KESMEŞEKER / CENK TANER – En İyi 10 Şarkı

Paylaş:
Cenk Taner - Kesmeşeker - En İyi 10 Şarkı - Paslanmaz Kalem

8) İzin Vermedi Yalnızlık

Mert Yıldız: Daha önceden Philip Kaufmann & Eric Caboor’un “kayıp” başyapıtı “Songs From Suicide Bridge” ve Loner Folk kavramı ile ilgili uzunca bir yazı yazmıştım, belki bazılarınız hatırlar (dileyen buradan okuyabilir.) İşte Cenk Taner, yani Kesmeşeker’in tek değişmezi, beyni ve kalbi, günün birinde elektro gitarını bırakarak, tek başına, sadece akustik gitarı ve sesiyle “İzin Vermedi Yalnızlık”ı yapmaya karar verdi. Daha önceden de Türkiye’de bir sürü insan eline akustik gitar alıp şarkılar kaydetmişti, Bülent Ortaçgil’den Yaşar Kurt’lara doğru gider bu mevzu. “Şarkıcı – Şarkı Yazarı” tanımı altında taçlandırılır bu tip işler. Ama her “Şarkıcı – Şarkı Yazarı” Loner Folk kavramıyla örtüşmez. Loner Folk’un can damarları gösterişsizlik, umutsuzluk, üzüntü ve yıkımdır. Türkiye’nin ilk Loner Folk ürünü “İzin Vermedi Yalnızlık”tır ve şu ana dek bu türde dinlediğim dünya çapında en iyi birkaç albümden de biridir.

Garip bir birikimin albümüdür “İzin Vermedi Yalnızlık.” Büyük duygusal zirveleri değil, kendi içinde tutarlı bir içe kapanıklığı vardır. Cenk Taner’in mütevazı, durağan ses tonu, yalnızlık ve kayıp hissiyle dolup taşan lirikleri daha da yürek burkucu bir nostaljiye sürükler: Artık geri dönüş umudu kalmamıştır, suskun bir kabulleniş haline bürünmüştür şarkıcı. Bu albümün görünmez zirvesi de işte bu isim parçasıdır. George Harrison balladlarını anımsatan dingin, tatlı akorlar ve Beatles benzeri meleksi bir koro ile başlayarak tabiri caizse dinleyiciye “feyk atar.” Önceki 5 parçanın duygusundan uzaklaştığınızı zannedersiniz ancak Cenk Taner’in kalp kırıklığı dolu sözleri girdiğinde, dinginlik neredeyse alaycı, acı, asla uzun süre bakamayacağınız, yüzünüzü kaçırmak isteyeceğiniz bir gülümseye dönüşür (“Umutsuzluk yasak! İkinci bir emre kadar.”)

Kaybetmenin, yenilginin artık kabullenilmesidir parçada anlatılan (“Ben seni düşündüm, zaten çok vakit alır dünyaya dönmem, sırf bu yüzden dönemem.”) Ancak bu kabullenmenin sonunda acı ve keder bitmeyecektir, asıl kabullenilmesi zor olan da budur zaten. Öyle ki, şarkının bir noktasında, geçmişin hesaplaşmasını yaptıktan sonra bile yoksunluk hissi geçmediğinden, şair kaybettiği kişi ile sanki hiç kaybetmemişçesine, içine bolca kara mizah da serperek, hayalinde umutsuzca sohbet eder (“Ahmet’i hiç görmedim, evlenmiş duydum, hayır, öbür kızla, hani öğretmen olan.”)

Ama sonuç nafiledir, kapı kapanmış, süreç tamamlanmıştır. Şarkıcı de diğer insanlar gibi, bu korkunç boşluğu, bu baş edilemez hayal kırıklığını bastırmak için kendince metotlar geliştirir. Cinsellik ile, satın alınabilir şeyler ile, anlık tatmin oluşlar ile bu kaybın üstünü örtmeye çalışır (“Yerde renkli dergiler, satın alınmış düşler, iki sayfa yer tutmuş sekste fanteziler.”) Banalliğin güvenli kollarına bırakır kendini ama acının asla geçmeyeceğini ve bu suçluluğu her zaman içinde taşıyacağını da son cümlesinde müjdeler (“Unutmak ceza oldu, dokunmak günah oldu zaten.”)

Daha gösterişli, içine daha kolay girilebilir parçalar barındırmasına rağmen albümün isim parçası olarak bunu boşuna seçmemiştir Cenk Taner. Bu albümün Yoda’sıdır ‘İzin Vermedi Yalnızlık;’ öyle kendi halinde, minik ve gösterişsizdir ki asla bu kadar büyük bir yoğunluk barındırmasına ihtimal vermezsiniz. Oysa tüm albümün ana fikri ve belki de yapılma sebebidir çünkü kayıp acısını değil, gelecek senelerde bekleyen umutsuzluğu, kırgınlığı, eksikliği, renksizliği ve maalesef bunlarla yaşamak zorunda oluşu anlatır.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.