KESMEŞEKER / CENK TANER – En İyi 10 Şarkı

Paylaş:
Cenk Taner - Kesmeşeker - En İyi 10 Şarkı - Paslanmaz Kalem

Bazı gruplar vardır, hızlı ve görkemli bir biçimde parlarlar, devamında bu büyük dalganın üzerinde ayakta durmayı başarıp güzel bir ticari kariyer yaparlar ya da duramazlar ve kısa süre içinde sönüp giderler. En kötü durumda o büyük parlama zaman zaman hatırlanır, çoğu zaman da unutulur.

Bir de bazı gruplar vardır, hiçbir zaman görkemli parlamazlar ama infilak etmeden gürüldemeye devam eden volkanlar gibi dipten ve derinden yanmaya devam ederler. Öyle tasarlanmıştır bu gruplar, ya dünya onların biçimine ayak uyduracak, ya da onlar bir biçimde devamlılığını sürdürebilecekleri miktarda insanı yakalayacaklardır. Kaderlerinde doyum değil, sonsuz bir eksiklik hissi vardır. O histir zaten istikrarlı biçimde kaliteli albümler yapmalarını sağlayacak güdüleri ateşleyen.

Kesmeşeker tam olarak böyle bir isimdir. 1990’ların başında, rock müzik üzerindeki görünmez ambargo kalktığı zaman diğer Türkçe rock grupları ile birlikte ortaya çıkmışlardır. Ancak aynı yoldan gittikleri çoğu grup 1980’lerde oluşan boşlukları klişeler ile doldurmaya çalışırken Kesmeşeker, liderleri Cenk Taner’in içtenliği ve kimliği yüzünden olsa gerek, asla belirli kalıplara oturmamış, kendi içten çizgisini oluşturmuştur.

Rock müziğin en büyük klişelerinden biridir aşk şarkısı yazmak. 1980’ler sonundan itibaren Türkçe rock grupları da aşk acısıyla ilgili çok şarkı yazdı. Peki hangisi ‘S.O.S.’ ya da ‘Aşk ve Para’ gibi Rock Star’lığın R’sini bile barındırmayan, klişelerin dışında, içtenliğin ve kırılganlığın zirvesinde, kamikaze şarkılar yazdı? Hiçbiri. Kesmeşeker grunge ve İKİS jenerasyonu bu ülkeyle teğet geçmeden değil, daha dünyaya bile gelmeden önce “kaybedenler” için müzik yapıyordu, “bebek beni bırakıp gitme, tamam elimi sallasam ellisi ne de olsa rak sıtarım ama senin gibisi yok” demiyordu, “tırnaklarımın ucuyla tutunmaya çalışıyorum, bunu da batırırsam her şey bitecek” diyordu. Bu, tam olarak bestecinin kendi kimliğini tarza yedirmesidir, belirli bir müzik janrını sevdiği için icra etmesi değil, o müzik janrını araç olarak kullanabilecek olgunluğa sahip olmasıdır.

Futbolla ilgili şarkı yazmak da 1990’lar başında modaydı. Uf-Er’den başlar, Athena’nın ikinci albümüne dek uzanır bu mesele. Kesmeşeker de bu furyaya kapılmadı mı? Tabii ki kapıldı. İkinci albümleri “Aşk ve Para”da ‘Şampiyon’u yazdılar. Ancak söz konusu şarkının nasıl girdiğine bir bakalım:

“Bu sene yokuz gene

Ne kupada ne ligde

Son saniye golüyle

Sona erdi umutlar

Kaldı seneye

Son saniye golüyle.”

1993’te yayımlanmış bu albümden yola çıkıyor ve 2011 senesine, “Doğdum Ben Memlekette” albümüne geliyoruz. ‘Metin Kurt Yalnızlığı’ isimli bir şarkı var bu albümde. Evet bu şarkı ile ‘Şampiyon’un tek ortak noktası birinin tamamen, diğerinin ise ucundan futbolla ilgili olması… Değil tabii. Aslına bakarsanız iki şarkı da futbolla ilgili değil. Futbol, Kadıköy, Okullar, Dolmuşlar, Otobüsler, aklınıza gelen diğer her şey aslında Cenk Taner’in hislerini ve dertlerini anlatması için hem birer arka plan, hem de birer araç. Bu hep böyleydi, hep de böyle oldu. ‘Şampiyon’un nakaratındaki “yensek de yenilsek de şampiyon” sözü ile ‘Metin Kurt Yalnızlığı’ şarkısındaki TV spikeri anonsunun (Metin Kurt’un topun yerden sekmesi ile gol kaydedebilmesi) ana fikri aynıdır: Kaybetmek zorunda olan birinin zorunlu mücadelesi ve dayanma gücüyle belki de rastlantı eseri kazandığı küçük zaferlerinin aslında ne kadar büyük anlamlar taşıdığı.

Cenk Taner karakterlerinin hepsi kaybedenlerdir, doğru. Ancak suskun kaybedenlerdir onlar. Veryansın etmezler, kabullenmeye çalışırlar. Baba parasıyla depresyona girenlere değil, içine atmak zorunda olanlara müzik yapar Cenk Taner. Genç yaşta çalışmak zorunda kalıp hayallerine el sallayanlara örneğin. Kulağında Alice In Chains’le camdan atlayan 16’lık çocuğun değil, Ankara Meclis Parkında sabaha karşı kendini ağaca asan çöp toplayıcı gencin ruhundan konuşur. İstanbul’un narsist, ben merkezcil, şizofren, insanlara zarar veren, şerefsiz depresifine değil, henüz saflığını yitirmemiş yalnız “taşra” çocuğuna ulaşır en rahat bu yüzden. Merak eden gider, “İnsülin” albümünün açılışındaki enfes ‘Yoksulluk’u dinler. “Çarşıya çıktım, bir bilet aldım / Otobüse bindim, gittim / Bir türlü yenemedim, bir türlü yenemedim.”

Cenk Taner’i düşününce aklıma tek sayfalık bir karikatür öykü geliyor, zamanında bir mizah dergisinde okumuştum, o zamanlar anlamlandıramadığım biçimde çok etkilenmiştim, bunu da anlatıp gideyim. Öyküde bir miço var, “bu hayatta sevdiğim bir şey bulamadım hadi eyvallah” diye gemiden aşağı atıyor kendini EKSIL ROZ misali. Öykü bu ya, ölmeyi de başaramıyor, boğulmak yerine minicik bir adada karaya vuruyor. Adada küçük bir kertenkele, koca bir lahit ve birkaç korsan iskeleti var. Bu iskeletlerde birer takma göz buluyor eleman. Ee, yapacak bir şey bulamayınca “bari kendime bir ıstaka yapıp lahitin üzerinde gözlerle bilardo oynayayım” diyor. Zamanla anlıyor ki aslında yapması gereken bilardo oynamakmış, bir şevk, bir keyif, sormayın gitsin. Küçük kertenkele ölüyor, eleman yaşlanıyor, durmadan bilardo oynuyor. Ölüm günü geldiğinde kendi kendine diyor ki, “dünyanın en iyi bilardo oyuncusuyum ancak kimsenin haberi bile olmadı, kimse şahit olmadı, kimse görmedi.” O esnada lahit üzerinde duran üç takma göz konuşuyor: “Biz gördük ihtiyar, hepsini gördük, biz şahitiz!”

İşte biz de bir avuç takma göz olarak sizlere bu listeyi hazırladık. Umarız ilginizi çeker, Cenk Taner’in büyük şairliği, besteciliği ve dehası ile tanışmanıza vesile olur da siz de uçsuz bucaksız azınlığın arasına katılırsınız.

Mert Yıldız

Cenk Taner ve Kesmeşeker’in en iyi 10 şarkısı

10) Metin Kurt Yalnızlığı

Özgür: Kesmeşeker’in 2011 çıkışlı Doğdum Ben Memlekette albümünde “Her Şey Sermaye İçin Sevgilim”den sonraki en güzel şarkısıdır bana göre. Futbolcuya yazılmış bir şarkı ağlatır mı arkadaş? Cenk Taner yazınca ağlatıyor işte. “Yola çıkalım desem, yolsuzuz o başka” ve “İki şişe ucuz şarap bir tarih yazabilir” dizeleri ile kaptanın zekasına hayran olmamak mümkün değil gerçekten. Her şarkısında olduğu gibi içinize işleyen sözleri, Metin Kurt’un ceza sahasındaki yalnızlığına sizi hüzünlendirmeyi başarır; dertleşir gibi, içinden geldiği gibi samimi ama aynı zamanda kelimelerle ustaca oynandığı belli, şairane sözleri… Şarkıda spikerin konuşması araya girip sizi bir ara maçın havasına sokar, küfretmek gelir içinizden ama bu defa hakeme değil, direkt hayata. Tam o esnada kaptan “sen mi güzelsin yoksa hayat mı güzel?” deyiverir, içinizi bir umut kaplar, vazgeçersiniz… Şarkı bittiğinde muhtemelen şarap yarıyı geçmiştir.

Listenin devamını aşağıdaki sayfa numaralarından gezebilirsiniz.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.