ün 90’lardaki ve 2000’lerdeki gitaristi olarak tanıdık, Ozzy’nin Miracle Man, Perry Mason,  No More Tears ya da I Don’t Wanna Stop gibi parçalarına yazdığı rifflerle, sololarla sevdik. Sürekli kullandığı imza Les Paul Custom Bullseye gitarı ve tonları da zihinlerimize kazındı.

Ama Zakk yıllar içerisinde yetenekli bir gitaristten çok daha fazlası olduğunu gösterdi, bir söz yazarı ve frontman olarak da ışıldayabileceğini kanıtladı. Black Label Society ve kendi müziği ile inşa ettikleri de heyecan verici oldu.

O yüzden BLS’nin yeni albümü Doom Crew Inc.’yi de bu minvalde görmek gerekiyor. Bu albüm her şeyden önce bir BLS retrospektifi ve adından da anlaşılacağı üzere yıllar içerisinde edinilen tutkulu hayranlara, aileden olanlara özel olarak yazılmış bir kayıt. Hatta bir nevi aşk mektubu!

Albümde BLS’ye dair yeni bir şeyler yok belki ama BLS’nin müziğini oluşturan tüm yapı taşları mevcut. Zakk’in Led Zeppelin ve Rainbow tarzı riff tabanlı klasik hard rock merakı, Black Sabbath ve Tony Iommi gitar kancaları, country etkileri ve piyano ağırlıklı balladlar albümün ruhunu oluşturuyor.

Tüm bunlar baştan sona iyi hazırlanmış, köklerin öne çıktığı, temiz bir albümde kendisini gösteriyor. Açıkçası pandemi sürecinin de albümün demlenmesi açısından faydalı olduğunu söylemek gerekiyor, Zakk’in beste yazım stiline, enstrümantal bölümlere ve dokuya özellikle dikkat ettiği görülüyor.

Ayrıca bu albümde sadece Zakk’in müzikal vizyonu ve gitarları mevcut değil. Dario Lorina’nın da ikinci gitarist olarak Zakk ile yakaladığı uyum önemli. Albümde iç içe geçmiş harika gitar melodileri ve sololar bulunuyor.

Sonuç olarak Black Label Society iyi yaptığı şeyi yapmaya devam ediyor ve hayranlarını içtenlikle selamlıyor.

Orçun Onat Demiröz

 

ten56 – Downer Part.1

Fransa geçtiğimiz 10 yılda yeni jenerasyon metalcore grupların bayrak taşıyan ülkesine dönüştü. Gojira’nın açtığı progresif yolda yürüyen ve djent’i de bağrına basan Fransız gençler, çağdaşları İngiliz ve Avustralyalı gruplarla birlikte core’un yeni umudu oldular.

Ten56. de bu sene kurulan ve çiçeği burnunda Paris çıkışlı bir supergroup. Vokalist Aaron Matts’in, Betraying The Martyrs’den ayrılmasıyla birlikte duyurusu yapılan Ten56., yine çok sevdiğimiz Kadinja, Uneven Structure ve Novelists grup elemanlarından oluşan bir side project.

Arka arkaya gelen üç single “Diazepam”, “Sick Dog” ve “Boy” sonrasında  ilk EP “Downer Part.1” geçtiğimiz hafta dijital platformlardaki yerini aldı. EP’yi, progresif riff’ler ve industrial beat’lerle dolu bir breakdown extravaganza olarak tanımlayabiliriz. Çok net, hedefine ulaşan agresif ve amansız 6 parçadan oluşan bir eser. Ten56. sound olarak bizlere kesintisiz bir “Open This Fucking Pit Up!” deneyimi vadediyor. Beatdown fanları ve core sevdalıları ıskalamamalı.

Ersay Uçak

 

 

IN MOURNING – The Bleeding Veil

İsveçli grubun 2019 tarihli albümü sonrası fanlarını çok bekletmeden yayınladığı The Bleeding Veil tarzın beklenenini yine vermeyi başarmış gibi gözüküyor. Buradan formülasyon bir müzik zaten demeye çalışmıyorum elbette ama türün kalıplarının iyi varyasyonlar ile uygulandığını görebilmek de bir başarı olarak görülmeli.

Albümün özellikle açılış parçası Soverign ile dikkatinizi çok hızlı bir şekilde çekebileceğini düşünüyorum. Albümü kavramak adına grubun gitaristi Tim Nedergård bir izah da bırakmış durumda. Yayınlanan bu yeni albümün grubun bugüne kadarki en kişisel albümü olduğunu söylüyor. Kişisel süreçlerin her detayına ve her yönüne girdikleri ile ekledikleri albüm için anahtar kelime “Yansıma” olarak belirlenmiş durumda. Karanlık ve soyut unsurların birleştirildiği albüm İsveç soundlarını sevenler için güzel bir alternatif. Thornwalker şarkısındaki Opeth etkileşimli atışma kısmına ise bayıldım diyebilirim.

Genel olarak, “The Bleeding Veil”, In Mourning’in büyüleyici bir biçimde becerdiği son derece katmanlı bir kayıt. Doksanlı yılların ortadan kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya olan müzikal gündemine sağladığı bu tazeliği önemsiyorum.

Sene sonuna doğru gelen bu güçlü albüme bence bir göz atmalısınız.

Volkan Atay

 

LOCK UP – The Dregs Of Hades

Napalm Death’in efsane basçısı Shane Embury bir yan proje canavarı biliyorsunuz. Grup adına yayınlanmış en iyi toplama albüm olan Noise For Music’s Sake’in iç kitapçığında yer alan devasa bir aile ağacı vardır, grubun tüm elemanlarının yan projeleri dahil ilişkileri olan her grubu tek tek listeler. İşte o ağaca yine grupdaşı ( ve grindcore efsanesi Terrorizer’ın kurucu elemanı ) Jesse Pintado’yu da alarak ekledikleri Lock Up, bugün orjinal kadrodan sadece Embury ile yoluna devam ederek beşinci stüdyo albümünü yayınladı. Fakat bu sefer baba yanına o kadar devasa bir kadro almış ki, insan önce bir hayretle irkiliyor ve hadi hayırlısı kimbilir ne efsane bi albüm yapmıştır adamlar diyor kendi kendine. Zira Brutal Truth’un çığlıkçısı Kevin Sharp bu sefer vokalleri At The Gates’in Thomas Lindberg’i ile paylaşıyor. Davullar ise artık Misery Index ve Pig Destroyer referansları ile bile adam dövebilen Adam Jarvis’e ait.

Napalm Death’in Enemy For… dönemi ile grindcore’a geri dönmesinin sebebi Nasum ve Lock Up projesinin başarısı bu arada. Türü temiz soundlu ve mid tempo zıplatmalı riflerle süslü sevenler, klasik old school grind tayfasından daha çok sevecektir. Şahsen ben arada açıp dinlememe rağmen son iki albümdür Lock Up’dan eskiden aldığım tadı, kadroya kim gelirse gelsin alamıyorum. Bir şekilde her şey yerli yerinde olmasına rağmen elimi sepete götürüp ‘şunun plağını sipariş edeyim’ diyemiyorum. Yirmi yıldır en az onar Nasum, Napalm Death nakaratı vardır kendi kendime ezberden söylediğim, Lock Up’ın son üç albümdeki tek şarkısını bile bugüne kadar repeat’e almadım.

Kerem Onan

 

ARCHGOAT  – Worship The Eternal Darkness

Gelin biraz ebedi bir karanlığa tapınalım. Tapınalım çünkü aslında herhangi bir Archgoat albümünde olduğu gibi bunun için de yeterli imkan var elimizde. Tapınma işini bir üst boyuta falan çıkarmadan iyi bildikleri işi yaptıkları bir albüm daha geldi kendilerinden. Çanlar, tekinsiz melodiler, satanik uğultular ve savaş açılan bir dolu başlık. Yani Archgoat bildiğiniz gibi aslında. Marazi zanaatlarıyla yeraltı sahnesinin korudukları yerlerine bir çivi daha çakılmış gibi düşünebiliriz. Oldukça ilkel bir anlayışla hiç estetik bir tavır takınmadan ürkütmeye devam ettiriyorlar.

Bu albümde de basit yapılara sahip tekrarlayan melodileri tercih ederek benzer bir besteleme işini sürdürmüşler. Ama bu keçi inadı onlara büyük bir avantaj sağlıyor elbette. Bu inat yapmayı istedikleri müziği kendi kariyerlerinde sürdürülebilir ve ikna edici kılmasında büyük pay sahibi çünkü.

Evet, Archgoat seslerini yumuşatmayı veya daha felsefi ve daha sakin sosyal konulara geçmeyi hiç düşünmedi, bu yüzden bu albümde de kendimizi 40 dakikalık saf şeytani black/death metale hazırlamak için sesi biraz daha açıp ışığı kısma vakti. Fanlar çoktan yerini almıştır bence.

Volkan Atay

 

 

Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.